LAUBALİLEŞME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

LAUBALİLEŞME harflerini içeren 5 harfli 31 kelime bulunuyor. 5 harfli LAUBALİLEŞME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Laubalileşme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Laubalileşme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

MEŞBU12, BEŞME11, BELEŞ10, BEŞLİ10, ŞAİBE10, ALMAŞ9, BULMA9, EŞLEM9, İŞEME9, İŞLEM9, MELEŞ9, ŞİMAL9, ŞİLEM9, ŞAMİL9, ABULİ8, BİLME8, LAMBA8, BELLİ7, EBELİ7, MALUL7, MELUL7, ULAMA7, ULEMA7, ALLEM6, AMELİ6, AMELE6, İMALE6, LAMEL6, MİLEL6, MAİLE6, MELAL6

ALLEM

[isim]

  • `Bir işi istediği duruma getirmek için her türlü kurnazca çareye başvurmak` anlamıyla allem etmek, kallem etmek sözünde geçer

    Nitekim allem ettiler, kallem ettiler, beni buradan mahrum etmek için her şeyi yaptılar. - Necip Fazıl Kısakürek

AMELÎ (Kelime Kökeni: Arapça ʿamelī)

[sıfat]

  • Uygulamalı

    Kitaplardan gelen fikirler nazari, yaşanan fikirler ise amelîdir. - Mehmet Kaplan

AMELE (Kelime Kökeni: Arapça ʿamele)

[isim]

  • Gündelikle çalışan işçi

    Tuğla harmanındaki ameleler etrafı aradılar. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: amele pazarı, amele taburu, amele yanığı, tanzifat amelesi

İMALE (Kelime Kökeni: Arapça imāle)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir tarafa yatırma, eğme

[edebiyat]

  • Aruz vezninde kısa okunması gereken heceyi ölçüye uydurmak için uzun okuma, zihaf karşıtı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • imale etmek
  • imale yapmak

LAMEL (Kelime Kökeni: Fransızca lamelle)

[isim]

  • Mikroskopla yapılan incelemede bazen lamların üstüne kapatılan dört köşe, küçük ve ince cam parçası

[biyoloji]

  • Çok ince tabaka

MİLEL (Kelime Kökeni: Arapça milel)

[isim]

[eskimiş]

  • Milletler, uluslar

Birleşik Kelimeler: beynelmilel

MAİLE (Kelime Kökeni: Arapça māʾile)

[isim]

[eskimiş]

[coğrafya]

  • Aklan

MELAL (Kelime Kökeni: Arapça melāl)

[isim]

[eskimiş]

  • Can sıkıntısı, usanç

    Melalimizi avutmak için bin türlü eğlence, bin türlü zevk icat ettik. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Üzüntü, hüzün, dert

Ata Sözleri ve Deyimler

  • melal duymak

BELLİ

[sıfat]

  • Beli olan

    Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin? - Nezihe Araz

Birleşik Kelimeler: karınca belli

[sıfat]

  • Bilinmedik bir yanı olmayan, malum

    Hâlimiz, vaktimiz sizce belli. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr

    Bu azade insanlarda her türlü adiliklerden uzak bir efendilik olduğu ne kadar da bellidir. - Asaf Halet Çelebi

  • Belirli, muayyen

    Bu oyun çok kısa, belli bir temsil süresi doldurmuyor. - Adalet Ağaoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • belli etmek
  • belli olmak

Birleşik Kelimeler: belli başlı, belli belirsiz

EBELİ

[sıfat]

  • Ebesi olan

MALUL (Kelime Kökeni: Arapça maʿlūl)

[sıfat]

  • Sakat (kimse)

    Ben belki artık malulüm belki ömrümün sonuna kadar böyle kalacağım. - Nazım Hikmet

  • Hasta (kimse)

Birleşik Kelimeler: malul gazi, harp malulü

MELUL (Kelime Kökeni: Arapça melūl)

[sıfat]

  • Üzgün

[zarf]

  • Boynu bükük, zavallı bir biçimde

    Garipler köyü az çok çıplak ve kayalık bir yar ortasında sıkışmış, ıssız ve melul duruyor. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: melul mahzun, melul melul

ULAMA

[isim]

  • Ulamak işi
  • Ulanan parça, ek, katkı, ilave

[dil bilgisi]

  • Konuşmada art arda gelen kelimelerden birincisinin sonundaki ünsüzün, ikincisinin başındaki ünlüye ses bakımından bir hece oluşturacak biçimde bağlanarak söylenmesi, bağlama: Ayırt etmek, tertip etmek, art arda gibi

[sıfat]

  • Ulanmış

ULEMA (Kelime Kökeni: Arapça ʿulemā)

[isim]

[eskimiş]

  • Bilginler

[din bilgisi]

  • Sarıklı din bilginleri

    Bursa uleması bütün memleketçe tanınır ve sevilirdi. - Tarık Buğra

ABULİ (Kelime Kökeni: Fransızca aboulie)

[isim]

[ruh bilimi]

  • İrade yitimi