KIVIRTMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

KIVIRTMA harflerini içeren 5 harfli 23 kelime bulunuyor. 5 harfli KIVIRTMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kıvırtma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Kıvırtma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

KIVAM13, TAVIR12, KIRIM8, TIKIM8, ARTIM7, ATMIK7, IRMAK7, KITIR7, KATIM7, KIRMA7, MARTI7, RAKIM7, TIRIK7, TIMAR7, TIKMA7, TIKIR7, TARIM7, TAKIM7, ARKIT6, ARTIK6, KATIR6, KIRAT6, TIRAK6

ARKIT

[isim]

[halk ağzında]

  • Köy evlerinde kapıların arkasına konulan kalın kuşak

ARTIK

[sıfat]

  • İçildikten, yenildikten veya kullanıldıktan sonra geriye kalan

[isim]

  • Bir şeyin harcandıktan veya kullanıldıktan sonra artan bölümü

    Kumaş artığı.

    Dibinde bir yudumluk kararmış çay artığı vardı. - Yusuf Atılgan

  • Daha çok, daha fazla

[zarf]

  • (a'rtık) Bundan böyle, bundan sonra

    Artık onlar en lüks gazino ve barlara gidiyorlar, gecelerini oralarda geçiriyorlardı. - Tarık Buğra

[isim]

[müzik]

  • Büyük ve tam aralıkların yarım ses artmış hâli

Birleşik Kelimeler: artık değer, artık emek, artık göl, artık gün, artık yıl, eksik artık, üretim artığı

KATIR

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Atgillerden, kısrak ile erkek eşeğin çiftleşmesinden doğan melez hayvan

    Otomobilimizi gören katırlar ejderha görmüşcesine kaçışıyorlar. - Necip Fazıl Kısakürek

[sıfat]

[mecaz]

  • Kaba, bayağı, görgüsüz (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katır gibi
  • katır kuyruğu gibi kalmak
  • katır tepmişe dönmek

Birleşik Kelimeler: katır boncuğu, katır inadı, katır karı, katırkuyruğu, katırtırnağı, katır yılanı

KIRAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳīrāṭ)

[isim]

  • Elmas, zümrüt vb. değerli taşların tartısında kullanılan, 0,20043 gramlık ağırlık ölçü birimi

    Bilmem hangi milyarder kocakarının porsuk gerdanında ışıldayan bilmem kaç kırat pırlanta mı diyeceksiniz? - Nazım Hikmet

[mecaz]

  • Nitelik, değer, düzey, seviye

    Karşısındaki oyuncu belki de orta kıratı hiçbir zaman geçmeyen birisi idi. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıratını ölçmek

TIRAK

[isim]

  • Kırılan kuru bir şeyin çıkardığı ses

Birleşik Kelimeler: tırık tırak

ARTIM

[isim]

[halk ağzında]

  • Artış

ATMIK

[isim]

[halk ağzında]

  • Meni

Birleşik Kelimeler: atmık kanalı

IRMAK

[isim]

  • Çoğunlukla denize dökülen, özellikle genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımından en büyük akarsu, nehir

    Sakarya sanki adı duyulmadık hatta adı konmadık bir ırmaktı. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ırmağı geçerken at değiştirilmez
  • ırmak kenarına çeşme yapılmaz

Birleşik Kelimeler: ırmak roman, deli ırmak

KITIR

[isim]

  • Minderin sertleşmesini sağlayan içindeki saman parçaları

[argo]

  • Yalan

[halk ağzında]

  • Patlamış mısır

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıtıra almak
  • kıtır atmak

Birleşik Kelimeler: kıtır kıtır

KATIM

[isim]

  • Katma işi

    Koç katımı.

Birleşik Kelimeler: koç katımı

KIRMA

[isim]

  • Kırmak işi
  • Pili
  • Kırılmış veya dövülmüş tahıl

    Buğday kırması.

  • Basılı kâğıtları forma durumuna getirmek için belli yerlerinden bükme ve katlama işi
  • Ot bitmeyen bayır

    Yeşerir bayırlar, çöller, kırmalar / Nakışların bugün dört yanın dağlar. - Âşık Ali İzzet

[sıfat]

  • Ortasından kırılarak doldurulan (tüfek)

    Mustafa, kırma tüfeğe bir kurşun sürdü. - Yaşar Kemal

[sıfat]

[biyoloji]

  • Melez

    Arap kırması bir at.

[sıfat]

[mecaz]

  • Yabancı etkilerle özgün niteliğini yitirmiş olan

Birleşik Kelimeler: divani kırması, minare kırması

MARTI (Kelime Kökeni: İtalyanca martin)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Martıgillerden, çoğu beyaz renkte, eti yenmez, yüzücü, perde ayaklı deniz kuşlarının ortak adı (Larus)

    Martıların ve askerlerin oranın en sadık nöbetçileri olduğunu her geçişimde gördüm. - Asaf Halet Çelebi

Birleşik Kelimeler: küçük martı

RAKIM (Kelime Kökeni: Arapça rāḳim)

[isim]

[coğrafya]

  • Yükselti

TIRIK

[isim]

  • Bir nesnenin art arda iki yere çarpmasından çıkan ince ve kuru ses

    Kapı tırık diye kapandı.

Birleşik Kelimeler: tırık tırak

TIMAR (Kelime Kökeni: Farsça tīmār)

[isim]

  • Binek hayvanlarının kıllarını, derisini temizleme

    Tımar tam bir saat sürüyor, yarım saat hayvanın bir tarafı, yarım saat öbür yanı. - Haldun Taner

  • Ağaç bakımı

    Merkeplere atladılar, şeftali bahçelerinden geçtikten sonra tımar görmemiş sık, gür bir ayvalığa daldılar. - Refik Halit Karay

  • Yara bakımı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tımar etmek

Birleşik Kelimeler: tımarhane, deve tımarı

[isim]

[tarih]

  • Anadolu Selçukluları ve Osmanlılarda, belirli görev ve hizmet karşılığında kişilere verilen, yıllık geliri 3.000-20.000 akçe olan toprak