KÖSEMENLİK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
KÖSEMENLİK harflerini içeren 6 harfli 33 kelime bulunuyor. 6 harfli KÖSEMENLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
LÖSEMİ14,
EKİLME
- Ekilmek işi
EMEKLİ
- Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli
-
Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan kimse, tekaüt
Buraya gelenler hep asker emeklileridir. - Haldun Taner
Ata Sözleri ve Deyimler
- emekli olmak
- emekliye ayırmak (veya çıkarmak veya çıkartmak)
- emekliye ayrılmak (veya çıkmak)
- emekliye sevk etmek
Birleşik Kelimeler: emekli aylığı, emekli ikramiyesi, emekli maaşı, malulen emekli
İSKELE (Kelime Kökeni: İtalyanca scala)
-
Deniz taşıtlarının yanaştığı, çoğu tahta ve betondan yapılmış, denize doğru uzanan yer
Vapurdan indi, iskeleye çıkar çıkmaz etrafına bakındı. - Sait Faik Abasıyanık
-
Kıyıya yanaşan deniz aracına doğru uzatılan eğreti küçük köprü veya gemiye çıkmayı sağlayan merdiven
Oturduğu yerden kalkıyor, iskele zincirine uzanan eli, iskele tabanına basan ayağı, kendini çekiyor yukarı. - Zeyyat Selimoğlu
- Vapur uğrağı olan şehir veya kasaba
-
İçerilerde bulunan bir yerin kendine en yakın olan deniz taşıtı uğrağı veya demir yolu durağı
Mudanya, Bursa'nın iskelesidir.
- Yapıların dışında sıvama, boyama veya onarım için keresteden kat kat kurulan, çalışma sırasında üstüne çıkılan çatkı
- Geminin sol yanı
- Işıkların yerleştirilmesi, ışıkçıların dolaşabilmesi için stüdyolarda tavana yakın yerde duvarı çepeçevre saran çıkıntı
Ata Sözleri ve Deyimler
- iskele almak
Birleşik Kelimeler: iskele alabanda, iskele babası, iskele kelepçesi, iskele kuşu, sürme iskele, ip iskelesi
İNLEME
-
İnlemek işi
Pansiyonun kağşamış tahta merdiveni ağır bir vücudun adımları altında inlemeye başladı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
İLENME
- İlenmek işi
KESELİ
- Kesesi olan
Birleşik Kelimeler: keseli kurt
KESKİN
-
Çok kesici, iyi kesen
Sonunda keskin bir taşı testere gibi kullanarak ipi incelte incelte kopardı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
-
Tiz (ses)
Bir kadın sesiydi bu. İnce ve keskin, dikkati hemen kapan ve bırakmayan bir ses. - Peyami Safa
-
Kırıcı, incitici
En yakın dostlarının bile kusurlarını keskin bir dille yüzlerine vururmuş. - Haldun Taner
-
Etkili, sert
Masanın başında, güneşten yanmış yüzü, sert ve derin çizgilerle dolu, keskin bakışlı, kıranta bir adam oturuyor. - Esat Mahmut Karakurt
-
Kıvrak
Bu çeneyle atbaşı giden keskin bir zekâsı var. - Cahit Sıtkı Tarancı
- Hassas
- Dikkatli
- Zampara
Ata Sözleri ve Deyimler
- keskin sirke küpüne (veya kabına) zarar
- keskin zekâ keramete kıç attırır
Birleşik Kelimeler: keskin nişancı, gözü keskin
- Kırıkkale iline bağlı ilçelerden biri
KELİME (Kelime Kökeni: Arapça kelime)
-
Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük, lügat
Tayyare kelimesine alışan millet, uçak kelimesine de alışır. - Orhan Veli Kanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- kelimeleri tartarak konuşmak
- kelimenin tam anlamıyla
Birleşik Kelimeler: kelime cambazı, kelime hazinesi, kelimeişehadet, kelime kadrosu, kelime karışıklığı, kelime oyunu, kelime sıklığı, kelime türü, kelime vurgusu, kelimesi kelimesine, anahtar kelime, basit kelime, birleşik kelime, bitişik kelime, kesik kelime, kısaltmalı kelime, taklidî kelime, türemiş kelime, yalın kelime, olumsuzluk kelimesi
KEMLİK
- Kötülük
Ata Sözleri ve Deyimler
- kemlik etmek
MELİKE (Kelime Kökeni: Arapça melike)
-
Kadın hükümdar
Saba melikesi Belkıs da kendisine Yemen iklimlerinin en güzel atlarından hediyeler göndermişti. - Necip Fazıl Kısakürek
- Padişah karısı
Birleşik Kelimeler: çayırmelikesi
ESKİME
- Eskimek işi
İSLEME
- İslemek işi
KESMEK
-
Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak
İpi kesmek.
