KIZILLIK ile Oluşan Kelimeler (KIZILLIK Kelime Türetme)
KIZILLIK harflerinden oluşan 11 kelime bulunuyor. KIZILLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Kızıllık kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
8 Harfli Kelimeler
KIZILLIK14
7 Harfli Kelimeler
ILIKLIK10, KILIKLI10
6 Harfli Kelimeler
KIZLIK11
5 Harfli Kelimeler
KIZIL10, KIZIK10, KILIK7, KILLI7
4 Harfli Kelimeler
ILIK6
3 Harfli Kelimeler
KIZ7, KIL4
KIL
- Bazı hayvanların derisinde, insan vücudunun belli yerlerinde çıkan, üst deri ürünü olan ipliksi uzantı
- Keçi tüyü
-
Keçi tüyünden yapılmış veya dokunmuş olan
Sana kız mı verirler / Kıl şalvar giymeyincek - Halk türküsü
- Huysuz, geçimsiz (kimse)
- Bitkilerde görülen, genellikle silindirimsi, içi boş, çok ince uzantı
Ata Sözleri ve Deyimler
- kıl (kadar) kalmak
- kıl gibi
- kılı kıpırdamamak
- kılı kırk yarmak
- kılına dokunmamak
- kılına halel gelmemek
- kılını (bile) kıpırdatmamak (veya oynatmamak)
- kıl kapmak
- kıl olmak
Birleşik Kelimeler: kıl burun, kıl çadır, kıl dönmesi, kılkapan, kıl keçisi, kılkıran, kıl kurt, kılkuyruk, kıl kuyruk, kıl otu, kıl payı, kıl testere, kıl yumağı, kılı kılına, emici kıllar
ILIK
-
Soğukla sıcak arası, ne soğuk ne sıcak
Galip ıssız bir gece içinde, ılık bir bahçede, bir havuz kenarında yanan bir meşaledir. - Asaf Halet Çelebi
KILIK
-
Bir kimsenin giyinişi, dış görünüşü, üst baş
Delikanlı kopuklar, kılıklarından, giyinişlerinden belli oluyorlar. - Memduh Şevket Esendal
- Bir kimsenin resmi, fotoğraf
Ata Sözleri ve Deyimler
- kılığa bürünmek
- kılığına girmek
- kılıktan kılığa girmek
Birleşik Kelimeler: kılık kıyafet
KILLI
-
Kılı olan, kıl ile kaplı
İhtiyarın zayıf damarları kabarmış kıllı elleri dizlerinin üstündeydi. - Peyami Safa
KIZ
-
Dişi çocuk
Oğlu savaşın birinde şehit düştü, iki kızı da evlenip ücra yerlere gittiler. - Halikarnas Balıkçısı
-
Üzerinde kadın resmi bulunan iskambil kâğıdı
Karo kızı.
- Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından kullanılan bir seslenme sözü
Ata Sözleri ve Deyimler
- kız almak
- kız beşikte (veya kundakta), çeyiz sandıkta
- kız gibi
- kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya kaçar (veya varır) ya zurnacıya
- kızı kısrağı
- kızım sana söylüyorum (veya dedim) gelinim sen anla (veya işit)
- kızını (veya evladını) dövmeyen dizini döver
- kız istemek
- kız kaçırmak
- kız vermek
Birleşik Kelimeler: kız başına, kız böceği, kızevi, kızkalbi, kız kardeş, kız kızan, kız kilimi, kız kurusu, kız kuşu, kızmemesi, kızoğlan, kız tavlası, kızlar ağası, kızlı erkekli, besleme kız, gelinlik kız, karı kız milleti, kiralık kız, naylon kız, üvey kız, Yedikızkardeş, dayı kızı, denizkızı, deniz kızı, elkızı, emmi kızı, hala kızı, kapak kızı, maça kızı, sokak kızı, analıkızlı
ILIKLIK
-
Ilık olma durumu
Niyetimiz erken baharın ılıklık ve tazeliği içinde yemek yemek, uzanıp yatmaktı. - Burhan Felek
KILIKLI
-
Herhangi bir kılıkta olan, kıyafetli
Beyaz önlüklü, doktor kılıklı adam ona yüksek sesle bir şeyler söylüyordu. - Osman Aysu
- Birinin huyunda olan, davranışlarını taklit eden
- Güzel, temiz
Birleşik Kelimeler: kılıklı kıyafetli, anası kılıklı
KIZIL
- Parlak kırmızı renk
-
Bu renkte olan
Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta / Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta - Ahmet Haşim
-
Aşırı derecede olan
Softalar arasında kızıl bir kavga kopmuştu. - Falih Rıfkı Atay
- Komünist
- Genellikle küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, kırmızı renkte geniş lekeler döktüren, kuluçka dönemi üç dört gün süren tehlikeli hastalık
- Altın
Birleşik Kelimeler: kızılağaç, Kızılbaş, kızılboya, kızılçam, Kızılderili, Kızılelma, kızılgeyik, kızıl ısı, kızıl iblis, kızılkanat, kızılkantaron, kızıl kıyamet, kızılkök, kızılkurt, kızılkuyruk, kızılötesi, kızılsöğüt, kızıl su yosunları, kızılşap, kızılyaprak, kızılyara, kızıl yel, kızılyörük, kankızıl
KIZIK
- Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri
KIZLIK
-
Cinsel ilişkide bulunmamış bayanın durumu, erdenlik, bakirlik, bekâret, bikir
Kızlığında, başlarına soluk örtmelerini alır, yünlerini sırtlar, ırmak boyuna yün boyamaya giderdi. - Nezihe Meriç
-
Bir kadının evlenmeden önceki yaşantısıyla ilgili, o döneme özgü
İşte bu onun kızlık odası. - Memduh Şevket Esendal
- Üvey kız
Birleşik Kelimeler: kızlık zarı
KIZILLIK
-
Kızıl olma durumu
Bir sabah kızıllığında / Yola çıkarım Uzunköprü'den - Orhan Veli Kanık
- Kızıl renkte yer
- Pudra, allık, düzgün
- Vücutta kızarmış yer, kızartı
- Güneş doğarken veya batarken oluşan hafif kızıl renk