[isim]

• Eklenmek işi

[isim]

• Ellenmek işi

[-i]

• Elle dokunmak

  Görüyorsunuz, ben hiçbirini ellemiyor, hiçbirini açmıyorum. - Yusuf Ziya Ortaç

[nesnesiz]

• Eleme işine konu olmak veya eleme işi yapılmak

• Sınavda başarısız sayılmak

  İstekliler birer birer elenince en heveslisi ile karşı karşıya kaldı. - Haldun Taner

[mecaz]

• Süzülmek

  Bahçeye, kafeslerde elenen solgun bir ışık vurmuş. - Yusuf Ziya Ortaç

[spor]

• Yarışma dışı kalmak, yarışmadan çıkarılmak

[nesnesiz]

• Uykulu, sıkıntılı veya yorgunluk duyulan bir anda ağzı genişçe açarak soluk alıp vermek

  Birden çenelerim gerildi. Uzun uzun esnedim. - Ahmet Haşim

• Bir cisim bir etki ile biçim değiştirmek

  Sobada ateş çıtırdıyor / Duvarlar esniyor gibi - Halit Fahri Ozansoy

• Bollaşıp genişlemek

[-i]

[halk ağzında]

• Önem vermek, aldırış etmek

[-i]

[halk ağzında]

• İlaç sürmek, ilaç vermek

[isim]

[eskimiş]

[hukuk]

• Mal varlığı

[nesnesiz]

• Koyun, kuzu veya keçi bağırmak

[-i]

• Değerini anlamak, gerekli niteliği taşıyıp taşımadığını bulmak için bir insanı, bir nesneyi veya bir düşünceyi sınamak, tecrübe etmek

  Gelecek ise daha denemediğimiz zaman kesitidir. - Nermi Uygur

• Bir işe, başarmak amacıyla başlamak, girişimde bulunmak, teşebbüs etmek

  Ayağa kalkarak üç adım ötedeki musluğa kadar gitmeyi denedi. - Peyami Safa

[isim]

[matematik]

• İçinde yer alan bazı niceliklere ancak uygun bir değer verildiği zaman sağlanabilen eşitlik, muadele

  Bir denklemde küçük bir eksi artı yanlışı altüst eder eşitliği. - Necati Cumalı

[kimya]

• Bir yanında olaya giren çeşitli maddelerin formülleri, öteki yanında da tepkime sonucu oluşan yeni maddelerin formülleri bulunan eşitlik

• koşullar ne olursa olsun aldırış etmemek

  Yağmur kar demedi, yola çıktı.

Ata Sözleri ve Deyimler

• dediği çıkmak
• dediğinden (dışarı) çıkmak
• dediğine gelmek
• dedi mi
• deme!
• demediğini bırakmamak (veya koymamak)
• deme gitsin
• demek
• demek istemek
• demek ki (veya demek oluyor ki)
• demek olmak
• der oğlu der
• deyip de geçmemek
• diyecek yok

[isim]

• Demlemek işi

[-i]

• Benzer iki şeyi bir araya getirmek

[sinema]

[televizyon]

• Ses ile görüntü arasında gerekli bağı sağlamak

[isim]

• Eşelemek işi

  Anadolu'yu ana yurt saymaya, topraklarımızın tarihini onunla eşelemeye Atatürk ile başlamışız. - Sabahattin Eyuboğlu