MABUDE ile Oluşan Kelimeler (MABUDE Kelime Türetme)

MABUDE harflerinden oluşan 24 kelime bulunuyor. MABUDE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Mabude kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

MABUDE12

5 Harfli Kelimeler

BADEM10

4 Harfli Kelimeler

DUBA9, BADE8, DUMA8, UMDE8, ADEM7

3 Harfli Kelimeler

BAD7, BED7, ABU6, DUA6, DAM6, DEM6, ABE5, EDA5

2 Harfli Kelimeler

BU5, AB4, AD4, BE4, DE4, AM3, EM3, ME3, MA3

AM

[isim]

[kaba konuşmada]

  • Dişilik organı

[kimya]

  • Amerikyum elementinin simgesi

EM

[isim]

[halk ağzında]

  • İlaç, merhem

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eme seme yaramamak
  • eme yaramak

ME

  • Türk alfabesinin on altıncı harfinin adı, okunuşu

[isim]

  • Koyun, kuzu vb. hayvanların çıkardığı ses

    Kara koyun kuzular kuzulamaz / Me deme - Fazıl Hüsnü Dağlarca

AB (Kelime Kökeni: Farsça āb)

[isim]

[eskimiş]

  • Su

Birleşik Kelimeler: abıhayat, abıkevser, abuhava

AD

[isim]

  • Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim, nam

    Görmediniz mi, adını söyleyince herkes put kesiliyor. - Ahmet Hamdi Tanpınar

  • Herkesçe tanınmış veya işitilmiş olma durumu

[dil bilgisi]

  • Canlı ve cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, çeşitli durumları bildiren kelime, isim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ad almak
  • ad çekmek
  • adı (bile) olmamak
  • adı batası (veya batasıca)
  • adı batmak
  • adı bile okunmamak
  • adı çıkmak
  • adı çıkmış dokuza, inmez sekize
  • adı deliye çıkmak
  • adı duyulmak
  • adı geçmek
  • adı gibi bilmek
  • adı kaldırılmak
  • adı kalmak
  • adı karışmak
  • adı kötüye çıkmak
  • adını ...-ye çıkarmak
  • adını ağzına abdestle almak
  • adını ağzına almamak
  • adını anmak
  • adını bağışlamak
  • adını çıkarmak
  • adını kirletmek (veya lekelemek)
  • adını koymak
  • adını taşımak
  • adını vermek
  • adı olmak
  • adı var
  • ad koymak
  • ad takmak
  • ad vermek
  • ad yapmak

Birleşik Kelimeler: ad aktarması, ad bilimi, ad cümlesi, ad çekimi, ad çekme, ad durumu, ad gövdesi, ad kökü, ad tabanı, ad tamlaması, addan türeme ad, addan türeme eylem, adı belirsiz, adı sanı, adı üstünde, adına, adıyla sanıyla, adlar dizgesi, adlı adıyla, bayramlık ad, birleşik ad, eylemden türeme ad, kısma ad, küçük ad, ön ad, özel ad, somut ad, soyut ad, takma ad, türemiş ad, yalın ad, aile adı, göbek adı, kod adı, soyadı, tanıtma adı, topluluk adı, yer adı, kendi adına

[isim]

  • Sayma
  • Sayılma

Birleşik Kelimeler: addetmek, addolunmak

BE

  • Türk alfabesinin ikinci harfinin adı, okunuşu

[ünlem]

  • `Ey, hey` anlamlarında bir seslenme sözü

    Namluna dayanır, yola dalarsın / Duruşun bakışın yaman, be Ali! - Faruk Nafiz Çamlıbel

[kimya]

  • Berilyum elementinin simgesi

DE

  • Türk alfabesinin beşinci harfinin adı, okunuşu

ABE

[ünlem]

[halk ağzında]

  • Seslenmek ve dikkati çekmek için özellikle Rumeli'de kullanılan bir söz

EDA (Kelime Kökeni: Arapça edāʾ)

[isim]

  • Davranış, tavır

    Gül kokusunda saf ve masum bir eda, yaseminde romantik bir sevda hisseder gibi olurum. - İbrahim Alâeddin Gövsa

  • Naz, işve

    Giyimi kuşamı tepeden tırnağa Paris modası ya, nazı edası hiç aşağı kalmıyor ki! - Attila İlhan

  • Anlatış biçimi, tarzı

    Sonra birdenbire sözlerinin konferans edasını değiştirerek bana sordu. - Ömer Seyfettin

[isim]

