MAHMUDE ile Oluşan Kelimeler (MAHMUDE Kelime Türetme)
MAHMUDE harflerinden oluşan 33 kelime bulunuyor. MAHMUDE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Mahmude kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
7 Harfli Kelimeler
MAHMUDE16
6 Harfli Kelimeler
MAHDUM15
5 Harfli Kelimeler
HUMMA12, MADEM9
4 Harfli Kelimeler
UHDE11, DEHA10, DUMA8, UMDE8, ADEM7, UMMA7, AMME6
3 Harfli Kelimeler
DAH9, DEH9, HAD9, AHU8, HEM8, HAM8, DUA6, DAM6, DEM6, MUM6, EDA5
2 Harfli Kelimeler
HU7, AH6, EH6, HA6, HE6, AD4, DE4, AM3, EM3, ME3, MA3
AM
- Dişilik organı
- Amerikyum elementinin simgesi
EM
- İlaç, merhem
Ata Sözleri ve Deyimler
- eme seme yaramamak
- eme yaramak
ME
- Türk alfabesinin on altıncı harfinin adı, okunuşu
-
Koyun, kuzu vb. hayvanların çıkardığı ses
Kara koyun kuzular kuzulamaz / Me deme - Fazıl Hüsnü Dağlarca
AD
-
Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim, nam
Görmediniz mi, adını söyleyince herkes put kesiliyor. - Ahmet Hamdi Tanpınar
- Herkesçe tanınmış veya işitilmiş olma durumu
- Canlı ve cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, çeşitli durumları bildiren kelime, isim
Ata Sözleri ve Deyimler
- ad almak
- ad çekmek
- adı (bile) olmamak
- adı batası (veya batasıca)
- adı batmak
- adı bile okunmamak
- adı çıkmak
- adı çıkmış dokuza, inmez sekize
- adı deliye çıkmak
- adı duyulmak
- adı geçmek
- adı gibi bilmek
- adı kaldırılmak
- adı kalmak
- adı karışmak
- adı kötüye çıkmak
- adını ...-ye çıkarmak
- adını ağzına abdestle almak
- adını ağzına almamak
- adını anmak
- adını bağışlamak
- adını çıkarmak
- adını kirletmek (veya lekelemek)
- adını koymak
- adını taşımak
- adını vermek
- adı olmak
- adı var
- ad koymak
- ad takmak
- ad vermek
- ad yapmak
Birleşik Kelimeler: ad aktarması, ad bilimi, ad cümlesi, ad çekimi, ad çekme, ad durumu, ad gövdesi, ad kökü, ad tabanı, ad tamlaması, addan türeme ad, addan türeme eylem, adı belirsiz, adı sanı, adı üstünde, adına, adıyla sanıyla, adlar dizgesi, adlı adıyla, bayramlık ad, birleşik ad, eylemden türeme ad, kısma ad, küçük ad, ön ad, özel ad, somut ad, soyut ad, takma ad, türemiş ad, yalın ad, aile adı, göbek adı, kod adı, soyadı, tanıtma adı, topluluk adı, yer adı, kendi adına
- Sayma
- Sayılma
Birleşik Kelimeler: addetmek, addolunmak
DE
- Türk alfabesinin beşinci harfinin adı, okunuşu
EDA (Kelime Kökeni: Arapça edāʾ)
-
Davranış, tavır
Gül kokusunda saf ve masum bir eda, yaseminde romantik bir sevda hisseder gibi olurum. - İbrahim Alâeddin Gövsa
-
Naz, işve
Giyimi kuşamı tepeden tırnağa Paris modası ya, nazı edası hiç aşağı kalmıyor ki! - Attila İlhan
-
Anlatış biçimi, tarzı
Sonra birdenbire sözlerinin konferans edasını değiştirerek bana sordu. - Ömer Seyfettin
-
Verme, ödeme, yerine getirme
Bir zamanlar gözünde büyüttüğü adama bir nevi minnet borcu edası olmalıydı bu. - Osman Aysu
Ata Sözleri ve Deyimler
- eda etmek
AMME (Kelime Kökeni: Arapça ʿāmme)
- Kamu
Birleşik Kelimeler: amme davası, amme efkârı, amme hukuku, amme idaresi, amme menfaati
DUA (Kelime Kökeni: Arapça duʿāʾ)
- Yakarış
-
Tanrı'ya yalvarma, yakarış için söylenen dinî metin
Pazartesi, perşembe geceleri yatağında gizli gizli Arapça dua okurdu. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- dua (veya duasını) almak
- dua etmek
- duası tutmak
Birleşik Kelimeler: beddua, hayır dua, cenaze duası, hatim duası, karınca duası, pehlivan duası, sofra duası, yağmur duası, yemek duası
DAM
-
Yapıları dış etkilerden korumak amacıyla üzerlerine yapılan çoğu kiremit kaplı bölüm
Pencerenin önüne geçmiş, dalgın ve hiddetli nazarlarıyla karşıki damları seyrediyordu. - Ercüment Ekrem Talu
-
Üzeri toprak kaplı ev, küçük ev, köy evi
Hekim kendisine üç ay, tam üç ay damdan dışarı çıkmaya izin vermemişti. - Nabizade Nâzım
