MAGAZİNLEŞMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

MAGAZİNLEŞMEK harflerini içeren 5 harfli 154 kelime bulunuyor. 5 harfli MAGAZİNLEŞMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GEZİŞ15, GAMZE13, GİZEM13, GEZME13, EZGİN12, GAZAL12, GAZEL12, GALİZ12, GELİŞ12, GENİŞ12, GENİZ12, İŞGAL12, MAGMA11, AGAMİ10, GELME10, KAMGA10, MANGA10, ZAMME10, AZMAN9, AZMAK9, AZAMİ9, AŞMAK9, ALMAŞ9, AKMAZ9, AKŞAM9, EŞLEM9, EŞMEK9, ELGİN9, EZMEK9, ENGEL9, ENZİM9, ELZEM9, EMZİK9, EGALE9, GAİLE9, GELEN9, GENEL9, GELİN9, İZLEM9, İŞEME9, İŞLEM9, İLZAM9, KAZMA9, MEŞİN9, MİZAN9, MALAZ9, MELEŞ9, MELEZ9, MENŞE9, MAZAK9, NİZAM9, NAMAZ9, ŞİMAL9, ŞİLEM9, ŞAMİL9, ŞAMAN9, ZALİM9, ZAMAN9, ZEMİN9, ANZAK8, AŞİNA8, ALİZE8, EŞKAL8, EŞKİN8, EŞLEK8, EŞLİK8, EZANİ8, EZELİ8, EZİNE8, ENKAZ8, İNZAL8, İZALE8, İZLEK8, İŞLEK8, İŞKAL8, KLİŞE8, KANİŞ8, KAŞAN8, KEŞEN8, KEŞAN8, KAZAN8, KELEŞ8, NEZLE8, NAKŞİ8, NAZİL8, NAZİK8, NAZAL8, ŞELEK8, ŞEKLİ8, ŞEKİL8, ŞALAK8, ŞEKEL8, ZANKA8, AMMAN7, EMMEK7, İMAME7, MAMAK7, MAKAM7, ANMAK6, ANLAM6, ANİME6, ANEMİ6, ALMAN6, ALMAK6, AMELİ6, AMELE6, AKEMİ6, AKMAN6, EKLEM6, ENLEM6, ELMEK6, EMLAK6, EMLİK6, İNMEK6, İMALE6, İMKAN6, İLMEK6, İMLEK6, İKAME6, İKMAL6, KLİMA6, KAMİL6, KANMA6, KAMAN6, KALEM6, KALMA6, KAİME6, KEMAL6, KEMAN6, KELAM6, KELEM6, LİMAN6, MALİK6, MALEN6, MANİA6, MALAK6, MAİLE6, MELEK6, MEKAN6, MELİK6, NEMLİ6, ANLAK5, ANELE5, ALKAN5, ALENİ5, AKLEN5, AKLAN5, KANAL5, KALAN5, LİKEN5, LAKİN5, NİKEL5, NAKLİ5, NAKİL5

ANLAK

[isim]

[ruh bilimi]

  • Zekâ

ANELE (Kelime Kökeni: İtalyanca anello)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka

ALKAN (Kelime Kökeni: Fransızca alcane)

[isim]

[kimya]

  • Doymuş alifatik hidrokarbonların genel adı, parafin

ALENİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿalenī)

[sıfat]

  • Açık, ortada, meydanda, herkesin içinde yapılan

    Siz bugüne kadar zevcenizin vicdansızca ve aleni hıyanetine, edepsizliğine tahammül ettiniz. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Birleşik Kelimeler: aleni tadat

AKLEN (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳlen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Akıl gereğince, akıl yönünden

AKLAN

[isim]

[coğrafya]

  • Sularını bir denize veya göle gönderen bölge, maile

    Karadeniz aklanı.

  • Bir dağ sırasının yamaçlarından her biri

KANAL (Kelime Kökeni: Fransızca canal)

[isim]

  • Bazı bölgeleri sulamak, kurutmak amacıyla veya gemilerin işlemesine elverişli, insan eliyle açılmış su yolu

    Süveyş Kanalı.

