KÖYGÖÇÜREN Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

KÖYGÖÇÜREN harflerini içeren 4 harfli 23 kelime bulunuyor. 4 harfli KÖYGÖÇÜREN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GÖÇÜ19, GÖNÇ17, GÖRÜ16, ÖRGÜ16, GÖRK14, GÖRE14, ÖRGE14, ÖYKÜ14, ÖKÇE13, ÖRÜK12, YÖRE12, GENÇ11, GÜRE10, KÖRE10, ÖREN10, ÖREK10, ÜÇER9, GREK8, GREN8, ÜNYE8, ÇENK7, KÜRE6, RENK4

RENK (Kelime Kökeni: Farsça reng)

[isim]

  • Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum

    Birisi sütsüz çikolata renginde, uzun boylu, geniş omuzlu Amerikan boksörlerine benziyordu. - Aka Gündüz

[mecaz]

  • Nitelik

    İşin rengi değişti.

[mecaz]

  • Çeşitlilik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rengi atmak (veya kaçmak veya uçmak)
  • rengini belli etmek
  • rengi solmak
  • renk almak
  • renk gelmek
  • renk katmak
  • renkten renge girmek
  • renk vermek
  • renk vermemek

Birleşik Kelimeler: renk bilimi, renk cümbüşü, renkgideren, renk körü, renkölçer, renk ölçme, renk yuvarı, basit renk, metalik renk, ölü renk, pastel renk, rengârenk, sağır renk, şekerrenk, açık kahverengi, alev rengi, altın rengi, bakır rengi, bal rengi, barut rengi, buğday rengi, çivit rengi, demir rengi, duman rengi, erguvan rengi, fes rengi, fildişi rengi, gurup rengi, fındık rengi, fıstık rengi, filiz rengi, gül rengi, gümüş rengi, hardal rengi, kahverengi, kemik rengi, kestane rengi, kimyon rengi, kiremit rengi, koyu kahverengi, kurşun rengi, kül rengi, leylak rengi, lila rengi, limon rengi, menekşe rengi, nohut rengi, pas rengi, portakal rengi, saman rengi, sincap rengi, saz rengi, şarap rengi, tahin rengi, tarçın rengi, ten rengi, toprak rengi, tütün rengi, zeytin rengi, sıcak renkler, soğuk renkler

KÜRE (Kelime Kökeni: Arapça kure)

[isim]

[matematik]

  • Bütün noktaları merkezden aynı uzaklıkta bulunan bir yüzeyle sınırlı cisim
  • Yeryüzü, dünya

    Ben de yıldızlar gibi, küre gibi, ben de yalnız ve herkese uzaktım. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: küre kuşağı, ağır küre, ateş küre, düzlem küre, güney küre, hava küre, ışık küre, kuzey küre, su küre, taş küre, yarı küre, yarım küre, yerküre, gök küresi

[isim]

[madencilik]

  • Madenci ocağı, maden fırını

[isim]

  • Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri

ÇENK (Kelime Kökeni: Farsça çeng)

[isim]

[müzik]

  • Arpı andıran, telli bir çalgı

GREK (Kelime Kökeni: Fransızca grec)

[isim]

  • Eski Yunan, Helen

GREN (Kelime Kökeni: Fransızca grain)

[isim]

  • Kâğıdın yüzeyinin pürüzlülük derece ve tipinin bir izlenimi

ÜNYE

[isim]

  • Ordu iline bağlı ilçelerden biri

ÜÇER

[sıfat]

  • Üç sayısının üleştirme sayı sıfatı

    Öksüzün cebindeki son tutam tütünü sardılar, sıra ile üçer nefes çektiler. - Refik Halit Karay

  • Her defasında üçü bir arada olan, her birine üç

Birleşik Kelimeler: üçer beşer

GÜRE

[isim]

[halk ağzında]

  • Çiftleşmek isteyen kısrak veya dişi eşek
  • Bir yaşından üç yaşına kadar olan tay

[sıfat]

[mecaz]

  • Kuvvetli, dinç

[sıfat]

[mecaz]

  • Çekingen, korkak, ürkek

KÖRE (Kelime Kökeni: Farsça kūre)

[isim]

[halk ağzında]

  • Karınca yuvası
  • Demirci körüğünün, kömürlerin yandığı bölüme açılan deliği

ÖREN

[isim]

  • Kalıntı

ÖREK

[isim]

[halk ağzında]

  • Duvar

GENÇ

[sıfat]

  • Yaşı ilerlememiş olan, ihtiyar karşıtı

    Eliyle işaret etti genç adama. - Ayşe Kulin

  • Gelişmesini tamamlamamış olan (bitki, hayvan)

    Genç ağaç. Genç at.

  • Gençlikteki özelliklerini koruyan, dinç
  • Zihin bakımından yeterince gelişmemiş, toy

[mecaz]

  • Yeni gelişmekte olan, kısa bir geçmişi olan

    Atatürk'ün tabutu arkasından ağlayan on beş milyon Türk'ün yaşadığı, genç Türkiye mutluydu. - Burhan Felek

Birleşik Kelimeler: genç irisi

[isim]

  • Bingöl iline bağlı ilçelerden biri

ÖRÜK

  • Kendi ipiyle onarılmış kısım

    Eğer örük varsa artık paltonun bizimkine ait olduğuna hükmederim. - Burhan Felek

[halk ağzında]

  • Saç örgüsü

YÖRE

[isim]

  • Bir bölgenin belli bir yer ve çevresini kapsayan sınırlı bölümü, havali, mahal, civar

Birleşik Kelimeler: yörekent

[isim]

[halk ağzında]

  • Değirmenlerde, taşla kasnak arasında kalan ve hayvan yemi olarak kullanılan un

ÖKÇE

[isim]

  • Ayakkabı altının topuğa rastlayan yüksek bölümü, topuk

    Ökçesi yenmiş ayakkabıların üstünde çamurlu paçaları lime lime sarkıyordu. - Ömer Seyfettin

  • Topuğun arka bölümü

[halk ağzında]

  • Saban demirinin geçtiği ağaç parçası

Birleşik Kelimeler: ökçe çene, yumurta ökçe