-
Dibinden ayırmak
Ağaçları kesmek. Dalları kesmek.
-
Düzgün parçalara ayırmak
Eti kesmek. Patatesi kesmek.
-
Kesici bir araçla yaralamak
Nasıl sol elimle sağ elimi kesip biçeceğim? - Reşat Nuri Güntekin
-
Ucunu almak
Saç kesmek. Tırnak kesmek.
-
Hayvanın başını gövdesinden ayırmak, boğazlamak
Koyun kesmek. Tavuk kesmek.
-
Son vermek, gidermek
Bu ilaç baş ağrısını keser.
-
Ara vermek
Bu üç zavallı bizden rahatsız oldular ve derslerini keserek çekildiler. - Memduh Şevket Esendal
-
Bir şeyden yoksun bırakmak, vermemek
Yardımı kestiler. Ücreti ödemeyince telefonu kestiler.
-
Akımı durdurmak
Şimdi belediye ile anlaşamayan müteşebbis cereyanı kesmiş. - Sait Faik Abasıyanık
-
Belirtmek, kararlaştırmak
Gününü daha kesmedik.
-
Verilecek şeyin bir bölümünü alıkoyup vermemek
Ücretinden beş lira kesmişler.
- Para basmak
-
Azaltmak, güçleştirmek
Rüzgâr geminin yolunu kesiyor.
- İskambil kâğıtlarında destenin üzerinden bir bölümünü kaldırıp öte yana koymak
-
Geçişi önlemek
Yolu kesmek.
-
Susmak
Kes artık yeter!
- Hasta organı ameliyatla almak
-
Bölmek, ayırmak
Bulvarı kesen küçük sokaklardan biri.
- Yazıyı, filmi kısaltmak
- Uydurmak, yalan söylemek
-
Rüzgâr, soğuk vb. çok etkili olmak
Rüzgâr yüzümü kesiyor.
-
Birini yermek, kötülemek
Hiç değil beni kesmeden edemez o. - Orhan Kemal
- Karşı cinsten birisini sürekli olarak süzmek, dikkatli bir biçimde bakmak
- Vahşice öldürmek
- Oyuncuyu takım kadrosuna almamak
Ata Sözleri ve Deyimler
- kesip atmak
- kesip biçmek
- kes parmağını çık pazara, merhem buyuran çok olur
- kestiği tırnak olamamak
Birleşik Kelimeler: kesyap, kesyapıştır, ateşkes
KESMİK
- Kesilmiş sütün koyu bölümü
- Başakla karışık iri saman
- Taş gibi olmuş toprak parçası
MESLEK (Kelime Kökeni: Arapça meslek)
-
Belli bir eğitim ile kazanılan, sistemli bilgi ve becerilere dayalı, insanlara yararlı mal üretmek, hizmet vermek ve karşılığında para kazanmak için yapılan, kuralları belirlenmiş iş
Araya giren yıllar zarfında meslekten kopunca eski arkadaşlarıyla ünsiyeti de kopmuştu. - Osman Aysu
- Uğraş
- Öğreti
- Dizge
-
Çığır, okul, ekol
Edebî meslekler.
Ata Sözleri ve Deyimler
- mesleğinin eri (veya erbabı) olmak
- meslek edinmek
Birleşik Kelimeler: meslek içi eğitim, meslek yaşamı, serbest meslek