KILÇIKLI ile Oluşan Kelimeler (KILÇIKLI Kelime Türetme)

KILÇIKLI harflerinden oluşan 14 kelime bulunuyor. KILÇIKLI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kılçıklı kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

KILÇIKLI14

7 Harfli Kelimeler

ILIKÇIL13, KILIÇLI13, ILIKLIK10, KILIKLI10

6 Harfli Kelimeler

KILÇIK11

5 Harfli Kelimeler

ÇIKIK10, KILIÇ10, KILIK7, KILLI7

4 Harfli Kelimeler

ÇIKI9, ILIK6

3 Harfli Kelimeler

KIÇ7, KIL4

KIL

[isim]

  • Bazı hayvanların derisinde, insan vücudunun belli yerlerinde çıkan, üst deri ürünü olan ipliksi uzantı
  • Keçi tüyü

[sıfat]

  • Keçi tüyünden yapılmış veya dokunmuş olan

    Sana kız mı verirler / Kıl şalvar giymeyincek - Halk türküsü

[sıfat]

[argo]

  • Huysuz, geçimsiz (kimse)

[bitki bilimi]

  • Bitkilerde görülen, genellikle silindirimsi, içi boş, çok ince uzantı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıl (kadar) kalmak
  • kıl gibi
  • kılı kıpırdamamak
  • kılı kırk yarmak
  • kılına dokunmamak
  • kılına halel gelmemek
  • kılını (bile) kıpırdatmamak (veya oynatmamak)
  • kıl kapmak
  • kıl olmak

Birleşik Kelimeler: kıl burun, kıl çadır, kıl dönmesi, kılkapan, kıl keçisi, kılkıran, kıl kurt, kılkuyruk, kıl kuyruk, kıl otu, kıl payı, kıl testere, kıl yumağı, kılı kılına, emici kıllar

ILIK

[sıfat]

  • Soğukla sıcak arası, ne soğuk ne sıcak

    Galip ıssız bir gece içinde, ılık bir bahçede, bir havuz kenarında yanan bir meşaledir. - Asaf Halet Çelebi

KILIK

[isim]

  • Bir kimsenin giyinişi, dış görünüşü, üst baş

    Delikanlı kopuklar, kılıklarından, giyinişlerinden belli oluyorlar. - Memduh Şevket Esendal

[halk ağzında]

  • Bir kimsenin resmi, fotoğraf

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kılığa bürünmek
  • kılığına girmek
  • kılıktan kılığa girmek

Birleşik Kelimeler: kılık kıyafet

KILLI

[sıfat]

  • Kılı olan, kıl ile kaplı

    İhtiyarın zayıf damarları kabarmış kıllı elleri dizlerinin üstündeydi. - Peyami Safa

KIÇ

[isim]

[teklifsiz konuşmada]

  • Kuyruk sokumu bölgesi, kaba et, kaba but, popo, makat

[denizcilik]

  • Deniz teknelerinde art taraf

    Pantolonunu, ceketini fırlatır, kıç altındaki âdeta kamaramsı yere sokulur, düşünürdü. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]

  • Arka bölümde olan

[halk ağzında]

  • Bacak, ayak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıç atmak
  • kıç attırmak
  • kıçına bakarak (veya baka baka)
  • kıçına kına yakmak
  • kıçına tekmeyi atmak (veya vurmak veya yapıştırmak)
  • kıçını yırtmak

Birleşik Kelimeler: kıçüstü, kıçı kırık, kıçın kıçın, kıçtan bacaklı, kıçtankara

ÇIKI

[isim]

  • Çıkın

    Düğünün hamamı benden. Çerezi, çıkısı hepsi benden. - Abbas Sayar

Birleşik Kelimeler: kirli çıkı

ILIKLIK

[isim]

  • Ilık olma durumu

    Niyetimiz erken baharın ılıklık ve tazeliği içinde yemek yemek, uzanıp yatmaktı. - Burhan Felek

KILIKLI

[sıfat]

  • Herhangi bir kılıkta olan, kıyafetli

    Beyaz önlüklü, doktor kılıklı adam ona yüksek sesle bir şeyler söylüyordu. - Osman Aysu

  • Birinin huyunda olan, davranışlarını taklit eden

[halk ağzında]

  • Güzel, temiz

Birleşik Kelimeler: kılıklı kıyafetli, anası kılıklı

ÇIKIK

[isim]

  • Bir kemik veya organın yerinden çıkmış olması

    Kolunda çıkık var.

[sıfat]

  • Yerinden çıkmış (kemik veya organ)

[sıfat]

  • Çıkıntısı olan

    Bu adam, elli beş, altmış yaşlarında, boynu biraz yana çarpılmış, çıkık alınlı, çökük yanaklı, kara kuru bir ihtiyardı. - Reşat Nuri Güntekin

KILIÇ

[isim]

  • Uzun, düz veya eğri, ucu sivri, bir veya her iki yüzü keskin, kın içinde bele takılan, çelikten silah

    Zırhları biraz paslanmış ve yaldızları bir hayli solmuş eğri kılıçlar asılıydı. - Abdülhak Şinasi Hisar

[spor]

  • Bu silah kullanılarak oynanan, hedef bölgesi baş, gövde ve kollar olan bir tür kılıç oyunu
  • Saban ökçesini oka bağlayan ağaç parçası

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kılıcı kınına koymak
  • kılıç çalmak
  • kılıç çekmek
  • kılıç kınını kesmez
  • kılıç kuşanmak (veya takmak)
  • kılıç oynatmak
  • kılıç sallamak
  • kılıçtan geçirmek
  • kılıç üşürmek

Birleşik Kelimeler: kılıç alayı, kılıç bacak, kılıç balığı, kılıç gagalı, kılıçhane, kılıçkalkan, kılıç kuşanma, kılıçkuyruk, kılıç oyunu, kılıç pabucu, çalakılıç, dalkılıç, delici kılıç, dürtücü kılıç, kesici kılıç, yalın kılıç, Acem kılıcı, kuzgunkılıcı

KILÇIK

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Balıkların eti arasında bulunan diken gibi ince ve küçük kemik

[bitki bilimi]

  • Fasulye, bakla vb. sebzelerin yeşil kabuğunda ve ekin başaklarında bulunan sert ve kıl gibi uzun lif

[spor]

  • Alttaki güreşçinin, kuyruk sokumunu hızla ve birdenbire havaya kaldırarak sırtına abanmış olan güreşçinin dengesini bozup onu ön veya yan tarafına aşırıp atması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kılçık atmak

Birleşik Kelimeler: karakılçık

ILIKÇIL

[isim]

[bitki bilimi]

  • Ortalama 15 °C sıcaklıkta yaşayan bitki, mezoterm

KILIÇLI

[sıfat]

  • Kılıç taşıyan
  • Kılıcı olan
  • Üzerinde kılıç motifi olan

    Memleketimde bir de kılıçlı liyakat madalyası kazandım. - Falih Rıfkı Atay

KILÇIKLI

[sıfat]

  • Kılçığı olan

    Kaşık Adası bilek kalınlığında, mor kılçıklı, yarım metre uzunluğunda zarganalarla doludur. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Pürüzlü, çapraşık, karışık

    Bu iş pek kılçıklı, içinden nasıl çıkılır?