KIRMIZILIK ile Oluşan Kelimeler (KIRMIZILIK Kelime Türetme)

KIRMIZILIK harflerinden oluşan 28 kelime bulunuyor. KIRMIZILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kırmızılık kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

KIRMIZILIK18

7 Harfli Kelimeler

KIRMIZI14

6 Harfli Kelimeler

KIRMIZ12, ZIKKIM12, KIZLIK11, KIRKIM9, KIRLIK8, KIRKLI8

5 Harfli Kelimeler

KIMIZ11, KIZIL10, KIZIK10, RIZIK10, KIRIM8, KIMIL8, KIRIK7, KIRKI7, KILIK7, KILIR7, LIKIR7

4 Harfli Kelimeler

ILIM7, ILIK6, KIRK5

3 Harfli Kelimeler

IRZ7, KIZ7, IRK4, KIR4, KIL4

2 Harfli Kelimeler

IR3

IR

[kimya]

  • İridyum elementinin simgesi

[isim]

  • 343 yır

IRK (Kelime Kökeni: Arapça ʿirḳ)

[isim]

  • Kalıtımsal olarak ortak fiziksel ve fizyolojik özelliklere sahip insanlar topluluğu

    Türkler, insan olarak, ulus olarak doğunun en üstün ve şerefli ırkıdır. - Salâh Birsel

  • Soy

    Esasta dağlı ırktan cahil bir kızcağızdı. - Refik Halit Karay

[biyoloji]

  • Bir canlı türünde aynı karakteri taşıyan canlıların oluşturduğu alt bölüm

Birleşik Kelimeler: ırk ayrımı, ırk bilimi, ırk birliği, alt ırk, beyaz ırk, sarı ırk, siyah ırk

KIR

[isim]

  • Beyazla az miktarda siyah karışmasından oluşan renk

    Gözlerinden, kırları artan sakalına bir iki damla yaş düştü. - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Kır sakal. Kır at.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan

Birleşik Kelimeler: gök kır, koyu kır, bakla kırı, demir kırı, sıçan kırı, süt kırı, turna kırı

[isim]

  • Şehir ve kasabaların dışında kalan, çoğu boş ve geniş yer, dağ bayır

    Araba tenha, düz yolda tıkır tıkır gidiyor, ara sıra kır kokuları getiren hafif bir rüzgâr esiyordu. - Ömer Seyfettin

Birleşik Kelimeler: kır bekçisi, kır çiçeği, kır eğlencesi, kır gerillası, kır gülü, kır kahvesi, kır serdarı

KIL

[isim]

  • Bazı hayvanların derisinde, insan vücudunun belli yerlerinde çıkan, üst deri ürünü olan ipliksi uzantı
  • Keçi tüyü

[sıfat]

  • Keçi tüyünden yapılmış veya dokunmuş olan

    Sana kız mı verirler / Kıl şalvar giymeyincek - Halk türküsü

[sıfat]

[argo]

  • Huysuz, geçimsiz (kimse)

[bitki bilimi]

  • Bitkilerde görülen, genellikle silindirimsi, içi boş, çok ince uzantı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıl (kadar) kalmak
  • kıl gibi
  • kılı kıpırdamamak
  • kılı kırk yarmak
  • kılına dokunmamak
  • kılına halel gelmemek
  • kılını (bile) kıpırdatmamak (veya oynatmamak)
  • kıl kapmak
  • kıl olmak

Birleşik Kelimeler: kıl burun, kıl çadır, kıl dönmesi, kılkapan, kıl keçisi, kılkıran, kıl kurt, kılkuyruk, kıl kuyruk, kıl otu, kıl payı, kıl testere, kıl yumağı, kılı kılına, emici kıllar

KIRK

[isim]

  • Otuz dokuzdan sonra gelen sayının adı
  • Bu sayıyı gösteren 40 ve XL rakamlarının adı

[sıfat]

[matematik]

  • Dört kere on, otuz dokuzdan bir artık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kırk basmak
  • kırk bir (buçuk) kere maşallah!
  • kırk dereden su getirmek
  • kırk evin kedisi
  • kırk gün günahkâr, bir gün tövbekâr
  • kırk gün taban eti, bir gün av eti
  • kırkı (veya kırkları) karışmak
  • kırkı çıkmak
  • kırkından sonra at olup da kuyruk mu sallayacak
  • kırkından sonra azanı teneşir paklar
  • kırkından sonra azmak
  • kırkından sonra saza başlayan kıyamette çalar
  • kırkından sonra saz çalmak
  • kırk kapının ipini çekmek
  • kırk tarakta bezi olmak
  • kırk yıl kıran olmuş, eceli gelen ölmüş

Birleşik Kelimeler: kırkambar, kırkayak, kırk basması, kırkbayır, kırkbeşlik, kırkbudak, kırkgeçit, kırk hamamı, kırkikilik, kırkikindi, kırk kere, kırkmerak, kırkmerdiven, kırk para, kırkyama, kırkyıl

ILIK

[sıfat]

  • Soğukla sıcak arası, ne soğuk ne sıcak

    Galip ıssız bir gece içinde, ılık bir bahçede, bir havuz kenarında yanan bir meşaledir. - Asaf Halet Çelebi

KIRIK

[sıfat]

  • Kırılmış olan

    Ahmet hemen heybesini açtı ve makasını, kırık tarağını çıkardı. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu

  • Tam nota göre düşük olan (not)

    Üç dersten kırığı var. Kırık not.

