[isim]

[felsefe]

• Bir erekle belirlenmiş olma veya bir ereğe yönelmiş olma durumu

[nesnesiz]

• Eritme işi yapılmak

  Kesilen koyunların kuyruk yağları eritilerek pilava boca edildi. - İhsan Oktay Anar

[isim]

• Emekli olma durumu, tekaütlük

  Hiç de haksız değilken emekliliğini istemekle kendi kendisini haksız çıkardı, diyorlar. - Necip Fazıl Kısakürek

[-i]

• İrkilmesine sebep olmak

  Çok yüce bir kişi için de olsa uşaklığın öncesiz sonrasız gönüllü bir seçim hâline gelişi beni irkiltiyor. - Adalet Ağaoğlu

[-i]

• İkilemesine yol açmak

[nesnesiz]

• İletme işi yapılmak

[-i]

• Bir şeyin düğmesini iliğine geçirmek

  İhtiyar doktor beyaz uzun gömleğini ilikleyerek doğruldu, sigarasını söndürdü. - Nazım Hikmet

[-i]

• Kirli duruma getirmek, pisletmek

  Madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi. - Abdülhak Şinasi Hisar

• Küçük veya büyük abdestini yapmak, pislemek

  Çocuk altını kirletmiş.

• Kadının ırzına geçmek, namusuna zarar vermek

[mecaz]

• Namusuna, onuruna zarar verecek bir suç yüklemek, lekelemek

  Böyle bir şüphe insanı kirletir.

[isim]

• Kilitlemek işi

[sıfat]

• Doğaüstü güce sahip

  Meğerse bana öğretilen o kısa ve sade cümlenin ne sihirli, ne kerametli, ne müthiş tesiri varmış. - Refik Halit Karay

[nesnesiz]

• Kertme işi yapılmak

[isim]

• Ateşli olma durumu

  Yanlış bu derecelerin hepsi! O sıcaklık vücudumun ateşi değil, benim ateşliliğim. - Aydın Boysan

[sıfat]

• Erişte yapmaya yarayan

  Eriştelik un.

[isim]

[coğrafya]

• Kıyılarda deniz yosunlarının hareketi engelleyecek biçimde çok olduğu yer

[-e]

• Erişme işi yapılmak, ulaşılmak, yetişilmek

  Şiirlerinin birkaçı erişilmez derecede güzel belki de şair olmaya özenmediği için eşsiz incilerdir. - Ahmet Kabaklı

[isim]

• Birbirini karşılıklı olarak etkileme işi