    Panama Kanalı.

  • Telefon, telgraf, radyo, televizyon vb. araçlarla iletişimi sağlayan yol, hat

    Bir kanaldan ötekine geçerken aldığı yüklü transfer bedelini nasıl ödeyecekti bu kadın? - İnci Aral

  • Tahtanın liflerine dik yönde açılan kırlangıç kuyruğu biçimli girinti

[anatomi]

  • İçinden damar, sinir veya bir sıvı geçen yol

[coğrafya]

  • İki kıyı arasındaki dar ve derin deniz

    Mozambik Kanalı.

Birleşik Kelimeler: atmık kanalı, hava kanalı, öd kanalı, reçine kanalı, yarım daire kanalları

KALAN

[sıfat]

  • Kalma işini yapan
  • Artan, mütebaki

    Kalan on lirayı Aliş'e verdim. - Halikarnas Balıkçısı

[isim]

[matematik]

  • Bir çıkarmanın sonucu

[isim]

[matematik]

  • Bölme işleminde bölünenden artan sayı

LİKEN (Kelime Kökeni: Yunanca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı

[tıp]

  • Kaşındırıcı bir deri hastalığı

Birleşik Kelimeler: liken bilimi

LAKİN (Kelime Kökeni: Arapça lākin)

[bağlaç]

  • Ama

    Halis bir şiir fena okunabilir lakin sahte bir şiir iyi okunamaz. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Ancak

NİKEL (Kelime Kökeni: Fransızca nickel)

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 28, atom ağırlığı 58,71, yoğunluğu 8,9 olan, gümüş parlaklığında, demir sertliğinde, kolay işlenebilen ve kolayca tel durumuna getirilebilen bir element (simgesi Ni)

Birleşik Kelimeler: nikel kaplama

NAKLÎ (Kelime Kökeni: Arapça naḳlī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Taşıma ile ilgili olan
  • Nakle dayanan, anlatılan, söylenen (gerçek)

Birleşik Kelimeler: naklî mazi

NAKİL (Kelime Kökeni: Arapça naḳl)

[isim]

  • Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım
  • Göç, taşınma

    İşte, nakil masrafı da avucumda, diyerek otuz lirayı saydı. - Sermet Muhtar Alus

  • Anlatma, söyleme, hikâye etme
  • Bir görevden başka bir göreve atanma, tayin
  • Yazı veya resmin aynısını başka bir şeyin üzerine yapma, kopya etme
  • Başka dilden bir eseri kendi diline çevirme, tercüme etme

Birleşik Kelimeler: nakil aracı, nakil vasıtası, nakledilmek, nakletmek, naklettirmek, bitki nakli, kan nakli, organ nakli

[sıfat]

[eskimiş]

  • Taşıyan, aktaran, geçiren
  • Anlatan, hikâye eden

[fizik]

  • İletken

ANMAK

[-i]

  • Birini veya bir şeyi akla getirerek sözünü etmek veya onu düşünmek, zikretmek, hatırlamak

    Onun bu fedakârlığını her yerde, her zaman minnetle anacağım. - Peyami Safa

[-i]

[-le]

  • Bir armağanla birinin gönlünü almak
  • Adlandırmak

    Onu, başka Tahirlerden ayırt etmek için `Temiz Tahir` diye anarlardı.

ANLAM

[isim]

[dil bilimi]

  • Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana, meal, fehva, deme, mazmun, medlul, valör

[mantık]

  • Bir önermenin, bir tasarının, bir düşüncenin veya eserin anlatmak istediği şey

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anlam çıkarmak
  • anlamına gelmek
  • anlam vermek

Birleşik Kelimeler: anlam aykırılığı, anlam bayağılaşması, anlam bilimi, anlam bilimsel, anlam daralması, anlam değişmesi, anlam genişlemesi, anlam iyileşmesi, anlam kayması, anlam kötüleşmesi, bağlamsal anlam, eş anlam, ikiz anlam, bir anlamda