- Tutukevi
-
Ahır
At damında çocuğa çok iyi bir yer yapmıştı. - Halide Edip Adıvar
Ata Sözleri ve Deyimler
- dama çıkmak
- damdan çardağa atlamak
- damdan düşen, damdan düşenin hâlini (veya hâlinden) bilir
- damdan düşercesine
- damdan düşer gibi
- dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı
- dam yandı, içindeki sıçan da (birlikte) yandı
Birleşik Kelimeler: dam aktarma, dam altı, dam koruğu, ısıdam, aş damı, domuzdamı, öküz damı
-
Dansta kavalyenin eşi
Erkeklerin kimi damlarının elinden, kimi kolundan, kimi de hafifçe omzundan tutmuş, geliyorlardı. - Çetin Altan
- İskambil kâğıtlarında kız
DEM (Kelime Kökeni: Farsça dem)
- Hazırlanan çayın renk ve koku bakımından istenilen durumu
-
Zaman, çağ
Âdem'den bu deme neslim getirdi / Bana türlü türlü meyve yetirdi - Âşık Veysel
- Pişirilen yemeklerin yenecek kıvamda olması
- Soluk, nefes
- İçki
- Koku
Ata Sözleri ve Deyimler
- dem çekmek
- dem tutmak
- dem vurmak
Birleşik Kelimeler: her dem
- Kan
Ata Sözleri ve Deyimler
- dem dökmek
Birleşik Kelimeler: deveranıdem
MUM (Kelime Kökeni: Farsça mūm)
- Bir fitilin etrafına erimiş bal mumu, içyağı, stearik asit veya parafin dökülerek genellikle silindir biçiminde dondurulan ince, uzun aydınlatma aracı
- Bal mumu
- Işık şiddeti birimi, kandela
-
Bazı böcekler ve bitkiler tarafından salgılanan, böceklerin deri ve tüylerini, bitkilerin yüzeyini kaplayarak koruyucu görev yapan, içinde serbest yağ asitleri, alkoller ve doymuş hidrokarbonlar bulunan esterler
En bilinen mum, arıların yaptığı bal mumudur.
Ata Sözleri ve Deyimler
- muma döndürmek (veya çevirmek)
- mum dibine ışık vermez
- mum etmek
- mum gibi
- mum kesilmek
- mumla aramak
- mumla aratmak
- mum olmak
- mum tutturmak
- mum yakmak
- mum yanmayınca pervane dönmez (veya yanmaz)
- mum yapıştırmak
Birleşik Kelimeler: mum ağacı, mum ampul, mum boyası, mum cilası, mum çiçeği, mum direk, mum duruşu, mumhane, mum palmiyesi, mumsöndü, bal mumu, eğir mumu, mühür mumu, yer mumu
AH
- İlenme, beddua
-
(a:h) Sesin tonuna göre pişmanlık, öfke, özlem, beğenme, sevgi vb. duygular anlatan bir söz
Ah, ne güzeldi o Direklerarası'ndaki ramazan ve donanma geceleri. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
(a:h) Ağrı, acı duyulduğunda söylenen bir söz
Ah başım!
Ata Sözleri ve Deyimler
- ah alan onmaz
- ah almak
- ah çekmek
- ah etmek
- ahı çıkmak
- ahını almak
- ahını yerde koymamak
- ahı tutmak
- ahı yerde kalmamak
- ah yerde kalmaz
Birleşik Kelimeler: ah vah, ahuvah
EH
-
`Olur, peki veya fena değil` anlamlarında kullanılan bir söz
Eh! Bize gerekli olan da o; bütçemizi doğrultur, pansiyoner olmaktan vazgeçeriz. - Attila İlhan
-
Bezginlik anlatan bir söz
Eh, dün geceki kafayla bu kadarı olacaktı elbet! - Necati Cumalı
HA
-
İstek uyandırmak için kullanılan bir söz
Ha göreyim seni! Ha gayret!
-
(ha:) Şaşma anlatan bir söz
Amma güzel ha! Öyle oldu ha!
-
(ha:) Dikkati çekmek, uyarmak için kullanılan bir söz
Sakın ha bir daha yapma! Sakın ha ağlamanı istemiyorum. - Attila İlhan
-
(ha:) Bir şeyin birdenbire hatırlandığını veya kavrandığını anlatan bir söz
Ha, miralay arzu ederse o başka tabii! - Attila İlhan
-
Tekrarlanarak kullanıldığında eşitlik anlamı veren bir söz
Ha ben gelmişim ha o. Ha bağ ha bahçe ha tarla.
-
Bazen tekrarlanan bir emir kipinin tekrarları arasında yer alarak fiil ile anlatılan işin uzadığı ve bundan bıkıldığı bildirilir
Yürü ha yürü, yol bitmiyor ki.
- Evet
-
(ha:) Soru bildiren bir söz
Sen de geldin ha?
Ata Sözleri ve Deyimler
- ha babam (ha)
- ha babam de babam
- ha bire
- ha deyince
- ha gayret
- ha şöyle
- ha şunu bileydin
- Hahniyum elementinin simgesi
HE
- Türk alfabesinin onuncu harfinin adı, okunuşu
- Evet
Ata Sözleri ve Deyimler
- he demek
- Helyum elementinin simgesi