KIRMIZIBİBER Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
KIRMIZIBİBER harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli KIRMIZIBİBER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
BEZM10,
ERİK
- Gülgillerden, beyaz çiçekli bir ağaç (Prunus domestica)
- Bu ağacın kabuğu ince, çeşitli renklerde, mayhoş veya tatlı, eti sulu, tek ve sert çekirdekli yemişi
Birleşik Kelimeler: erik hoşafı, erik kompostosu, erik marmeladı, erik pestili, erik rakısı, erik reçeli, kuru erik, sarıerik, bardacık eriği, bardak eriği, can eriği, çakal eriği, dağ eriği, gövem eriği, Japon eriği, Malta eriği, mürdüm eriği, türbe eriği, üryani eriği, yaban eriği
ERİM
-
Bir şeyin erebileceği uzaklık, menzil
El erimi. Göz erimi.
Birleşik Kelimeler: el erimi, göz erimi, kulak erimi, kurşun erimi
- Muştu
EKİM
-
Ekme işi
Ekim biçim işlerini tamamıyla kadınlara bırakmışlardı. - Ömer Seyfettin
- Yılın onuncu ayı, teşrinievvel
Birleşik Kelimeler: doku ekimi
EMİR (Kelime Kökeni: Arapça emr)
- Buyruk, komut, talimat, ferman
-
İstek
İkide birde dönüp benden bir emrim olup olmadığını soruyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Orta Anadolu'da şarap yapımı için üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli, kısa ve karışık budanan bir tür üzüm
Ata Sözleri ve Deyimler
- emir almak
- emir altına almak
- emir vermek
- emrine girmek
- emrine vermek
Birleşik Kelimeler: emir cümlesi, emir eri, emir kipi, emir kulu, emir komuta zinciri, emirname, emir subayı, emretmek, emreylemek, emrihak, emrivaki, emre muharrer senet, yazılı emir, evvelemirde, arama emri, ita emri, ödeme emri, ölüm emri, tediye emri, verile emri
- Araplarda ve bazı Müslüman ülkelerde bir kavim, şehir veya ülkenin başı
EMİK
- Emmekten çürüyen yer, emme izi
- İnsan beyni
IRKİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿirḳī)
- Irkla ilgili, ırksal
KREM (Kelime Kökeni: Fransızca crème)
- Tene yumuşaklık vermek veya güneş, yağmur vb. dış etkilerden korunmak için sürülen koyu kıvamlı madde
-
Bu kıvamda hazırlanmış olan
Krem deterjan.
- Açık saman rengi, krem rengi
-
Bu renkte olan
Vücutlarının yumuşaklığını gösteren açık renk, krem veya beyaz elbiseler içinde... - Abdülhak Şinasi Hisar
Birleşik Kelimeler: nemlendirici krem, patakrem, toparlayıcı krem, göz altı kremi, güneş kremi, saç kremi, tıraş kremi
MERİ (Kelime Kökeni: Arapça merʿī)
-
Geçerli
Fethi Bey hükûmeti, meri olan bu maddeyi tatbik ettiği için kürsüden izahat vermek ıztırarında kalıyor. - Yahya Kemal Beyatlı
REMİ (Kelime Kökeni: Fransızca rami)
- Genellikle dört kişi arasında elli kâğıtlık bir deste ve iki jokerle oynanan bir iskambil oyunu
BRİK (Kelime Kökeni: Fransızca brick)
- İki direkli, seren yelkenli, birkaç top taşıyan gemi
- Önde çok yüksek bir oturma yeri, arkada da boylamasına yerleştirilmiş oturacak yerleri bulunan dört tekerlekli, yaylı at arabası
BERİ
-
Konuşanın önündeki iki uzaklıktan kendisine daha yakın olanı, öte karşıtı
Biraz beriye geliniz.
-
Bu uzaklıkta bulunan
Ağaçlardan, karanlığın beri tarafına doğru bir nehir akışı var. - Sait Faik Abasıyanık
-
-den bu yana
Altı ayı aşkın bir zamandan beri hazırlanıyordu bu yolculuk. - Abidin Dino
Birleşik Kelimeler: enberi, çekberi, deminden beri, gelberi, günberi, öteberi, öteden beri, tez beri, yerberi, öteden beriden, ötesi berisi, öteye beriye
BERK
- Sert, katı
- Sağlam
İBRE (Kelime Kökeni: Arapça ibre)
-
Ölçü aletleri, saat ve göstergelerde sayı veya işaret göstermeye yarayan hareketli iğne
Birtakım ışıklar yanıp sönüyor, kadranların ibreleri titreyerek yükselip alçalıyor. - Çetin Altan
- Çam, ardıç, sedir vb. ağaçların yaprağı
Ata Sözleri ve Deyimler
- ibre birinden yana dönmek
EZİK
-
Çarpma, dövülme vb. sebeplerle vücutta oluşan bere
Vücudu eziklerle dolu idi.
- Ezilmiş veya yassılmış
- Olaylar ve hayat şartları karşısında güçsüz ve sıkıntılı duruma düşmüş olan, üzüntülü
- Pısırık
-
Üzüntülü bir biçimde
Hiç de ezik bulmaz kızını, hep güvenmiştir ona. - Tarık Buğra
Birleşik Kelimeler: ezik büzük
KRİZ (Kelime Kökeni: Fransızca crise)
-
Bir organda birdenbire ortaya çıkan fizyolojik bozukluk, akse
Krizler sıkıştırdığı zaman özel kliniklerde yatmaya gidiyordu. - Çetin Altan
- Bir kimsenin yaşamında görülen ruhsal bunalım
- Bir şeyin çok kıt bulunması durumu
- Bir şeye duyulan ani ve aşırı istek
- Çöküntü
-
Bir ülkede veya ülkeler arasında, toplumun veya bir kuruluşun yaşamında görülen güç dönem, bunalım, buhran
Krizin ne kadar sürdüğünü bilmiyorum. - Falih Rıfkı Atay
Ata Sözleri ve Deyimler
- kriz geçirmek
Birleşik Kelimeler: kriz masası, kriz yöneticisi, kriz yönetimi, kalp krizi