  • Verme, ödeme, yerine getirme

    Bir zamanlar gözünde büyüttüğü adama bir nevi minnet borcu edası olmalıydı bu. - Osman Aysu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eda etmek

BU

[sıfat]

  • Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz

    Hiçbiri bu çocukların eline su dökemez. - Ahmet Ümit

[zamir]

  • En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz

    Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi. - Reha Mağden

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bu abdestle daha çok namaz kılınır
  • bu denli
  • bu kadar
  • bu kadar kusur kadı kızında da bulunur
  • bu minval üzere
  • buna değdi (idi) buna değmedi (idi) demek
  • bunda bir iş var
  • bundan
  • bundan iyisi can sağlığı
  • bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
  • bu sıcağa kar mı dayanır?
  • bu yana

Birleşik Kelimeler: bu açıdan, bu arada, bu bakımdan, bu cümleden, bu gidişle, bu gözle, bu haysiyetle, bu kabîl, bu meyanda, bu sefer, bu takdirde, bu takım, bu türlü, bu yönden, bu yüzden, bununla beraber, bununla birlikte, işbu, o bu, şu bu

ABU

[ünlem]

[halk ağzında]

  • Şaşma ve korku bildiren bir söz

    Abu, neler oluyormuş!

DUA (Kelime Kökeni: Arapça duʿāʾ)

[isim]

[din bilgisi]

  • Yakarış
  • Tanrı'ya yalvarma, yakarış için söylenen dinî metin

    Pazartesi, perşembe geceleri yatağında gizli gizli Arapça dua okurdu. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dua (veya duasını) almak
  • dua etmek
  • duası tutmak

Birleşik Kelimeler: beddua, hayır dua, cenaze duası, hatim duası, karınca duası, pehlivan duası, sofra duası, yağmur duası, yemek duası

DAM

[isim]

  • Yapıları dış etkilerden korumak amacıyla üzerlerine yapılan çoğu kiremit kaplı bölüm

    Pencerenin önüne geçmiş, dalgın ve hiddetli nazarlarıyla karşıki damları seyrediyordu. - Ercüment Ekrem Talu

  • Üzeri toprak kaplı ev, küçük ev, köy evi

    Hekim kendisine üç ay, tam üç ay damdan dışarı çıkmaya izin vermemişti. - Nabizade Nâzım

[argo]

  • Tutukevi

[halk ağzında]

  • Ahır

    At damında çocuğa çok iyi bir yer yapmıştı. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dama çıkmak
  • damdan çardağa atlamak
  • damdan düşen, damdan düşenin hâlini (veya hâlinden) bilir
  • damdan düşercesine
  • damdan düşer gibi
  • dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı
  • dam yandı, içindeki sıçan da (birlikte) yandı

Birleşik Kelimeler: dam aktarma, dam altı, dam koruğu, ısıdam, aş damı, domuzdamı, öküz damı

[isim]

  • Dansta kavalyenin eşi

    Erkeklerin kimi damlarının elinden, kimi kolundan, kimi de hafifçe omzundan tutmuş, geliyorlardı. - Çetin Altan

  • İskambil kâğıtlarında kız

DEM (Kelime Kökeni: Farsça dem)

[isim]

  • Hazırlanan çayın renk ve koku bakımından istenilen durumu
  • Zaman, çağ

    Âdem'den bu deme neslim getirdi / Bana türlü türlü meyve yetirdi - Âşık Veysel

[halk ağzında]

  • Pişirilen yemeklerin yenecek kıvamda olması

[eskimiş]

  • Soluk, nefes

[eskimiş]

  • İçki

[eskimiş]

  • Koku

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dem çekmek
  • dem tutmak
  • dem vurmak

Birleşik Kelimeler: her dem

[isim]

[eskimiş]

  • Kan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dem dökmek

Birleşik Kelimeler: deveranıdem

ADEM (Kelime Kökeni: Arapça ʿadem)

[isim]

[eskimiş]

  • Yokluk

    Ne civarda bir köy var ne bir evin hayali / Sonun ademdir, diyor insana yolun hâli - Faruk Nafiz Çamlıbel

Birleşik Kelimeler: ademimerkeziyet

[isim]

  • Dinî inanışlara göre dünya üzerindeki ilk insan, Âdem Baba

Birleşik Kelimeler: Âdem Baba

[isim]

  • İnsan, insanoğlu, adam

Birleşik Kelimeler: âdembaba, âdemelması, âdem evladı, âdemoğlu, beniâdem