Kın ile Biten Kelimeler

KIN ile biten 28 kelime bulunuyor. Sonu KIN olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kın kelimesinin anlamı nedir? Kın ile başlayan kelimeler. İçinde kın olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

YAPYAKIN17, BİHAKKIN15

7 Harfli Kelimeler

ALIŞKIN12

6 Harfli Kelimeler

FIŞKIN17, ZIPKIN15, ÇAPKIN14, BIÇKIN13, ŞAŞKIN13, SAPKIN12, ÇIKKIN11, BASKIN10, BIKKIN10, ÇATKIN10, KAÇKIN10, TAŞKIN10, YIKKIN10, BATKIN9, SIKKIN9, YATKIN9, TALKIN7

5 Harfli Kelimeler

ÇIKIN10, IŞKIN10, AŞKIN9, ÇAKIN9, YAKIN8, SAKIN7

4 Harfli Kelimeler

AKIN5

3 Harfli Kelimeler

KIN4

KIN

[isim]

  • Bıçak, kılıç vb. kesici araçların kabı

[bitki bilimi]

  • Buğdaygillerde olduğu gibi yapraklarda sapın bir bölümünü uzunlamasına saran, geniş dış bölüm

Birleşik Kelimeler: kın kanat, kın kanatlılar, yaprak kını

AKIN

[isim]

  • Kalabalık bir şeyin arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olması

    Adayı bir rençper akını doldurmuştu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Düşman topraklarına tedirgin etme, yıldırma, çapul vb. amaçlarla toplu olarak yapılan baskın

    Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik / Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik - Yahya Kemal Beyatlı

[spor]

  • Gol atmak veya sayı yapmak amacıyla karşı takımın sahasına doğru genellikle topluca girişilen hücum

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akın etmek

Birleşik Kelimeler: akınkayası, hızlı akın, karşı akın

[isim]

[edebiyat]

  • Kazak ve Kırgız Türklerinin saz şairlerine verdiği ad

TALKIN (Kelime Kökeni: Arapça telḳīn)

[isim]

[din bilgisi]

  • Ölü gömüldükten sonra mezar başında imamın söylediği dinî sözler, telkin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • talkın vermek

SAKIN

[ünlem]

  • Asla

    Aman matmazel, sakın dışarı çıkmayınız! - Sait Faik Abasıyanık

  • `Korkulacak bir durum olmasın` anlamında kullanılan bir söz

    Sakın bulaşıcı bir hastalık olmasın!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sakın ha!

YAKIN

[sıfat]

  • Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı
  • Küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan

    İklim ile toprağın bereketi ve insanın faaliyeti arasında yakın bir münasebet vardır. - Cemil Meriç

  • Aralarında sıkı ilgi bulunan

    Her birinin muhakkak bir yakın arkadaşı vardır. - Elif Şafak

  • Benzeyen, andıran, yaklaşan

    Beş dönüme yakın bahçesi bir ormanı andırırdı. - Ömer Seyfettin

  • Erişmesi, olması zaman bakımından yaklaşmış olan

    Elli yaşında adam, ellisine yakın kadın... - Sait Faik Abasıyanık

[isim]

  • Uzak olmayan yer

    Yakınımızda otururlar.

[isim]

  • Aralarında sıkı ilişki olan arkadaş, dost veya akraba

    En yakınlarından başlayarak herkese hayatı cehennem ettiği de doğrudur. - Murathan Mungan

[zarf]

  • Uzak olmadan

    Gelin, bana yakın oturun lütfen.

Birleşik Kelimeler: yakın akraba, yakın anlamlı, yakın benzeşme, yakın benzeşmezlik, Yakın Çağ, Yakın Doğu, yakın dost, yakın göçüşme, yakın koruma, yakın sesli, Yakın Şark, yakın takip, akla yakın, cana yakın, fırtınaya yakın rüzgâr

BATKIN

[sıfat]

[hukuk]

[ekonomi]

  • Borçlarını ödeyemez duruma düşen, iflas etmiş (kimse), müflis

SIKKIN

[sıfat]

  • Çok sıkılmış
  • Sıkıntılı, bungun

Birleşik Kelimeler: sıkkın bıkkın, canı sıkkın

YATKIN

[sıfat]

  • Bir yana eğilmiş, yatık
  • Çok durmaktan sağlamlığını yitirmiş, çürük

    Yatkın mal. Yatkın kumaş.

  • Bir işte yeteneği, becerisi olan

    Dolap çevirmeye, şantaj mesleğine ne kadar yatkın, ne kadar elverişli idi ise bu yeni konusunda da öyle olacağa benziyordu. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • Benimsemiş, alışmış, eğilimli

    Yadırgamaya yatkındı ama görmüştü kızın oyununu. - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yatkın bulmak

Birleşik Kelimeler: akla yatkın, dili yatkın, eli yatkın

AŞKIN

[sıfat]

  • Belli bir süreyi aşmış, ötesine geçmiş

    Altı ayı aşkın bir zamandan beri hazırlanıyordu bu yolculuk. - Abidin Dino

  • Benzerlerinden üstün
  • Çok, fazla

ÇAKIN

[isim]

  • Kıvılcım
  • Şimşek

BASKIN

[isim]

  • Suç işlediği veya suçluların bulunduğu sanılan bir yere ansızın girme
  • Kısa süreli, beklenmedik saldırı

    Bu dört kişi güç bela baskından kurtulup bana sığınmış. - Refik Halit Karay

  • Su basması, sel
  • Ansızın çıkagelme

[sıfat]

  • Sertlik, zorluk bakımından üstün

    Belli bir şey ki bu genç ikisinden de baskın, çekemiyorlar. - Haldun Taner

[sıfat]

  • Benzerleri arasında güç ve önem bakımından başta gelen, başat, hâkim, dominant

Ata Sözleri ve Deyimler

  • baskına uğramak
  • baskın basanındır
  • baskın çıkmak (veya gelmek)
  • baskın vermek
  • baskın yapmak

Birleşik Kelimeler: su baskını

BIKKIN

[sıfat]

  • Çok bıkmış, usanmış, bezmiş

    Sevim ablanın yüzüne bıkkın bir ifade geldi, alnı kırıştı, omuzlarını silkti. - Emine Işınsu

Birleşik Kelimeler: sıkkın bıkkın

ÇATKIN

[sıfat]

  • Çatık

    Müftü bunu işitince çatkın bir çehre ile geldi. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çatkın olmak

KAÇKIN

[isim]

  • Bir yerden veya bir işten kaçmış kimse

    Doktor kaçkını nice manyaklar içinde, narsist kompleksine müptela olanlar sandığınızdan çoktur. - Haldun Taner

  • İnsanlardan uzak duran, insan içine çıkmak istemeyen kimse

Birleşik Kelimeler: dayak kaçkını, hapishane kaçkını, mezar kaçkını, orman kaçkını, tımarhane kaçkını

TAŞKIN

[sıfat]

  • Taşmış bir durumda olan

[isim]

  • Su baskını, seylap, feyezan

[mecaz]

  • Aşırı

    Bu yüz neşeli değil, taşkın denecek kadar mutlu idi. - Tarık Buğra

Birleşik Kelimeler: taşkın ıslahı, su taşkını