[-i]

• Bir şeye kın yapmak

• Bir şeyi kınına geçirmek

[isim]

• Kalkınmak işi

  Bu yazılarda Türkiye'nin kalkınması için ilim ve tekniğin lüzumuna sık sık işaret edilmiştir. - Mehmet Kaplan

• İyileşme, şifa bulma

  Görünen, bir daha kalkınması artık pek zor. - Mehmet Akif Ersoy

[nesnesiz]

• Kalma işi yapılmak

  Akşama kadar orada kalınır mı?

[nesnesiz]

• Kılma işi yapılmak

  Camide namaz kılınır.

[isim]

• Azman olma durumu

[isim]

• Aşkın olma durumu

[isim]

• Akşın olma durumu, albinizm

[sıfat]

• Akşama özgü olan

[isim]

• Kızan olma durumu

[nesnesiz]

• Kış olmak

  Bu yıl erken kışladı.

• Kışı bir yerde geçirmek

  Armudu taşlayalım / Dibinde kışlayalım - Halk türküsü

[-i]

[halk ağzında]

• Kuş ve kümes hayvanlarını ürkütmek

[isim]

• Kalkınma işi

[isim]

• Kalkışmak işi

• İsyan, ayaklanma, kıyam

[nesnesiz]

• Kazma işi yapılmak

  Kazılmış mezarın önüne geldiklerinde daha fazla dayanamayıp oracığa çöktü. - İhsan Oktay Anar

[nesnesiz]

• Kendi kendini kazımak

• Kazıma işi yapılmak

• Derisini kazır gibi kaşımak

• Derisi yüzülürcesine tıraş olmak

  Bıyığını kesmeyen bir azınlık kaldı ise bile sakal dipten kazınmıştı. - Haldun Taner

[mecaz]

• Her tarafı iyice temizlemek

[mecaz]

• Varı yoğu, elindeki bütün parası alınmak veya çalınmak

[nesnesiz]

• Kaşıntısı olmak, kaşıma isteği duymak

  Başım kaşınıyor.

• Kendi kendini kaşımak

  Kedi kaşınıyor.

[mecaz]

• Kötü bir karşılık gerektiren davranışlarda bulunmak

  Sen kaşınıyorsun galiba, git işine, başımı belaya sokma.