[isim]

[kaba konuşmada]

• Oğlancı

[sıfat]

• Lale bulunan veya yetiştirilen (yer)

• Üzerinde lale deseni veya motifi bulunan

[sıfat]

• Herhangi bir sebeple üzerinde leke oluşmuş, lekesi olan

  Armutların en fenası, en kavruk, en lekeli ve en hamı bile asildir. - Refik Halit Karay

[mecaz]

• Kötü tanınmış, lekelenmiş

[sıfat]

[eskimiş]

• Yakı ile ilgili

[sıfat]

• Lanetlenmiş, kargınmış, kargışlı, melun

[sıfat]

• Lisede okuyan (öğrenci)

[sıfat]

[eskimiş]

• Dille ilgili

[isim]

• Ayakkabıcılıkta kullanılan küçük eğe

[sıfat]

[eskimiş]

• Yatılı

  Orada Amerikan mektebine leyli verdi. - Peyami Safa

• Geceye özgü

  Kadınlar orada güzel, ince, saf, leylidir. - Ahmet Haşim

[isim]

[mimarlık]

• Bir yapının kapısından içeri girildiğinde görülen ilk boşluk, dalan

[mimarlık]

• Otel, tiyatro vb. yerlerde girişe yakın geniş yer

[mecaz]

• Bazı ortak çıkarları olan grupların temsilcilerinden oluşan topluluk

[isim]

• Limon rengi

[sıfat]

• Bu renkte olan

[sıfat]

[mecaz]

• Biraz bozuk, iyi olmayan (insan ilişkileri), mayhoş

  Bugünlerde aramız limoni.

[sıfat]

[mecaz]

• Alıngan, beklenmeyen bir zamanda öfkelenen

  Anasını alacak değilim ama bilirim, çok şişman kadınların huyları biraz limoni olur. - Aka Gündüz

[sıfat]

• Kıvrık kıvrık (saç)

[sıfat]

[eskimiş]

[edebiyat]

• Anonim

[felsefe]

• Bilinemezci

[sıfat]

[eskimiş]

[din bilgisi]

• Din dışı

  Dinî temsillerden ladinî temsillere geçiş hususunda bu karakteristik vasıfların mühim bir rolü vardır. - Ahmet Kutsi Tecer

[sıfat]

• Özünde laterit bulunduran