KÖPÜKLÜ ile Oluşan Kelimeler (KÖPÜKLÜ Kelime Türetme)

KÖPÜKLÜ harflerinden oluşan 15 kelime bulunuyor. KÖPÜKLÜ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Köpüklü kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

KÖPÜKLÜ21

5 Harfli Kelimeler

KÖPÜK17, KÜPLÜ13, KÖLÜK13, KÖKLÜ13

4 Harfli Kelimeler

ÖLÜK12, ÜLKÜ8

3 Harfli Kelimeler

LÖP13, ÖLÜ11, KÖK9, KÜP9, LÖK9, LÜP9, KÜL5, LÜK5

KÜL

[isim]

  • Yanan şeylerden artakalan toz madde

    Ocağın külleri üstünde duran tenceredeki fasulyeyi bitirdiler. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kül bağlamak
  • kül etmek
  • kül gibi
  • kül olmak
  • kül ufak olmak
  • külünü savurmak
  • kül yemek (veya yutmak)

Birleşik Kelimeler: külbastı, kül çöreği, küldöken, külkedisi, kül rengi, kül tablası, külyutmaz, yosun külü

[isim]

[eskimiş]

  • Bütün, tüm

    Bir asırdan beri şiirimizi bir kül olarak göz önüne getirince bu misal canlanmaz mı? - Yahya Kemal Beyatlı

LÜK (Kelime Kökeni: Farsça luk)

[isim]

[eskimiş]

  • Boyacılıkta kullanılan Hint zamkı

Birleşik Kelimeler: lük boyası

ÜLKÜ

[isim]

  • Amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey, ideal

    Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür. - Atatürk

  • İnsanı duyular dünyasının üstüne yükselten ve hiçbir zaman tam olarak gerçekleştirilemeyecek olan, yalnızca erişilmesi istenen amaç olarak kalan kılavuz ilke, mefkûre, ideal, vizyon

    Bu yarının dünyasını, insanlığını düzenleyecek ülkünün sahipleri! - Halide Edip Adıvar

[felsefe]

  • Gerçekte olmayıp yalnız düşüncede tasarım biçiminde var olan, yalnızca düşünce ile kavranabilen şey, ideal

KÖK

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bitkileri toprağa bağlayan, topraktaki besi maddelerini emmesine yarayan klorofilsiz bölüm

[bitki bilimi]

  • Kök sap, kök(I)
  • Bazı şeylerde dip bölüm

    Diş kökü.

  • Sapıyla çıkarılan bitkilerde tane

    Üç kök maydanoz.

[mecaz]

  • Dip, temel, esas

    Ta gölden başlayan tipi ve fırtına Şebben'in sıcak evini kökünden sarsıyordu. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]

  • Kaynak, köken

    Ölenle, son zamanları gevşeyen, azalan fakat kökleri mazinin sağlamlığı içinde kalan eski bir aşinalığım vardı. - Abdülhak Şinasi Hisar

[mecaz]

  • Bir kimseyi bir yere bağlayan manevi temel güçlerin bütünü

[dil bilgisi]

  • Kelimenin her türlü ek çıkarıldıktan sonra kalan anlamlı bölümü: Yaptırmak kelimesinde kök, yap- bölümüdür

[kimya]

  • Olağan şartlarda çevresinden yalıtılamayan ancak birçok tepkimeyi nitelik değiştirmeden kalabilen atom kümesi

[matematik]

  • Denklemde bilinmeyenin yerine konulduğunda uygun düşen gerçek veya birleşik değer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kök almak
  • kök salmak
  • kök sökmek
  • kök söktürmek
  • kökü kazınmak
  • kökü kurumak
  • kökünden halletmek
  • kökünden kazımak
  • köküne kıran girmek
  • kökünü kazımak

Birleşik Kelimeler: kök bacaklılar, kök bilgisi, kökboyası, kök boyası, kök doğrayıcısı, kök hücre, kök işareti, kök kaplama, kök kırmızısı, kök kurdu, kök mantar, köknar, kök örnek, kök sap, acı kök, ana kök, ek kök, ikili kök, karekök, kazık kök, kılcal kök, kızılkök, küpkök, saçak kök, yumru kök, ad kökü, adamkökü, altın kökü, eğir kökü, ense kökü, fiil kökü, helvacı kökü, isim kökü, meyan kökü, yumurtakökü, zıkkımın kökü

[isim]

