KIVRAKLAŞMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

KIVRAKLAŞMAK harflerini içeren 7 harfli 59 kelime bulunuyor. 7 harfli KIVRAKLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ŞAVKIMA18, KARAVAŞ16, ŞAVALAK16, KIVRAMA15, VIRLAMA15, VARILMA15, AVLAMAK14, KAVLAMA14, KAVRAMA14, VARAKLI14, VAKARLI14, VAKLAMA14, AKKAVAK13, KALAVRA13, AŞAMALI12, AŞILAMA12, AŞILMAK12, AŞIRMAK12, AKIŞMAK12, ALMAŞIK12, ALIŞMAK12, KIŞLAMA12, KAKIŞMA12, KAŞIMAK12, KARIŞMA12, MAŞALIK12, ŞIRLAMA12, ŞAKIMAK12, ARŞIALA11, AKKIŞLA11, AKLAŞMA11, KAŞARLI11, KAŞLAMA11, KARMAŞA11, ŞAKRAMA11, ŞAKLAMA11, ŞARLAMA11, KARAKAŞ10, ARILAMA9, IKLAMAK9, IRALAMA9, KIRKMAK9, KARIKMA9, KARILMA9, KARIMAK9, KAKILMA9, KAKIMAK9, KAKMALI9, MARKALI9, RAKAMLI9, ARKALIK8, AKLAMAK8, ALARMAK8, KARALIK8, KARAMAK8, KALKMAK8, KALAMAR8, KARLAMA8, MALKARA8

ARKALIK

[isim]

  • Sırt dayamaya yarayan yer

    Rıza Efendi iskemlesinin arkalığına iyice yaslandı. - Tarık Buğra

  • Sırtında yük taşıyan hamalların, yük taşırken kullandıkları arka yastığı, semer, hamal semeri, arkalıç

[eskimiş]

  • Ev içinde giyilen kolsuz, kalınca bir kısa hırka türü

AKLAMAK

[-i]

[hukuk]

  • Suçsuz veya borçsuz olduğu yargısına vararak birini temize çıkarmak, tebriye etmek, ibra etmek

    Bir kitabın çok satmasında o kitabı aklayıcı nedenler pek özel durumlara bağlıdır. - Necati Cumalı

ALARMAK

[nesnesiz]

  • Kızarmak
  • Ala renkli duruma gelmek

KARALIK

[isim]

  • Kara olma durumu
  • Karaya çalan leke

Birleşik Kelimeler: ağzı karalık, bahtı karalık, gözü karalık, yüzü karalık

KARAMAK

[-i]

[halk ağzında]

  • Hor görmek

    Merhametin çoktur beni karama / Beni görüp mah yüzünü bürüme - Karacaoğlan

  • Karalamak, kara çalmak, lekelemek
  • Kötülemek, yermek

KALKMAK

[nesnesiz]

  • Gitmek üzere yerinden ayrılmak

    Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız.

[-den]

  • Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak

    Annem yerinden kalktı, yanıma geldi, bir kolunu uzatarak omzuna doladı. - Halit Ziya Uşaklıgil

[-den]

  • Uyanarak yataktan ayrılmak

    İstemeye istemeye, altüst olmuş yataktan kalktım. - Ömer Seyfettin

  • Yukarı doğru yükselmek

    Terazinin bir gözü inince öbürü kalkar.

  • Taşıtlar yola çıkmak

    Tren saat onda kalktı.

[-den]

  • Uçmak, havalanmak

    Uçak pistten kalktı.

  • Yerinden ayrılıp yol almaya başlamak

    Çıkın arabaya, kalkacak şimdi, kalacaksınız buracıkta! - Osman Cemal Kaygılı

[-e]

  • Hayvan iki art ayağı üzerinde dik durum almak

    At, art ayakları üzerine kalktı.

  • Kabarmak, ayrılmak

    Masanın kaplaması kalktı.

  • Derlenip götürülmek

    Ne zaman kalkacağını, nereye gömüleceğini bilmek, bildirmek mümkün değil. - Memduh Şevket Esendal

  • Hasta iyileşerek gezecek duruma gelmek

    Hasta bir haftaya kadar kalkar.

  • Varlığı, hayatı son bulmak

    Halifelik kalktı.

[-den]

  • Yok olmak, artık bulunmamak

    Ortalıktan kar kalkınca gelebilirim.

[-e]

  • Girişmek, başlamak, davranmak, yeltenmek

    Gözlüklerini takmadan okumaya kalktı. - Necati Cumalı

  • Geçerli olmamak, geçerliğini yitirmek, geçmez olmak

    Yasanın bu maddesi kalktı.

  • Uygulanmaz olmak

    Sıkıyönetim kalktı.

  • Güncelliğini yitirmek

    Bu âdet çoktan kalktı.

[-e]

  • Bir durumdan başka bir duruma geçmek

    Dörtnala kalkmak.

    Tırısa kalkmak.

[-e]

[-den]

  • Başka yere gitmek, taşınmak

    O yıl çok geçmeden piyade taburu bizim ilçeden başka ilçeye kalktı. - Necati Cumalı

[-e]

  • Ayakta beklemek

    Mektepte cezaya kalkmış gibi duruyorsun. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalkıp kalkıp oturmak

Birleşik Kelimeler: düşe kalka

KALAMAR (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Bir tür mürekkep balığı (Loligo vulgaris)

KARLAMA

[isim]

  • Karlamak işi

MALKARA

[isim]

  • Tekirdağ iline bağlı ilçelerden biri

ARILAMA

[isim]

  • Arılamak işi, tenzih

IKLAMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Yük altında güçlükle solumak
  • Ağlarken bunalır ve soluğu kesilir gibi iç çekmek

Birleşik Kelimeler: ıklaya sıklaya

IRALAMA

[isim]

  • Iralamak işi

KIRKMAK

[-i]

  • Bir şeyi uçlarından kesmek
  • Saç, sakal veya tüyü kesmek

    Saçlarını çok kırkmışsın.

  • Koyun, keçi vb. hayvanların tüylerini kesmek

    Günün birinde ihtiyar çoban koyunun birini kör bir makasla kırkıyordu. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu

KARIKMA

[isim]

  • Karıkmak işi

KARILMA

[isim]

  • Karılmak işi