  • Saf renkten hafif uzaklaşmış

    Kırık beyaz.

[isim]

  • Kırılmış bir şeyden ayrılan parça

    Cam kırığı.

[isim]

  • Kemiğin bir etki ile kırılması

    Kolunda kırık yok ama çıkık var.

[isim]

  • Bir şeyin kırılan yeri

    Bunun kırığı neresinde?

[isim]

  • Kırıntı

    Ekmek kırığı.

  • Melez

    Kırık tazı.

[isim]

  • Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul

[mecaz]

  • Gücenmiş, üzgün

    Eşlerde, çocuklarda o üzgün, kırık bakış. - Behçet Necatigil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kırığı olmak
  • kırık plak gibi

Birleşik Kelimeler: kırık çizgi, kırık dökük, kırık hava, ırzı kırık, ipi kırık, kalbi kırık, kıçı kırık

[isim]

[halk ağzında]

  • Kadının veya erkeğin yasalara ve törelere aykırı olarak ilişki kurduğu erkek veya kadın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kırığı olmak

Birleşik Kelimeler: kırık dölü

[isim]

[jeoloji]

  • Fay

KIRKI

[isim]

  • Kırkma işi
  • Davarların yün veya kıllarını kırkmaya yarayan makasa benzer araç

KILIK

[isim]

  • Bir kimsenin giyinişi, dış görünüşü, üst baş

    Delikanlı kopuklar, kılıklarından, giyinişlerinden belli oluyorlar. - Memduh Şevket Esendal

[halk ağzında]

  • Bir kimsenin resmi, fotoğraf

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kılığa bürünmek
  • kılığına girmek
  • kılıktan kılığa girmek

Birleşik Kelimeler: kılık kıyafet

KILIR

[isim]

[bitki bilimi]

  • Maydanozgillerden, bir yıllık ve özel kokulu otsu bir bitki (Ammi visnaga)

LIKIR

[isim]

  • Sıvıların bir kaptan akarken çıkardığı ses

Birleşik Kelimeler: lıkır lıkır

ILIM

[isim]

  • İstek ve tutkularda ölçülü davranma erdemi, ölçülülük, itidal

[gök bilimi]

  • Gün tün eşitliği

Birleşik Kelimeler: ılım ılım

IRZ (Kelime Kökeni: Arapça ʿirż)

[isim]

  • Bir kimsenin, başkaları tarafından dokunulmaması ve saygı gösterilmesi gereken iffeti

    Bekçiye mahalle, ırzını, namusunu, malını, canını tereddütsüz teslim edebilirdi. - Samiha Ayverdi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ırzına geçmek
  • ırzını bozmak

Birleşik Kelimeler: ırz düşmanı, ırz ehli, ırzı kırık

KIZ

[isim]

  • Dişi çocuk

    Oğlu savaşın birinde şehit düştü, iki kızı da evlenip ücra yerlere gittiler. - Halikarnas Balıkçısı

  • Üzerinde kadın resmi bulunan iskambil kâğıdı

    Karo kızı.

[ünlem]

  • Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından kullanılan bir seslenme sözü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kız almak
  • kız beşikte (veya kundakta), çeyiz sandıkta
  • kız gibi
  • kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya kaçar (veya varır) ya zurnacıya
  • kızı kısrağı
  • kızım sana söylüyorum (veya dedim) gelinim sen anla (veya işit)
  • kızını (veya evladını) dövmeyen dizini döver
  • kız istemek
  • kız kaçırmak
  • kız vermek

Birleşik Kelimeler: kız başına, kız böceği, kızevi, kızkalbi, kız kardeş, kız kızan, kız kilimi, kız kurusu, kız kuşu, kızmemesi, kızoğlan, kız tavlası, kızlar ağası, kızlı erkekli, besleme kız, gelinlik kız, karı kız milleti, kiralık kız, naylon kız, üvey kız, Yedikızkardeş, dayı kızı, denizkızı, deniz kızı, elkızı, emmi kızı, hala kızı, kapak kızı, maça kızı, sokak kızı, analıkızlı

KIRLIK

[isim]

  • Kır olan yer, şehir dışında açıklık yer

    Etrafı kırlık, mezarlık, uzun bir yoldan gidiyorduk. - Hüseyin Rahmi Gürpınar