Kılmak ile Biten Kelimeler

KILMAK ile biten 15 kelime bulunuyor. Sonu KILMAK olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kılmak kelimesinin anlamı nedir? İçinde kılmak olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

BIRAKILMAK15

9 Harfli Kelimeler

ACIKILMAK15, KAYKILMAK13, KIRKILMAK12

8 Harfli Kelimeler

ÇIKILMAK14, BIKILMAK13, ÇAKILMAK13, YIKILMAK13, BAKILMAK12, SIKILMAK12, YAKILMAK12, TIKILMAK11, KAKILMAK10, TAKILMAK10

6 Harfli Kelimeler

KILMAK8

KILMAK

[yardımcı fiil]

  • Etmek, yapmak

KAKILMAK

[-e]

  • Kakma işi yapılmak

    O kadar çok, o kadar bol inci kakılmıştı ki tahtın üstüne, bunları insan birer sedef düğme sanıyordu. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kakılıp kalmak

TAKILMAK

[nesnesiz]

  • Takma işi yapılmak

    O gece üst katla bizim odayı birleştiren merdivenin üstüne koca kapak takıldı. - Ayla Kutlu

[-e]

  • Bir yere iliştikten veya dokunduktan sonra oradan kurtulamamak

    Önünü çok iyi göremeyen hayvanın ayağı bir taşa takıldı. - Osman Cemal Kaygılı

[-e]

  • Engelle karşılaşıp geçici olarak işlemez duruma gelmek

    İğne bir müddetten beri plağın bozuk yerine takılmış, ha babam ha, bir melodiyi tekrar edip duruyordu. - Haldun Taner

[-e]

  • Bir yerde bir süre kalmak, oyalanmak

    Yolda bir arkadaşına takıldı.

[-e]

[mecaz]

  • Olumsuz veya aksayan, eksik bir yanını görerek üstünde durmak

    Son günlerde bir de usta sözüne takılır oldum. - Nezihe Meriç

[-e]

[mecaz]

  • Kızdırmak, üzmek, şaşırtmak amacıyla şaka yollu konuşmak

    İstasyon memuru onun şehre seyrek indiğini bildiğinden her seferinde takılır. - Haldun Taner

[-e]

[argo]

  • Biriyle, bir toplulukla sık sık birlikte olmak, onlara katılmak

[-e]

[argo]

  • Kahvehane, meyhane vb.ne sık sık gitmek, eğlenmek

[-e]

  • Birinin sürekli peşinden gitmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takılıp kalmak

TIKILMAK

[nesnesiz]

  • Tıkma işi yapılmak

    Bütün vücudu sanki ziftten bir kılıf içine tıkılmış gibi idi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Dar, sıkıntılı bir yerde bulunmak, sıkışmak

    Mecliste altmış kişi bir odaya tıkıldık. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Hapsedilmek

    Bu bücürü yeni tıkıldığı karakolun birinden ben çıkarttım. - Nazım Hikmet

KIRKILMAK

[nesnesiz]

  • Kırkma işi yapılmak

    Sonra oturtuldu ve terzinin kocaman makasıyla büklüm büklüm saçları ta dibinden kırkıldı. - Necip Fazıl Kısakürek

BAKILMAK

[-e]

[nesnesiz]

  • Bakma işine konu olmak veya bakma işi yapılmak

    Uzaktan bakıldığında, asabi ve çirkin bir cadıyı andırıyordu. - Ayşe Kulin

SIKILMAK

[nesnesiz]

  • Sıkma işi yapılmak

    Çamaşırlar sıkıldı.

[-den]

  • Can sıkıntısı duymak

    Ama lunaparkların işlemeli dönme dolaplarına bakmaktan hiç sıkılmadı. - Adalet Ağaoğlu

  • Utanıp çekinmek

    O dakikadan dakikaya daha ziyade şaşırıyor, sıkılıyor, buradan kurtulmak istiyordu. - Memduh Şevket Esendal

  • Sıkıntıya düşmek

Birleşik Kelimeler: utana sıkıla

YAKILMAK

[nesnesiz]

  • Yakma işi yapılmak

    Ateşler yakılıp kuzular ve piliçler çevrilmeye başlandı. - İhsan Oktay Anar

Birleşik Kelimeler: yana yakıla

KAYKILMAK

[-e]

  • Arkaya doğru eğilerek, yaslanarak oturmak

    Koltuğunda kaykılarak kendine güvenen bir iş adamı rahatlığıyla konuşabilir. - Nezihe Meriç

BIKILMAK

[nesnesiz]

[-den]

  • Usanılmak

ÇAKILMAK

[-e]

  • Çakma işine konu olmak

    Çift kanatlı orta kapısını kapatan mücevher gibi süslü küçük mandal yerine bir çivi çakılmıştı. - Ayla Kutlu

  • Hızla düşüp saplanmak

    Uçak dağa çakıldı.

[nesnesiz]

[argo]

  • Ortaya çıkmak, farkına varılmak, anlaşılmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çakılıp kalmak

YIKILMAK

[nesnesiz]

  • Yıkma işi yapılmak veya yıkma işine konu olmak
  • Herhangi bir sebeple çökmek, göçmek

    Daha birçok yalılar da metruk, bakımsız bir hâlde çöküyor, yıkılıyor, yerinde yeller esiyor. - Asaf Halet Çelebi

  • Devrilmek, yığılmak

    ... yüzükoyun yıkılıp kalmış bir kadın, kaçışan hizmetçiler... - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

  • İstenmeyen biri çekilip gitmek, defolmak

[mecaz]

  • Yok olmak, mahvolmak

    Zira cehalet, bakımsızlık, menfaat yüzünden her gün millî varlığımızın bir parçası koparılmakta ve yıkılmaktadır. - Mehmet Kaplan

[mecaz]

  • Yenilmek

[-e]

[mecaz]

  • Yüklenmek

    Bütün işler onun üstüne yıkılmıştı. - Reşat Nuri Güntekin

ÇIKILMAK

[-e]

  • Çıkma işine konu olmak

    En dipte ikişer ayak merdivenle çıkılan ayrı iki odada farklı aileler otururlardı. - Ayla Kutlu

BIRAKILMAK

[nesnesiz]

  • Bırakma işine konu olmak, terk edilmek

    Önüne bırakılmış dosyalar dağ gibiydi. - Ayşe Kulin

ACIKILMAK

[nesnesiz]

  • Acıkma işine konu olmak

    Bu saatte acıkılır mı?