KIYMIKLI ile Oluşan Kelimeler (KIYMIKLI Kelime Türetme)

KIYMIKLI harflerinden oluşan 19 kelime bulunuyor. KIYMIKLI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kıymıklı kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

KIYMIKLI14, KIYIMLIK14

7 Harfli Kelimeler

KIYIMLI13, KIYILIK12

6 Harfli Kelimeler

KIYMIK11

5 Harfli Kelimeler

KIYIM10, YIKIM10, KIYIK9, YIKIK9, YILIK9, YILKI9, KIMIL8, KILIK7

4 Harfli Kelimeler

KIYI8, YIKI8, ILIM7, ILIK6

3 Harfli Kelimeler

YIL6, KIL4

KIL

[isim]

  • Bazı hayvanların derisinde, insan vücudunun belli yerlerinde çıkan, üst deri ürünü olan ipliksi uzantı
  • Keçi tüyü

[sıfat]

  • Keçi tüyünden yapılmış veya dokunmuş olan

    Sana kız mı verirler / Kıl şalvar giymeyincek - Halk türküsü

[sıfat]

[argo]

  • Huysuz, geçimsiz (kimse)

[bitki bilimi]

  • Bitkilerde görülen, genellikle silindirimsi, içi boş, çok ince uzantı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıl (kadar) kalmak
  • kıl gibi
  • kılı kıpırdamamak
  • kılı kırk yarmak
  • kılına dokunmamak
  • kılına halel gelmemek
  • kılını (bile) kıpırdatmamak (veya oynatmamak)
  • kıl kapmak
  • kıl olmak

Birleşik Kelimeler: kıl burun, kıl çadır, kıl dönmesi, kılkapan, kıl keçisi, kılkıran, kıl kurt, kılkuyruk, kıl kuyruk, kıl otu, kıl payı, kıl testere, kıl yumağı, kılı kılına, emici kıllar

ILIK

[sıfat]

  • Soğukla sıcak arası, ne soğuk ne sıcak

    Galip ıssız bir gece içinde, ılık bir bahçede, bir havuz kenarında yanan bir meşaledir. - Asaf Halet Çelebi

YIL

[isim]

  • Dünya'nın, Güneş çevresinde tam bir dolanım yapması için geçen 365 gün, 5 saat ve 49 dakikalık zaman
  • Miladi takvime göre ocak ayının birinde başlayıp aralık ayının otuz birinde sona eren on iki aylık dönem, sene
  • On iki aylık dönem

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yıl on iki ay
  • yıl uğursuzun

Birleşik Kelimeler: yılaşırı, yılbaşı, yıl dönümü, yıl halkası, yıldan yıla, adli yıl, altın yıl, artık yıl, ayrıksı yıl, binyıl, dönencel yıl, gümüş yıl, kamerî yıl, kırkyıl, mali yıl, yarıyıl, yeni yıl, yüzyıl, ayda yılda bir, ay gün yılı, ay yılı, bütçe yılı, gezegen yılı, güneş yılı, ışık yılı, öğretim yılı, var yılı, yasama yılı, yıldız yılı, yıllar yılı, yok yılı

KILIK

[isim]

  • Bir kimsenin giyinişi, dış görünüşü, üst baş

    Delikanlı kopuklar, kılıklarından, giyinişlerinden belli oluyorlar. - Memduh Şevket Esendal

[halk ağzında]

  • Bir kimsenin resmi, fotoğraf

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kılığa bürünmek
  • kılığına girmek
  • kılıktan kılığa girmek

Birleşik Kelimeler: kılık kıyafet

ILIM

[isim]

  • İstek ve tutkularda ölçülü davranma erdemi, ölçülülük, itidal

[gök bilimi]

  • Gün tün eşitliği

Birleşik Kelimeler: ılım ılım

KIMIL

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Yarım kanatlılardan, sap, çiçek, yaprak ve başakları emerek veya yiyerek ekin hastalığına yol açan, vücudu kalkana benzeyen zararlı bir böcek (Aelia rostrata)

Birleşik Kelimeler: kımıl kımıl

KIYI

[isim]

  • Kara ile suyun birleştiği yer

    Kandilli akıntısını geçiyoruz. İşte Küçüksu kasrı, kıyıda bembeyaz gülüyor. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Kenar, periferi

    Dere kıyısına sağlamca oturup çıplak ayaklarını suya daldırmış. - Erendiz Atasü

[denizcilik]

  • Sahil

    Kıyılardan gelen rüzgârlar, denizin küçücük dalgacıklarıyla oynaşıyorlar. - Esat Mahmut Karakurt

[mecaz]

  • Issız, tenha yer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıyıya atmak
  • kıyıya çıkmak
  • kıyıya vurmak

Birleşik Kelimeler: kıyı balıkçılığı, kıyı bankacılığı, kıyı bucak, kıyı dili, kıyı seyri, kıyı tırmığı, kıyıda bucakta, kıyıda köşede

YIKI

[isim]

  • Harabe

    Hazine boş, millet yoksul, ülke bir yıkılar yığını idi. - Falih Rıfkı Atay

KIYIK

[isim]

[halk ağzında]

  • İğne, kalın yorgan iğnesi
  • Çuvaldız

YIKIK

[sıfat]

  • Yıkılmış olan, harap, viran

    Yıkık evlerin boş kalmış pencerelerinden arkadaki yıldızlar görülüyordu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

Birleşik Kelimeler: yıkık dökük, yıkık yıprak

YILIK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Çarpık, eğri (ağız)
  • Şaşı (göz)

YILKI

[isim]

[halk ağzında]

  • At, eşek gibi tek tırnaklı hayvan sürüsü
  • Başıboş bırakılmış at veya eşek

KIYIM

[isim]

  • Kıyma işi
  • Kıyılma biçimi

    Bu tütünün kıyımı iri.

  • Görev yönünden kötü bir duruma sokma, haksızlığa uğratma

Birleşik Kelimeler: iri kıyım, kıyım kıyım

YIKIM

[isim]

  • Yıkma işi
  • Yok olmaya sebep olabilecek şey, büyük zarar, felaket

    Evin içinde günlük kokusu, papaz uluması bizim için yıkımdır. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[tıp]

  • Vücuda verilen çeşitli ilaçların yol açtığı zarar

[biyoloji]

  • Yadımlama

[biyoloji]

  • İlaç veya metabolizma sonucu ortaya çıkan atık ürünün molekül düzeyinde beden sıvıları ile atılabilir duruma gelmesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yıkım olmak

KIYMIK

[isim]

  • Çok küçük ve sivri tahta, demir veya kemik parçası

    Elime kıymık battı.