[isim]

[zarf]

• Kıtlama

  Topal, kahvesini kesme şekerle kırtlama içerdi çokluk. - Orhan Kemal

[isim]

• Arıtılmak işi

[sıfat]

• Alnında akıtması olan (hayvan)

[sıfat]

• Tıkaması olan, tıkaçlı

[isim]

• Aracının yaptığı iş, tavassut

• Aracı olma durumu, vasıta, vasıtalık

  Mustafa Kemal, Ali Fuat'ın aracılığını iyi karşılamamıştı. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

• aracılık etmek

[isim]

[antropoloji]

• Uzaklarda bulunan ve birçok kuşaktan beri görünmeyen birtakım özelliklerin yeni bir kuşakta birden ortaya çıkması, ataya çekme, atavizm

[-e]

[-i]

• Aşma işini yaptırmak

[-e]

[-i]

• Aşırma işini yaptırmak

• Aşırmak

[sıfat]

• Altmış sıfatının üleştirme sayı sıfatı

• Her birine altmış, her defasında altmışı bir arada olan

[isim]

• Dam kiremitlerini aktarıp kırıkları yenileyen kimse

[edebiyat]

• Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyuran ve yayan kimse

[sinema]

[televizyon]

• Görüntüyü bir bölgeden başka bir bölgeye ileten araç

[isim]

• Kırlaşmak işi

[isim]

• Kışlatmak işi

[isim]

• Kıtlaşmak işi

[sıfat]

• Karşıtlık, zıtlık gösteren, tezatlı

[isim]

• Müslüman olmayanların, özellikle Yahudilerin mezarlığı

  Maşatlığın ince bir yosun tabakasıyla örtülü mermerleri güneşle kızıyor, tatlı bir göbek taşı sıcaklığı alıyordu. - Reşat Nuri Güntekin