[isim]

• Kertenkele derisinin sepilenmesiyle elde edilen bir deri türü

[sıfat]

• Tadı güzel, lezzetli

[mecaz]

• Hoş, güzel, zevkli, latif

  Bunun öte tarafında hayalî, leziz bir âlem mevcuttur. - Memduh Şevket Esendal

[isim]

• Ağız yoluyla alınan tat

  Tekrar odaya dönse bu kaynağın suyunda umduğu lezzeti tekrar bulabilecek miydi? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

• Herhangi bir şey karşısında duyulan zevk, haz

  Ona da dinlenmek gibi bir lezzet yetişir. - Ahmet Rasim

Ata Sözleri ve Deyimler

• lezzet almak
• lezzetini çıkarmak

[isim]

[tıp]

• Doku bozukluğu

  Zamanla bu tırnak lezyonları yüzünden insanın ayakları çürük balık gibi kokar. - Selçuk Erez

[sıfat]

• Tadı güzel

  Bizim yazıcı için bundan daha iyi, bundan daha lezzetli bir ilaç olamaz. - Ahmet Rasim

• Zevkli, haz dolu

  Bu gayretli millet önünde, bu gayretli millet için yaşamak ve gülmek ne lezzetli bir sonuçtur. - Halide Edip Adıvar

[isim]

• Sevici

[isim]

• Lezzetli olma durumu

[isim]

• Lezzetlenmek işi

[isim]

• Sevicilik

  Mektep kaçkınımsı hâlleri, aşırı neşeleri, Roksan'la aralarında lezbiyenlik gibi şeyler bile düşündürebilir. - Haldun Taner

[nesnesiz]

• İyi bir tat kazanmak, tat verilmek, lezzetli bir duruma gelmek

[sıfat]

• Tadı güzel olmayan, tatsız

[isim]

• Tatsız olma durumu

[isim]

• Sevicilik

[isim]

• Lezzetlendirmek işi

[-i]

• Tat vermek, lezzetlenmesini sağlamak