KIRÇILLAŞMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

KIRÇILLAŞMAK harflerini içeren 8 harfli 48 kelime bulunuyor. 8 harfli KIRÇILLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇIKIŞMAK17, KAMIŞÇIK17, ÇAKIŞMAK16, ÇAKŞIRLI16, ÇALIŞMAK16, KAÇIŞMAK16, AŞIRILMA14, AKIŞMALI14, ALIŞILMA14, ÇIKILMAK14, ÇIKILAMA14, ÇALIMLIK14, IŞILAMAK14, IŞIKLAMA14, KIRIŞMAK14, KAMIŞLIK14, AKÇILLIK13, AKŞAMLIK13, ÇIKRALIK13, ÇIKARMAK13, ÇIRAKLIK13, ÇARIKLIK13, ÇAKILMAK13, ÇAKILLIK13, ÇAKMAKLI13, IŞKIRLAK13, KIRLAŞMA13, KIRAÇLIK13, KIŞLAMAK13, KAÇILMAK13, KAÇIRMAK13, KALKIŞMA13, KARIŞMAK13, KARKAMIŞ13, KARMAŞIK13, KARŞILIK13, LAKÇILIK13, ŞIRLAMAK13, ALÇAKLIK12, KALÇALIK12, LAÇKALIK12, KIRKILMA11, KIRMALIK11, KIRILMAK11, ARALIKLI10, KIRKLAMA10, KARILMAK10, KARMALIK10

ARALIKLI

[sıfat]

  • Birbirine bitişik olmayan, aralarında açıklık bulunan, aralı, fasılalı
  • Dizgide kelimeler, harfler veya satırlar arasında açıklık olan, espaslı

[zarf]

  • Kesik kesik

KIRKLAMA

[isim]

  • Kırklamak işi

KARILMAK

[nesnesiz]

  • Karma işi yapılmak, karışmak

[halk ağzında]

  • Hayvan çiftleşmek

KARMALIK

[isim]

  • Karma olma durumu

    Meclisin bütün karmalığı bu yuvarlak sofranın etrafında idi. - Falih Rıfkı Atay

KIRKILMA

[isim]

  • Kırkılmak işi

KIRMALIK

[isim]

  • Melezlik

    Dinde de cemiyette de bu kırmalık, bu melezlik tuhaf oluyor. - Aka Gündüz

KIRILMAK

[nesnesiz]

  • Kırma işine konu olmak, bir veya birçok parçaya ayrılmak
  • Bükülerek kat yeri oluşturmak
  • Savaş, bulaşıcı hastalık sebebiyle çok sayıda insan ölmek

[-e]

  • Birine karşı kırgın duruma gelmek, gücenmek, incinmek
  • Kırgınlık duymak

    Bana ne oluyor bugün? Donuyorum, her tarafım kırılıyor. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Soğuk, rüzgâr vb. eski gücü kalmamak, azalmak, yatışmak

[mecaz]

  • Cesaret, umut, onur azalmak, yok olmak

    Kapıdan içeri ilk adımını atınca birdenbire cesareti kırıldı. - Peyami Safa

[-den]

[mecaz]

  • Ağaç, dal üzerinde meyve, çiçek, yaprak çok olmak

[fizik]

  • Saydam bir ortamdan başka bir saydam ortama geçen bir ışın, doğrultu değiştirmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kırılıp bükülmek
  • kırılıp dökülmek

Birleşik Kelimeler: çıtkırıldım

ALÇAKLIK

[isim]

  • Alçak olma durumu, denaet, pespayelik
  • Alçakça davranış, habaset, şenaat

KALÇALIK

[isim]

  • Davulcuların, davulun sürtünmesine karşı giysilerini korumak amacıyla sol kalçalarına koydukları deri parçası

LAÇKALIK

[isim]

  • Laçka olma durumu

AKÇILLIK

[isim]

  • Akçıl olma durumu

AKŞAMLIK

[sıfat]

  • Akşama özgü olan

Birleşik Kelimeler: akşamlık sabahlık

ÇIKRALIK

[isim]

  • Çıkra ile örtülü yer

ÇIKARMAK

[-den]

  • Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak

[-i]

  • Sonunu getirmek

    Bu para ile ayı çıkarırız.

[-i]

  • Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek

[-i]

  • Bulmak, ortaya koymak

    Yalanını çıkarmak. Yanlışını çıkarmak.

[-i]

  • Hatırlamak

    Adamı nereden tanıdığımı tam olarak çıkarmaya çalıştım. - Necati Cumalı

[-i]

[-den]

  • Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek

    Öfkesini benden çıkardı.

[-i]

[-den]

  • Sağlamak, elde etmek

    Ekmeğini taştan çıkarmak.

[-i]

[nesnesiz]

  • Gibi göstermek, bir davranış yüklemek

    Birini hırsız çıkarmak. Suçlu çıkarmak.

[-i]

  • Sindirim yolundan dışarı atmak, kusmak

    Sonunda dayanamayıp o gece ne yediyse çıkardı. - İhsan Oktay Anar

  • İlgisini keserek uzaklaştırmak

[-i]

  • Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak

    İhtiyar hatun, onun ayakkabılarını ve ceketini çıkarıp çekilip gitmişti. - Sait Faik Abasıyanık

[-i]

  • Yayımlamak

    Gençlerin tenkitlerini gördü, yeni çıkardıkları edebiyat tarihlerini karıştırdı. - Orhan Seyfi Orhon

[-i]

  • Gidermek

    Lekeyi çıkarmak.

[nesnesiz]

  • Yapmak, üretmek

    Bu terzi çok iş çıkarıyor.

[-e]

[nesnesiz]

  • Sunmak

    Konuklara çerez çıkardı.

[-e]

[-i]

  • Göstermek

    Sosyeteye bir ustabaşıyı kocam diye çıkaracaksın. - Memduh Şevket Esendal

[-i]

[-le]

  • Bir müzik parçasını notalarıyla çalmak

    Yeni öğrendiği bir tangoyu piyanoda tek parmakla çıkarmaya çalışan İlhami... - Haldun Taner

[nesnesiz]

  • Yollamak, göndermek

    Bir adam çıkarıp oğlunu yanına getirtti.

[nesnesiz]

  • Boşaltmak

    Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik. - Refik Halit Karay

[nesnesiz]

  • Resim yapmak

[nesnesiz]

  • Fotoğraf çektirmek

[-i]

[mecaz]

  • Söylemek

    Bu dedikoduyu ortaya mutlak bizim arkadaş çıkarmıştır. - Osman Cemal Kaygılı

[-i]

[-den]

[matematik]

  • Üçüncü bir sayı elde etmek üzere belli bir sayıdan, daha az değerli başka bir sayı kadar birim eksiltmek, tarh etmek

ÇIRAKLIK

[isim]

  • Çırak olma durumu, yamaklık

    Artık on yedi yaşındaydı ve gazozcu, ayrancı çıraklığı yapmak istemiyordu. - Ayla Kutlu

  • Çırağın yaptığı iş

    Bir şey söylemeden çıraklık vazifesini alırdı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Çırağa verilen ücret
  • Çırakların çalıştığı yer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çıraklık etmek