KIPIŞTIRMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

KIPIŞTIRMAK harflerini içeren 7 harfli 21 kelime bulunuyor. 7 harfli KIPIŞTIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KIPIŞIK17, ŞIPIRTI17, ŞAPIRTI16, KIPIRTI14, IŞITMAK13, KIRPMAK13, KIRIŞIK13, KIRIŞMA13, KIRITIŞ13, KARIŞIM13, ŞIMARIK13, ŞIKIRTI13, TIKIŞMA13, TIKIŞIK13, KARIŞIK12, KATIŞIK12, ŞAKIRTI12, KIRITIM11, KIRITMA10, KIKIRTI10, KAKIRTI9

KAKIRTI

[isim]

  • Kuru şeylerin birbirine sürtünmesinden veya kırılmasından çıkan sesin adı

KIRITMA

[isim]

  • Kırıtmak işi, cilve, işve

    O kuruntularımız, o tafralarımız, o Ermeni gelini gibi kırıtmalarımız pek boşuna demektir. - Salâh Birsel

KIKIRTI

[isim]

  • Kıkırdama sırasında çıkan sesin adı

KIRITIM

[isim]

  • Kırıtma işi

Birleşik Kelimeler: kırıtım kırıtım

KARIŞIK

[sıfat]

  • Ayrı nitelikteki şeylerden oluşmuş

    Karışık salata.

  • Düzensiz, dağınık, intizamsız
  • Karışmış

    Ağzından kanla karışık diş parçalarını, onu yumruklayanların suratlarına tükürdü. - Halikarnas Balıkçısı

  • Saf olmayan, mağşuş

    Karışık süt.

  • Çalkantı, kargaşa, gerginlik içinde olan

    Bana ne, bu bir yığın ne olduğunu anlamadığım, karışık, dolambaçlı işten! - Necati Cumalı

  • Anlaşılması güç olan, açık seçik olmayan, çapraşık

    Tuhaf şey! Hakikaten karışık bir kadın. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Dolu

    Serin rüzgârlarını deniz kesti keseli /Tıkıyor göğüsleri kum karışık sam yeli - Faruk Nafiz Çamlıbel

[halk ağzında]

  • Halk inancına göre cin ve perilerle ilişkisi olan

Birleşik Kelimeler: karmakarışık

KATIŞIK

[sıfat]

  • İçine başka şeyler karışmış olan, karışık, karma, mahlut

ŞAKIRTI

[isim]

  • Şakırdayan bir şeyin çıkardığı sesin adı

    Birdenbire kesildi halkın lakırtıları / Korku içinde durdu tavla şakırtıları - Enis Behiç Koryürek

IŞITMAK

[-i]

  • Işık saçmak, ışıklandırmak

    Bulutlar geçip gidince kalan gök / Ey içimizi ışıtan has renk - Selâhattin Batu

KIRPMAK

[-i]

  • Parçalara ayırmak, kesmek, kırkmak
  • Göz kapaklarını açıp kapamak, kıpmak

    Az lakırtı söyler, sık ve siyah kaşlarının altında asla kırpmadığı iri, parlak, sabit ve siyah gözlerini hep önüne dikerdi. - Ömer Seyfettin

[-den]

[mecaz]

  • Kesinti yapmak, tutumlu davranmak

    Her hafta bu dergileri alabilmek için küçücük gündeliğimden bir parçasını, öğle yemeklerinden kırparak biriktiririm. - Yusuf Ziya Ortaç

KIRIŞIK

[sıfat]

  • Kırışmış olan

    Söz tiyatroya gelince bu yaşlı sanatkârın kırışık yüzü birdenbire canlandı. - Peyami Safa

[isim]

  • Kırışmış yer, kırışıklık

[isim]

  • Deride esnekliğin kaybolmasından oluşan kıvrım

    Ve aynaya akseden alın kırışığında / Ölümü hatırlarız solgun mum ışığında - Halit Fahri Ozansoy

KIRIŞMA

[isim]

  • Kırışmak işi

[kimya]

  • Genellikle aşırı ölçüde kurutucu kullanılması veya boyanın çok kalın uygulanması sonucunda yüzeyde buruşukluk oluşması

KIRITIŞ

[isim]

  • Kırıtma işi

    Albayın evlatlığı kendini göstermek için terliklerini şaplata şaplata aşırı bir kırıtışla geçmişti. - Haldun Taner

KARIŞIM

[isim]

  • Birden çok şeyin karıştırılmasıyla elde edilen veya ortaya çıkan şey, kokteyl

    Melez bir insan ırkının karışımı, bu adama kuvvet vermiş. - Memduh Şevket Esendal

[kimya]

  • İki veya daha çok maddenin kimyasal tepkimeye girmeden bir araya gelmesi, mahlut

ŞIMARIK

[sıfat]

  • Şımarmış, şımartılmış (kimse)

    Bizim dayı kızları çok şımarıktır. - Halide Edip Adıvar

[zarf]

  • Şımarmış bir biçimde

ŞIKIRTI

[isim]

  • Şıkırdama sonucu çıkan sesin adı

    Birden denizin oradan, öteden su şıkırtısına benzer bir ses çalınıyor kulağına. - Zeyyat Selimoğlu