KILAVUZLAMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler
KILAVUZLAMAK harflerini içeren 7 harfli 23 kelime bulunuyor. 7 harfli KILAVUZLAMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
KILAVUZ18,
LAKLAKA (Kelime Kökeni: Arapça laḳlaḳa)
- Gereksiz, anlamsız, boş söz
ALLAMAK
- Kırmızı duruma getirmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- allamak pullamak
AKLAMAK
-
Suçsuz veya borçsuz olduğu yargısına vararak birini temize çıkarmak, tebriye etmek, ibra etmek
Bir kitabın çok satmasında o kitabı aklayıcı nedenler pek özel durumlara bağlıdır. - Necati Cumalı
ALAKALI
- İlgili
LAKLAMA
- Laklamak işi
IKLAMAK
- Yük altında güçlükle solumak
- Ağlarken bunalır ve soluğu kesilir gibi iç çekmek
Birleşik Kelimeler: ıklaya sıklaya
KULAKLI
-
Kulağı herhangi bir biçimde olan
Küçük kulaklı.
- Kulağa benzer çıkıntısı olan
- Sapının ucunda kulak biçiminde iki geniş çatalı bulunan bir tür yatağan
- İki tarafında tutulacak yeri olan yayvan tava, tencere, kazan vb
Birleşik Kelimeler: kulaklı somun, kalem kulaklı, uzun kulaklı, yelken kulaklı
KALMALI
- Kalma durumunda olan
Birleşik Kelimeler: kalmalı tümleç
KAKILMA
- Kakılmak işi
KAKMALI
-
Üzerinde kakma işi bulunan
Kabzası altın kakmalı palası elinden düşmüştü. - Feridun Fazıl Tülbentçi
MUALLAK (Kelime Kökeni: Arapça muʿallaḳ)
- Asılmış, asılı
-
Sonuca bağlanmamış, sürüncemede kalmış
Komite mahkemesince verilip de nasılsa icra olunmayan muallak kararları yerine getirirdi. - Ömer Seyfettin
Ata Sözleri ve Deyimler
- muallakta olmak (veya kalmak)
AZALMAK
-
Az denecek bir miktara inmek
Bakımsızlıklarla göçüp gitmiş bir cihan / Mevsimler soğumuş, sular azalmış - Fazıl Hüsnü Dağlarca
- Eskisinden az bir duruma gelmek
-
Etkisini yitirmek, hafiflemek
Sancısı azaldı.
KAZILMA
-
Kazılmak işi
Varlıkları kaledekiler tarafından anlaşılmış ve kendilerini bulmak için bir karşı lağım kazılmaya başlanmıştı. - İhsan Oktay Anar
KAZIMAK
-
Bir aleti sürterek bir şeyin yüzündeki tabakayı kaldırmak
Tahtanın boyasını kazımak.
-
Bir araç kullanarak silmek, çıkarmak
O daktilo yanlışını iğneyle kazıyarak düzeltebilirsin.
- Sertçe ovmak
-
Tıraş etmek
Sakalını kazımak.
-
Metal bir yüzey üstüne sert bir araçla şekil çizmek, yazı yazmak, nakşetmek
Mühür kazımak.
-
Aslını, kökünü ayrıntılı bir biçimde araştırmak
Avrupalılar, medeni bir adamı kazıyacak olursanız altında gorili bulursunuz, derler. - Hüseyin Cahit Yalçın
-
Vücuttaki yabancı bir cismi hasta, zararlı veya istenmeyen bir organı almak, temizlemek, yok etmek
Çıbanı kazıyarak aldılar.
Birleşik Kelimeler: kazıkazan
UZAKLIK
-
Uzak olma durumu, ıraklık
Duvarın yüzünde birbirine otuz arşın kadar uzaklıkta sımsıkı kapalı iki büyük kapı vardı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
- İki nokta arasındaki uzay ölçümü, mesafe
Birleşik Kelimeler: açısal uzaklık, başucu uzaklığı