KIRPIŞTIRMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

KIRPIŞTIRMAK harflerini içeren 7 harfli 23 kelime bulunuyor. 7 harfli KIRPIŞTIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KIPIŞIK17, ŞIPIRTI17, ŞAPIRTI16, KIPIRTI14, IŞITMAK13, KIRPMAK13, KIRIŞIK13, KIRIŞMA13, KIRITIŞ13, KARIŞIM13, ŞIMARIK13, ŞIKIRTI13, TIKIŞMA13, TIKIŞIK13, ARTIRIŞ12, KARIŞIK12, KATIŞIK12, ŞAKIRTI12, KIRITIM11, ARTIRIM10, KIRITMA10, KIKIRTI10, KAKIRTI9

KAKIRTI

[isim]

  • Kuru şeylerin birbirine sürtünmesinden veya kırılmasından çıkan sesin adı

ARTIRIM

[isim]

  • Bir şeyi idareli harcayarak onun bir bölümünü artırma işi, tasarruf
  • Müzayedede artırma

KIRITMA

[isim]

  • Kırıtmak işi, cilve, işve

    O kuruntularımız, o tafralarımız, o Ermeni gelini gibi kırıtmalarımız pek boşuna demektir. - Salâh Birsel

KIKIRTI

[isim]

  • Kıkırdama sırasında çıkan sesin adı

KIRITIM

[isim]

  • Kırıtma işi

Birleşik Kelimeler: kırıtım kırıtım

ARTIRIŞ

[isim]

  • Artırma işi

KARIŞIK

[sıfat]

  • Ayrı nitelikteki şeylerden oluşmuş

    Karışık salata.

  • Düzensiz, dağınık, intizamsız
  • Karışmış

    Ağzından kanla karışık diş parçalarını, onu yumruklayanların suratlarına tükürdü. - Halikarnas Balıkçısı

  • Saf olmayan, mağşuş

    Karışık süt.

  • Çalkantı, kargaşa, gerginlik içinde olan

    Bana ne, bu bir yığın ne olduğunu anlamadığım, karışık, dolambaçlı işten! - Necati Cumalı

  • Anlaşılması güç olan, açık seçik olmayan, çapraşık

    Tuhaf şey! Hakikaten karışık bir kadın. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Dolu

    Serin rüzgârlarını deniz kesti keseli /Tıkıyor göğüsleri kum karışık sam yeli - Faruk Nafiz Çamlıbel

[halk ağzında]

  • Halk inancına göre cin ve perilerle ilişkisi olan

Birleşik Kelimeler: karmakarışık

KATIŞIK

[sıfat]

  • İçine başka şeyler karışmış olan, karışık, karma, mahlut

ŞAKIRTI

[isim]

  • Şakırdayan bir şeyin çıkardığı sesin adı

    Birdenbire kesildi halkın lakırtıları / Korku içinde durdu tavla şakırtıları - Enis Behiç Koryürek

IŞITMAK

[-i]

  • Işık saçmak, ışıklandırmak

    Bulutlar geçip gidince kalan gök / Ey içimizi ışıtan has renk - Selâhattin Batu

KIRPMAK

[-i]

  • Parçalara ayırmak, kesmek, kırkmak
  • Göz kapaklarını açıp kapamak, kıpmak

    Az lakırtı söyler, sık ve siyah kaşlarının altında asla kırpmadığı iri, parlak, sabit ve siyah gözlerini hep önüne dikerdi. - Ömer Seyfettin

[-den]

[mecaz]

  • Kesinti yapmak, tutumlu davranmak

    Her hafta bu dergileri alabilmek için küçücük gündeliğimden bir parçasını, öğle yemeklerinden kırparak biriktiririm. - Yusuf Ziya Ortaç

KIRIŞIK

[sıfat]

  • Kırışmış olan

    Söz tiyatroya gelince bu yaşlı sanatkârın kırışık yüzü birdenbire canlandı. - Peyami Safa

[isim]

  • Kırışmış yer, kırışıklık

[isim]

  • Deride esnekliğin kaybolmasından oluşan kıvrım

    Ve aynaya akseden alın kırışığında / Ölümü hatırlarız solgun mum ışığında - Halit Fahri Ozansoy

KIRIŞMA

[isim]

  • Kırışmak işi

[kimya]

  • Genellikle aşırı ölçüde kurutucu kullanılması veya boyanın çok kalın uygulanması sonucunda yüzeyde buruşukluk oluşması

KIRITIŞ

[isim]

  • Kırıtma işi

    Albayın evlatlığı kendini göstermek için terliklerini şaplata şaplata aşırı bir kırıtışla geçmişti. - Haldun Taner

KARIŞIM

[isim]

  • Birden çok şeyin karıştırılmasıyla elde edilen veya ortaya çıkan şey, kokteyl

    Melez bir insan ırkının karışımı, bu adama kuvvet vermiş. - Memduh Şevket Esendal

[kimya]

  • İki veya daha çok maddenin kimyasal tepkimeye girmeden bir araya gelmesi, mahlut