KIVIRCIKLAŞMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

KIVIRCIKLAŞMAK harflerini içeren 7 harfli 73 kelime bulunuyor. 7 harfli KIVIRCIKLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KIVIRIŞ19, CIVIMAK19, AVCILIK18, MAVRACI18, ŞAVKIMA18, VARIŞLI18, AVCILAR17, KAVALCI17, CILKAVA17, KIVAMLI16, KIVIRMA16, AKŞAMCI15, KIVRAMA15, KARŞICI15, KAVKILI15, ŞARKICI15, VIRLAMA15, VARILMA15, VARAKLI14, VAKARLI14, IŞILAMA13, KIRMACI13, KIRKICI13, KIRILIŞ13, KIRIŞIK13, KIRIŞMA13, KAMIŞLI13, KARIŞIM13, ŞIMARIK13, AŞIKLIK12, AŞILMAK12, AŞIRMAK12, AKIŞMAK12, ACIKMAK12, ALMAŞIK12, ALIŞMAK12, AMCALIK12, KIŞLAMA12, KAKIŞMA12, KAKMACI12, KARIŞIK12, KAŞIMAK12, KARIŞMA12, MARKACI12, MAŞALIK12, ŞIRLAMA12, ŞIRALIK12, ŞAKIMAK12, CIRLAMA12, ACARLIK11, AKKIŞLA11, KIRACAK11, KAKIRCA11, KAŞARLI11, KIRMALI10, KIRILMA10, ARIKLIK9, IKLAMAK9, IRAKLIK9, KIRKMAK9, KIRKLIK9, KARIKMA9, KARILIK9, KARILMA9, KARIMAK9, KAKILMA9, KAKIMAK9, KAKMALI9, MARKALI9, RAKAMLI9, ARKALIK8, KARALIK8, KALKMAK8

ARKALIK

[isim]

  • Sırt dayamaya yarayan yer

    Rıza Efendi iskemlesinin arkalığına iyice yaslandı. - Tarık Buğra

  • Sırtında yük taşıyan hamalların, yük taşırken kullandıkları arka yastığı, semer, hamal semeri, arkalıç

[eskimiş]

  • Ev içinde giyilen kolsuz, kalınca bir kısa hırka türü

KARALIK

[isim]

  • Kara olma durumu
  • Karaya çalan leke

Birleşik Kelimeler: ağzı karalık, bahtı karalık, gözü karalık, yüzü karalık

KALKMAK

[nesnesiz]

  • Gitmek üzere yerinden ayrılmak

    Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız.

[-den]

  • Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak

    Annem yerinden kalktı, yanıma geldi, bir kolunu uzatarak omzuna doladı. - Halit Ziya Uşaklıgil

[-den]

  • Uyanarak yataktan ayrılmak

    İstemeye istemeye, altüst olmuş yataktan kalktım. - Ömer Seyfettin

  • Yukarı doğru yükselmek

    Terazinin bir gözü inince öbürü kalkar.

  • Taşıtlar yola çıkmak

    Tren saat onda kalktı.

[-den]

  • Uçmak, havalanmak

    Uçak pistten kalktı.

  • Yerinden ayrılıp yol almaya başlamak

    Çıkın arabaya, kalkacak şimdi, kalacaksınız buracıkta! - Osman Cemal Kaygılı

[-e]

  • Hayvan iki art ayağı üzerinde dik durum almak

    At, art ayakları üzerine kalktı.

  • Kabarmak, ayrılmak

    Masanın kaplaması kalktı.

  • Derlenip götürülmek

    Ne zaman kalkacağını, nereye gömüleceğini bilmek, bildirmek mümkün değil. - Memduh Şevket Esendal

  • Hasta iyileşerek gezecek duruma gelmek

    Hasta bir haftaya kadar kalkar.

  • Varlığı, hayatı son bulmak

    Halifelik kalktı.

[-den]

  • Yok olmak, artık bulunmamak

    Ortalıktan kar kalkınca gelebilirim.

[-e]

  • Girişmek, başlamak, davranmak, yeltenmek

    Gözlüklerini takmadan okumaya kalktı. - Necati Cumalı

  • Geçerli olmamak, geçerliğini yitirmek, geçmez olmak

    Yasanın bu maddesi kalktı.

  • Uygulanmaz olmak

    Sıkıyönetim kalktı.

  • Güncelliğini yitirmek

    Bu âdet çoktan kalktı.

[-e]

  • Bir durumdan başka bir duruma geçmek

    Dörtnala kalkmak.

    Tırısa kalkmak.

[-e]

[-den]

  • Başka yere gitmek, taşınmak

    O yıl çok geçmeden piyade taburu bizim ilçeden başka ilçeye kalktı. - Necati Cumalı

[-e]

  • Ayakta beklemek

    Mektepte cezaya kalkmış gibi duruyorsun. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalkıp kalkıp oturmak

Birleşik Kelimeler: düşe kalka

ARIKLIK

[isim]

  • Zayıflık, sıskalık

IKLAMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Yük altında güçlükle solumak
  • Ağlarken bunalır ve soluğu kesilir gibi iç çekmek

Birleşik Kelimeler: ıklaya sıklaya

IRAKLIK

[isim]

  • Uzaklık

KIRKMAK

[-i]

  • Bir şeyi uçlarından kesmek
  • Saç, sakal veya tüyü kesmek

    Saçlarını çok kırkmışsın.

  • Koyun, keçi vb. hayvanların tüylerini kesmek

    Günün birinde ihtiyar çoban koyunun birini kör bir makasla kırkıyordu. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu

KIRKLIK

[sıfat]

  • İçinde kırk tane bulunan

    Kırklık paket.

  • Kırk yaş dolaylarında bulunan (kimse)

    Yalnız yüzünün bir yanı muharebede yanmış kırklık bir memurun ne düşündüğünü anlamak kabil değildir. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]

[eskimiş]

  • Kırk para

[isim]

  • Doğacak çocuk için hazırlanan bez veya giysi

KARIKMA

[isim]

  • Karıkmak işi

KARILIK

[isim]

  • Kadın olma durumu
  • Evli kadının kocasına göre olan durumu veya görevi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karılık etmek

Birleşik Kelimeler: kocakarılık

KARILMA

[isim]

  • Karılmak işi

KARIMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Yaşlanmak, kocamak, ihtiyarlamak

KAKILMA

[isim]

  • Kakılmak işi

KAKIMAK

[-i]

[halk ağzında]

  • Bir kimsenin yaptığı işin beğenilmediğini kendisine sert sözlerle söylemek
  • Öfkelenmek, kızmak
  • Darılmak
  • Paylamak

KAKMALI

[sıfat]

  • Üzerinde kakma işi bulunan

    Kabzası altın kakmalı palası elinden düşmüştü. - Feridun Fazıl Tülbentçi