[isim]

• Osmanlı seramik ve cam sanatının örneklerinden olan ve içine lale konulan vazo

[isim]

[eskimiş]

• Gereksiz, anlamsız, boş söz

[isim]

• Laik olma durumu, laisizm

[hukuk]

• Devlet ile din işlerinin ayrılığı, devletin, din ve vicdan özgürlüğünün gerçekleşmesi bakımından yansız olması, laisizm

  Türkiye Cumhuriyeti, laikliği umdeleri arasına koymakla dini, tecavüzden, istismardan, menfaate, şerre alet etmekten kurtardı. - Orhan Seyfi Orhon

[sıfat]

• Lanetlenmiş, kargınmış, kargışlı, melun

[isim]

[müzik]

• Kolu çevrilerek çalınan, sandık biçiminde bir org türü

  Apaşlardan biri laternayı çalıyor. - Necip Fazıl Kısakürek

[isim]

[jeoloji]

• Sıcak, nemli iklimlerde oluşan, parlak kırmızı veya kahverengiye çalan kırmızı renkli, demir oksit ve alüminyum bakımından zengin toprak

[sıfat]

• Sınırlı

[isim]

• Oğlancılık

[isim]

• Yemek pişirilip satılan yer, aşevi, restoran

  Galata lokantalarının yemekleri üzerine tetkikler yapmaya başlamış. - Ahmet Rasim

[halk ağzında]

• Aşçı

[sıfat]

• Herhangi bir lira değerinde olan

  Beş milyon liralık alışveriş. On milyon liralık kumaş.

[isim]

• Lira

[isim]

• Lala olma durumu

  Onlara da lalalık galiba bize düştü. - Halide Edip Adıvar

• Lalanın görevi

[sıfat]

• Veciz

  Son derece lakonik olan bu tebliği... - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]

• Laklamak işi

[sıfat]

[eskimiş]

• Mekânı olmayan, mekânsız

• Yersiz yurtsuz, belli bir adresi olmayan

[isim]

• İskambil kâğıtlarıyla oynanan bir oyun