KIKIRDAYIŞ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

KIKIRDAYIŞ harflerini içeren 4 harfli 23 kelime bulunuyor. 4 harfli KIKIRDAYIŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DAYI9, IŞIK9, IŞKI9, ARIŞ8, AŞIK8, AKIŞ8, KIYI8, ŞIRA8, YIKI8, AYIK7, AYRI7, DARI7, KADI7, KIYA7, KAYI7, ŞARK7, YAKI7, YARI7, ARIK5, IRAK5, KARI5, KIRK5, RAKI5

ARIK

[isim]

[halk ağzında]

  • Ark

    Arıkta çimdim de geldim diye fısıldadı. - Cahit Uçuk

  • Fide veya fidan dikilen yer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arık çekmek

[sıfat]

  • Zayıf, cılız, kuru, sıska

    Arık, zayıf bir buzağı kuyruğunu sallayarak gidiyordu. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arık ata kuyruğu da yüktür
  • arık etten yağlı tirit olmaz
  • arık öküze bıçak çalınmaz

IRAK

[sıfat]

  • Uzak

    Sesin ıraktan gelir, yürek deler. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ırak yerin haberini kervan getirir

Birleşik Kelimeler: ırakgörür

[isim]

[müzik]

  • Klasik Türk müziğinde, aynı adla anılan ve kalın fa diyez notasını andıran perdedeki makamlardan biri

KARI

[isim]

  • Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın, eş, refika, zevce

    Eve varınca karım Fadime kapıyı açar. - Sait Faik Abasıyanık

[kaba konuşmada]

  • Kadın

    Analar ağlıyor, nişanlılar ağlıyor, karılar ağlıyordu fakat Saliha kadın buna alışmıştı. - Halide Edip Adıvar

[halk ağzında]

  • Yaşlı, ihtiyar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karı gibi
  • karının saçlısı, tarlanın taşlısı
  • karısının üstüne evlenmek

Birleşik Kelimeler: karı ağızlı, karı kız milleti, karı koca, karım köylü, karısı ağızlı, karısı köylü, katır karı, kocakarı, alkarısı, çarşamba karısı, mahalle karısı

KIRK

[isim]

  • Otuz dokuzdan sonra gelen sayının adı
  • Bu sayıyı gösteren 40 ve XL rakamlarının adı

[sıfat]

[matematik]

  • Dört kere on, otuz dokuzdan bir artık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kırk basmak
  • kırk bir (buçuk) kere maşallah!
  • kırk dereden su getirmek
  • kırk evin kedisi
  • kırk gün günahkâr, bir gün tövbekâr
  • kırk gün taban eti, bir gün av eti
  • kırkı (veya kırkları) karışmak
  • kırkı çıkmak
  • kırkından sonra at olup da kuyruk mu sallayacak
  • kırkından sonra azanı teneşir paklar
  • kırkından sonra azmak
  • kırkından sonra saza başlayan kıyamette çalar
  • kırkından sonra saz çalmak
  • kırk kapının ipini çekmek
  • kırk tarakta bezi olmak
  • kırk yıl kıran olmuş, eceli gelen ölmüş

Birleşik Kelimeler: kırkambar, kırkayak, kırk basması, kırkbayır, kırkbeşlik, kırkbudak, kırkgeçit, kırk hamamı, kırkikilik, kırkikindi, kırk kere, kırkmerak, kırkmerdiven, kırk para, kırkyama, kırkyıl

RAKI (Kelime Kökeni: Arapça ʿaraḳī)

[isim]

  • Üzüm, incir, erik vb. meyvelerin alkolle mayalanarak damıtılmasıyla elde edilen içki, aslansütü, imamsuyu

    Mollanın ağzından sert bir rakı kokusu çıkıyordu. - Ömer Seyfettin

Birleşik Kelimeler: rakı âlemi, rakı bardağı, rakı meclisi, ayazlandırılmış rakı, boğma rakı, düz rakı, ardıç rakısı, erik rakısı, sakız rakısı

AYIK

[sıfat]

  • Sarhoşluğu veya baygınlığı geçmiş olan

    Şimdi konuşacağımız konuyu ayık kafayla konuşmak daha doğru olur. - Ayşe Kulin

[zarf]

  • Sarhoşluğu geçmiş bir biçimde

AYRI

[sıfat]

  • Başka, başka türlü

    Sonraları herkes kondusuna ayrı bir işaret koydu. - Lâtife Tekin

  • Aynı yerde kalan

    Beraber misiniz, ayrı mısınız?

