KIPIRDAŞMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

KIPIRDAŞMAK harflerini içeren 6 harfli 29 kelime bulunuyor. 6 harfli KIPIRDAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

APIŞMA15, APIŞIK15, APIŞAK14, DIŞARI13, KAPIDA13, ŞAPRAK13, DIŞRAK12, IŞIMAK12, KIRPIK12, KIRPMA12, KIPMAK12, AŞIRMA11, AKIŞMA11, KAPMAK11, KAŞIMA11, MAŞRIK11, PARMAK11, ŞAKIMA11, AKDARI9, KIRKIM9, ŞAKRAK9, IRAMAK8, KIRMAK8, KIRKMA8, KARMIK8, KARIMA8, KAKIMA8, KARMAK7, MARKKA7

KARMAK

[-i]

  • Karıştırmak, birbirine katmak

[nesnesiz]

  • Toz durumundaki bir şeyi sıvı ile karıştırarak çamur veya hamur durumuna getirmek

    Yapı için harç karmak. Boya karmak.

Birleşik Kelimeler: betonkarar

MARKKA (Kelime Kökeni: Fince)

[isim]

[eskimiş]

  • Finlandiya para birimi, mark

IRAMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Uzaklaşmak, uzamak, ara açılmak

    Gide gide ben yolumdan ıradım / Iradım da dost köyüne uğradım - Halk türküsü

KIRMAK

[-i]

  • Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak

    Taşları kırmak. Bardağı kırmak.

  • İri parçalara ayırmak

[nesnesiz]

  • Belirli bir biçimde katlamak

    Forma kırmak.

  • Öldürmek, yok olmasına neden olmak

    Bu yıl soğuk, hayvanları kırdı.

  • Bir şeyin fiyatını azaltmak, indirmek

    Firma verdiği teklif fiyatını son dakikada bir yüzde yirmi daha kırıyordu. - Haldun Taner

  • Tavlada karşı oyuncunun pulunu oyun dışında bırakmak
  • Vücut kemiklerinden birini parçalamak

    Ayol, yapma, gel, düşüp bir yerini kıracaksın! - Osman Cemal Kaygılı

  • Tahılı iri ve kaba öğütmek

[-e]

  • Hareket durumundaki canlının veya taşıtın yönünü değiştirmek, çevirmek, döndürmek

    Ne tarafa doğru meyil varsa gidonu o tarafa doğru kıracaksınız ki bisiklet doğrulsun. - Burhan Felek

[mecaz]

  • Dileğini kabul etmeyerek veya beklenmeyen bir davranış karşısında bırakarak gücendirmek, incitmek

    Bazen bir kelimenin, bir ses tonunun sevdiğimiz bir insanı kırdığını görürüz. - Mehmet Kaplan

[mecaz]

  • Yok etmek

    Bir gündüz olsa belki bu derdi kıracağım / Yoksa bu sensizlikten artık çıldıracağım - Enis Behiç Koryürek

[mecaz]

  • Gücünü, etkisini azaltmak

    Birkaç gün evvel yağan yağmur sıcağı kırmamış. - Burhan Felek

[argo]

  • Kaçmak, uzaklaşmak

[nesnesiz]

[ticaret]

  • Değerinden düşük fiyata almak

    Bono kırmak. Çek kırmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kırdığı koz (veya ceviz) kırkı (veya bini) aşmak
  • kırıp dökmek
  • kırıp geçirmek
  • kırıp sarmak

Birleşik Kelimeler: bakterikıran, Kervankıran, sabankıran, saçkıran, sahipkıran, zararlıkıran

KIRKMA

[isim]

  • Kırkmak işi
  • Ucu kesilip alnın üstüne bırakılan saç

KARMIK

[isim]

[halk ağzında]

  • Çay ağzında yapılan balıkçı büğeti
  • Mersin balıklarının üremek için denizden nehirlere geçişleri sırasında avlanmalarında kullanılan ve nehir ağızlarına kurulan çok iğneli bir olta takımı

KARIMA

[isim]

  • Karımak işi

KAKIMA

[isim]

  • Kakımak işi

AKDARI

[isim]

[bitki bilimi]

  • Darı

KIRKIM

[isim]

  • Davarların kırkılması işi
  • Davarların kırkıldıkları mevsim

Birleşik Kelimeler: geyikler kırkımında

ŞAKRAK

[sıfat]

  • Şen, neşeli, hayat dolu

    Bu memleket musiki gibi hem melankolik hem şakrak bir memlekettir. - Sait Faik Abasıyanık

[zarf]

  • Şen, neşeli, hayat dolu bir biçimde

    Hele genç kızlar, gelinin önünde pervane gibi şakrak ve çevik dönüyorlar. - Etem İzzet Benice

Birleşik Kelimeler: şakrak kuşu, şen şakrak

AŞIRMA

[isim]

  • Aşırmak işi

    Hemen bir yolunu bulurlar yükü üstlerinden aşırmanın. - Adalet Ağaoğlu

[mimarlık]

  • Yapı çatılarında uzun mertek, aşık

[sıfat]

  • Aşırılmış

    Aşırma bir eser.

[halk ağzında]

  • Küçük kazan, kova, bakraç

[edebiyat]

  • Başkalarının yazılarından bölümler, dizeler alıp kendisininmiş gibi gösterme veya başkalarının konularını benimseyip değişik bir biçimde anlatma, intihal

[hukuk]

  • Özellikle para aşırma, aşırtı, ihtilas

Birleşik Kelimeler: aşırma kayış

AKIŞMA

[isim]

  • Akışmak işi

[dil bilimi]

  • Bir sıraya gelen ses, hece veya kelimelerin birbirleriyle uyuşarak kulağa hoş ve dile kolay gelen bir bütün oluşturması

KAPMAK

[-i]

  • Birdenbire yakalayarak, çekerek almak

    Bir hamlede atıldım. Evvela tabibin elinden defteri kaparak fırlattım. - Halit Ziya Uşaklıgil

  • Isırıp parçalamak
  • Koparmak, kıstırmak

    Makine parmağını kapmış.

  • İşitir işitmez veya görür görmez bellemek ve öğrenmek

    Bir müzik parçasını kapmak.

  • Yer ayırmak, yer tutmak

[nesnesiz]

  • Bulaşmış olmak, geçmek

    Hastalık kapmak. Huy kapmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kapanın elinde kalmak
  • kapıp koyuvermek

Birleşik Kelimeler: kapan kapana, kapkaç, kaptıkaçtı, böcekkapan, demirkapan, kılkapan, pirekapan, samankapan, sinekkapan, uşakkapan

KAŞIMA

[isim]

  • Kaşımak işi