Kım ile Biten Kelimeler

KIM ile biten 20 kelime bulunuyor. Sonu KIM olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kım ile başlayan kelimeler. İçinde kım olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

SARISALKIM15

8 Harfli Kelimeler

FOTOAKIM18, BİRTAKIM12

7 Harfli Kelimeler

BIRAKIM12

6 Harfli Kelimeler

ZIKKIM12, KIMKIM10, KIRKIM9, SALKIM9, TALKIM8

5 Harfli Kelimeler

ÇAKIM10, YIKIM10, BAKIM9, SIKIM9, YAKIM9, TIKIM8, ALKIM7, KAKIM7, RAKIM7, TAKIM7

4 Harfli Kelimeler

AKIM6

AKIM

[isim]

  • Akma işi

[fizik]

  • Hava, su vb. akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, yer değiştirmesi, cereyan

    Gecenin hummalı sessizliği kulaklarında yüksek voltajlı bir elektrik akımı gibi vınlıyordu. - Attila İlhan

  • Sanatta, siyasette, düşünce hayatında ortaya çıkan yeni bir görüş, yöntem, hareket, cereyan, tarz

    Gerçekçilik akımı.

[coğrafya]

  • Debi

Birleşik Kelimeler: akım azalışı, akımölçer, akım ölçümü, akımtoplar, akım trafosu, alternatif akım, aşırı akım, bağımlı akım kaynağı, dalgalı akım, dalgalı akım üreteci, doğru akım, fotoakım, paralel akım, boru akımı, hava akımı, indükleme akımı, kol akımı, korozyon akımı, kültür akımı, trafik akımı

ALKIM

[isim]

[meteoroloji]

  • Gökkuşağı

KAKIM (Kelime Kökeni: Arapça ḳāḳum)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Sansargillerden, yazın esmer kırmızı, kışın beyaz renkli kürkü değerli, etçil hayvan, as (I), ermin (Mustela erminea)

RAKIM (Kelime Kökeni: Arapça rāḳim)

[isim]

[coğrafya]

  • Yükselti

TAKIM

[isim]

  • Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman
  • Meslek, davranış, durum vb. yönlerden birbirine uyan kimselerin oluşturduğu topluluk

    Memur takımından olduğumuzdan böyle evlerde oturamazdık, daha doğrusu alışkın değildik. - Muzaffer İzgü

  • Görev bakımından birbirini tamamlayan kimselerin topluluğu, grup, ekip, trup

    Orta oyunu takımı.

  • Birbirini tamamlayan şeylerin tümü
  • Sigara ağızlığı
  • Takım elbise
  • Hayvanlarda yemek borusu, akciğer ve karaciğere genel olarak verilen ad
  • Aşağılayıcı ve küçümseyici anlamda topluluk

    Anlaşıldı, Sabit Bey ağabey takımı, Sinekli Bakkal Sokağı'ndan geçerken artık sağa sola bakmaz, kimseye omuz vurmaz oldu. - Halide Edip Adıvar

[askerlik]

  • Bölüğü oluşturan birliklerden her biri

    Bu binayı merkez taburundan bir takım bekleyecek. - Ömer Seyfettin

[biyoloji]

  • Canlıların bölümlendirilmesinde familya ile sınıf arasında yer alan, yakın benzerlikler gösteren organizmaların oluşturduğu birlik

[sinema]

[televizyon]

  • Bir filmin çevriminde görüntüleri alma, aydınlatma, ses alma gibi belli başlı çalışmaları yapmak için gerekli en küçük teknikçiler topluluğu

[spor]

  • Bir oyunda sahaya çıkan belli kuruluşlara bağlı oyuncular topluluğundan her biri

[spor]

  • Birlikte oynayan, kazanmak için birlikte çalışan sporcu topluluğu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takım tutmak
  • takım yapmak

Birleşik Kelimeler: takımada, takım elbise, takım erki, takım oyunu, takım takım, takım taklavat, takımyıldız, alt takım, asım takım, birtakım, bu takım, millî takım, ayaktakımı, banyo takımı, beyin takımı, caz takımı, çamaşır takımı, çatal bıçak takımı, çay takımı, çengi takımı, gemi takımı, hamam takımı, kahve takımı, kapak takımı, kaymak takımı, koltuk takımı, koşum takımı, lamekân takımı, makyaj takımı, mehter takımı, olta takımı, satranç takımı, sayaç takımı, saz takımı, servis takımı, sıfat takımı, sofra takımı, sonuç takımı, tamir takımı, tuvalet takımı, uyku takımı, yatak takımı, yazı takımı, yemek takımı, iniş takımları

TALKIM

[isim]

[bitki bilimi]

  • Ana sapın bir çiçekle sonuçlandığı, büyümeyi yan sapların sürdürdüğü bir tür uzama biçimi

TIKIM

[isim]

  • Ağzın alabileceği büyüklükte lokma

KIRKIM

[isim]

  • Davarların kırkılması işi
  • Davarların kırkıldıkları mevsim

Birleşik Kelimeler: geyikler kırkımında

SALKIM

[isim]

  • Üzüm gibi, birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan meyve

    Bunu görünce Behzat da iki salkım muzu oradakilere dağıtmış. - Memduh Şevket Esendal

[bitki bilimi]

  • Ana saptan çıkan yan çiçekleri, sapları hep aynı uzunlukta olan çiçek durumu

[bitki bilimi]

  • Baklagillerden, salkım durumunda mor çiçekler açan ve çoğu asma gibi çardağa sarılan bir tür ağaç ve çiçeği (Wistaria sinensis)

[eskimiş]

[askerlik]

  • Topla atılan demir parçaları

Birleşik Kelimeler: salkım ağacı, salkım başak, salkım küpe, salkım saçak, salkım salkım, salkım söğüt, salkım topu, morsalkım, sarısalkım, üzüm salkımı

BAKIM

[isim]

  • Bakma işi
  • Bir şeyin iyi gelişmesi, iyi bir durumda kalması için verilen emek

    Bahçe bakım ister.

  • Birinin beslenme, giyinme vb. gereksinimlerini üstlenme ve sağlama işi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bakım yapmak

Birleşik Kelimeler: bakımevi, bakım yurdu, tam bakım, yoğun bakım

SIKIM

[isim]

  • Sıkma işi
  • Avucun sıkıldığında alabildiği miktar
  • Bir defada sıkılan miktar

    Kadın, çiğ köfteden bir sıkımını kocasına uzattı. - Orhan Kemal

  • Ateşli silahlarda bir atış için yeterli olan miktar

YAKIM

[isim]

  • Yakma işi

    Anız yakımı.

[halk ağzında]

  • Önemli bir olay üzerine yakılmış türkü

KIMKIM

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Ağır ağır konuşan (kimse)
  • Her işinde ağır davranan (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kımkım etmek

ÇAKIM

[isim]

  • Kıvılcım
  • Şimşek

YIKIM

[isim]

  • Yıkma işi
  • Yok olmaya sebep olabilecek şey, büyük zarar, felaket

    Evin içinde günlük kokusu, papaz uluması bizim için yıkımdır. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[tıp]

  • Vücuda verilen çeşitli ilaçların yol açtığı zarar

[biyoloji]

  • Yadımlama

[biyoloji]

  • İlaç veya metabolizma sonucu ortaya çıkan atık ürünün molekül düzeyinde beden sıvıları ile atılabilir duruma gelmesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yıkım olmak