[zarf]

  • Yalnız, tek başına

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayrı baş çekmek
  • ayrı düşmek
  • ayrı eve çıkmak
  • ayrı seçi yapmak
  • ayrı tutmak

Birleşik Kelimeler: ayrı ayrı, ayrı basım, ayrı cinsten, ayrı gayrı, ayrı çanak yapraklılar, ayrı taç yapraklılar

DARI

[isim]

[bitki bilimi]

  • Buğdaygillerden, kuraklığa dayanıklı bir bitki, akdarı (Panicum miliaceum)
  • Bu bitkinin buğday yerine besin olarak kullanılan tohumu

[halk ağzında]

  • Mısır

Ata Sözleri ve Deyimler

  • darısı ... başına (veya darısı başına)
  • darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz

Birleşik Kelimeler: akdarı, ballıdarı, cin darısı, Hint darısı, karaca darısı, süpürge darısı

KADI (Kelime Kökeni: Arapça ḳāḍī)

[isim]

[tarih]

  • Tanzimata kadar her türlü davaya, Tanzimat ile Medeni Kanun arasındaki dönemde ise yalnız evlenme, boşanma, nafaka, miras davalarına bakan mahkemelerin başkanları

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kadı anlatışa göre fetva verir

Birleşik Kelimeler: kadıboğan, kör kadı, köşe kadısı

KIYA

[isim]

  • Adam öldürme suçu, cinayet

KAYI

[isim]

[tarih]

  • Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri

ŞARK (Kelime Kökeni: Arapça şarḳ)

[isim]

[eskimiş]

  • Doğu

[isim]

  • Doğu

Birleşik Kelimeler: Şark çıbanı, Şark kurnazlığı, Orta Şark, Yakın Şark

YAKI

[isim]

  • Bazı hastalıkları tedavi etmek amacıyla bir bez üzerine yayılıp deri üzerine uygulanan, beden ısısıyla vücuda yapışan eczalı parça

    Hardal yakısı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yakı açmak
  • yakı yakmak (veya vurmak)

Birleşik Kelimeler: yakı ağacı, yakı otu, hardal yakısı, nasır yakısı, pehlivan yakısı

YARI

[sıfat]

  • Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf
  • Bir şeyin yarısı kadar olan, yarım olan

    Arkasından yarı şaka, yarı sitem ilave ediyor. - Attila İlhan

[isim]

  • Devre arası

    Birinci yarıda dört gol attık.

[zarf]

  • Gereğinden az, tam olmayarak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yarıda kalmak
  • yarı yolda bırakmak

Birleşik Kelimeler: yarı açık cezaevi, yarı ağır sıklet, yarı alan, yarı asalak, yarı başkalaşma, yarı başkanlık, yarı bel, yarı belgesel, yarı buçuk, yarıçap, yarı final, yarı finalist, yarı gece, yarı geçirgen, yarı göçebe, yarı gölge, yarı hücre, yarı iletken, yarı karanlık, yarı kurak, yarı kübik, yarı küre, yarı mamul, yarı orta sıklet, yarı otomatik, yarı resmî, yarı saha, yarı sanayileşme, yarı saydam, yarı son, yarı yarıya, yarıyıl, ikinci yarı, ilk yarı, iri yarı, ana yarısı, baba yarısı, gece yarısı

ARIŞ (Kelime Kökeni: Farsça erş, ereş)

[isim]

[eskimiş]

  • Kolun dirsekten parmaklara kadar olan bölümü

[isim]

[halk ağzında]

  • Çözgü