KÖTÜRÜMLEŞMEK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

KÖTÜRÜMLEŞMEK harflerini içeren 8 harfli 24 kelime bulunuyor. 8 harfli KÖTÜRÜMLEŞMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÖRTÜŞMEK20, KÖMÜRLÜK19, KÖKLEŞME18, KÖRLEŞME18, KÖTÜLEME17, ÖRÜKLEME17, ÖRTÜLMEK17, KÖKERTME15, KÖRELMEK15, KÖRELTME15, KÖRLETME15, ÖRKLEMEK15, KÜTLEŞME14, MÜŞEKKEL14, MÜŞTEREK14, ŞÜKRETME14, TEŞEKKÜL13, TEŞEKKÜR13, TÜKÜRMEK13, ÜTÜLEMEK13, ÜRKÜTMEK13, TÜMLEMEK12, TEKEMMÜL12, KÜTLEMEK11

KÜTLEMEK

[nesnesiz]

  • `Küt` diye ses çıkarmak

TÜMLEMEK

[-i]

  • Tüm durumuna getirmek, tamamlamak, ikmal etmek

TEKEMMÜL (Kelime Kökeni: Arapça tekemmul)

[isim]

[eskimiş]

  • Olgunlaşma, yetkinleşme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tekemmül etmek

TEŞEKKÜL (Kelime Kökeni: Arapça teşekkul)

[isim]

  • Belli bir varlık ve biçim kazanma, oluşma,oluşum
  • Kurulma
  • Örgüt

    Fikir hürriyetini terviç eden teşekküller İslam memleketlerinde kökleşmiş bulunuyordu. - Asaf Halet Çelebi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • teşekkül etmek

TEŞEKKÜR (Kelime Kökeni: Arapça teşekkur)

[isim]

  • Yapılan bir iyiliğe karşı duyulan kıvanç ve gönül borcunu anlatma

    Teşekküre geldim zarif hediyenize / Gücenmeyin biraz fazla güldümse size - Enis Behiç Koryürek

  • Teşekkürname

Ata Sözleri ve Deyimler

  • teşekkür etmek

Birleşik Kelimeler: teşekkürname, açık teşekkür

TÜKÜRMEK

[-i]

  • Tükürüğü ağız içinden dışarıya atmak

    Ötekiler pis bir şeye dokunmuş gibi yere tükürdüler. - Halide Edip Adıvar

  • Ağzındakini dudakları arasına getirip dışarı vermek

    Çocuk, mamasını tükürüyor.

  • Ağız yoluyla dışarı çıkarmak

    Kan tükürmek. Balgam tükürmek.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tükürdüğünü yalamak

ÜTÜLEMEK

[-i]

  • Ütü ile buruşukluklarını gidermek

    Bir erkek, hizmetçisini sevse ondan daha iyi kimsenin çamaşır ütüleyemeyeceğine inanır. - Refik Halit Karay

  • Alevde tüylerini veya kabuğunu yakıp gidermek

    Çakmak kıvılcım çıkardı, çıkarmasıyla pof diye gaz parladı ve zaten seyrek olan kirpiklerimi ütüledi. - Burhan Felek

ÜRKÜTMEK

[-i]

  • Ürküntü vermek
  • Korkutup kaçırmak

    Avcı, elinde ipi silkeleyerek hafif, sanki balıklarını ürkütmek istemiyormuş gibi yavaş yavaş ağını çekiyordu. - Memduh Şevket Esendal

  • Herhangi bir etkiyle bitkinin gelişmesini engellemek

[mecaz]

  • Korkutmak

    Karşılarındaki müthiş manzara onları bir saniye bile ürkütmemiştir. - Esat Mahmut Karakurt

[mecaz]

  • Kuşkulandırmak

    Ali Rıza Bey hemen kendini topladı. Münasebetsiz bir şey yaparak arkadaşını ürkütmekte mana yoktu. - Reşat Nuri Güntekin

KÜTLEŞME

[isim]

  • Kütleşmek işi

MÜŞEKKEL (Kelime Kökeni: Arapça muşekkel)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Biçim verilmiş
  • İri, gösterişli

MÜŞTEREK (Kelime Kökeni: Arapça muşterek)

[sıfat]

  • Ortak

    İnsanlar müşterek tecrübeleri taşıdıkları için birbirlerinin ne dediklerini anlayabilirler. - İsmet Özel

  • Birlikte

    Bu işte her ikiniz de müştereksiniz.

  • Ortaklaşa, el birliğiyle yapılan veya hazırlanan

    Müşterek idare.

Birleşik Kelimeler: müşterek bahis, asgari müşterek

ŞÜKRETME

[isim]

  • Şükretmek işi

KÖKERTME

[isim]

  • Kökertmek işi

KÖRELMEK

[nesnesiz]

  • Keskinliğini yitirmek

    Bıçak köreldi.

  • Suyu çekilmek

    Kuyu köreldi.

  • Ateş veya ışık sönecek duruma gelmek

[mecaz]

  • Değer, önem veya yeteneğini yitirmek

[mecaz]

  • Soyu tükenmek

    Bu aile köreldi.

[fizyoloji]

  • Bir organ beslenemeyerek küçülmek, dumura uğramak

KÖRELTME

[isim]

  • Köreltmek işi