[müzik]

  • Sazı kurmaya yarayan burgu
  • Sap

KÜP

[isim]

  • Su, pekmez, yağ vb. sıvıları veya un, buğday gibi tahılları saklamaya yarayan, geniş karınlı, dibi dar toprak kap

    Ahırda kırık bir küpün içine, samanlarla çuvalların altına saklamış, gitti, getirdi. - Haldun Taner

[argo]

  • Sarhoş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • küpe dönmek
  • küp gibi
  • küplere binmek
  • küpünü (veya küplerini) doldurmak

Birleşik Kelimeler: akıl küpü, altın küpü, boyacı küpü, dert küpü, sır küpü, sinir küpü, yağ küpü

[isim]

[matematik]

  • Birbirine eşit karelerden oluşan altı yüzlü dikdörtgen, mikâp

    Tavla zarı küp biçimindedir.

  • Altı yüzü birbirine eşit kareden oluşan dik prizma
  • Bu biçimdeki nesne
  • Bir cismin hacim hesabında kullanılan ölçü birimi
  • Bir sayının üçüncü kuvveti: (43)=4x4x4=64

Birleşik Kelimeler: küpkök, küp şeker, birimküp, metreküp

LÖK

[isim]

[halk ağzında]

  • Yedi yaşından büyük erkek boz deve

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lök gibi

[isim]

[halk ağzında]

  • Kireç, zeytinyağı, pamuk ve yumurta akının karıştırılması yoluyla, kırık çanak çömlekleri, künkleri birleştirmekte kullanılan macun

LÜP

[isim]

[argo]

  • Emek vermeden ele geçirilen şey

    Lüpe bayılır. Lüp buldu mu dayanamaz.

  • Büyükçe bir şeyin birdenbire ve kolaylıkla yutulmasını anlatan ses

ÖLÜ

[sıfat]

  • Hayatı sona ermiş, artık yaşamıyor olan, meyyit, morto, diri karşıtı

[isim]

  • Ölmüş insan, mevta, meyyit, müteveffa

    Onu denizden çıkarmak istediler ama biri, müstantik ve doktor gelmeyince ölülere dokunulmaz, diyince bu işten vazgeçtiler. - Halikarnas Balıkçısı

[isim]

  • Hayvan leşi

    Tavuk ölüsü.

[mecaz]

  • Gücü az, zayıf

    Ölü kandil.

[mecaz]

  • Çok durgun, hareketsiz

    Ölü kentler, boş kaleler, eski saraylar. - Necati Cumalı

[mecaz]

  • Etkileme gücü olmayan, canlılığı olmayan

    Ölü bir konuşması var.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ölü gibi
  • ölü gözü gibi
  • ölü gözü kadar
  • ölü gözünden yaş ummak
  • ölümü gör (veya öp)
  • ölüsü bile yetmek
  • ölüsü ortada kalmak
  • ölüyü güldürmek

Birleşik Kelimeler: ölü açı, ölü açımı, ölü dalga, ölü deniz, ölü dil, ölüdoğa, ölü doğum, ölü doku, ölüevi, ölü fiyatına, ölü helvası, ölü mevsim, ölü nokta, ölü örtü, ölü renk, ölü saat, ölü salı, ölü sessizliği, ölü sevici, ölü sezon, ölü soyucu, ölü top, ölü yatırım, ölü yemeği, ölü yıkama, ölü zaman, ölüsü kandilli, ölüsü kınalı

ÖLÜK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Canlılığı azalmış, hâlsiz

KÜPLÜ

[sıfat]

  • Küpü olan

[argo]

  • Ayyaş

[isim]

[argo]

  • Rakısı bol, ucuz meyhane

KÖLÜK

[isim]

[halk ağzında]

  • İş ve yük hayvanı

KÖKLÜ

[sıfat]

  • Kökü olan

[mecaz]

  • Kökleşmiş, iyi yerleşmiş, kalıcı olan, kökten, cezrî, esaslı

    Onu, ondan kendine kattıklarıyla köklü bir değişime uğratmayı amaçlıyor. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]

  • Soylu, soyu sopu belli, iyi tanınan

Birleşik Kelimeler: köklü aile

LÖP

[sıfat]

  • İri ve yumuşak

Birleşik Kelimeler: löp löp

KÖPÜK

[isim]

  • Sabun, deterjan vb.nin suda erimesinden oluşan beyaz kabarcık
  • Çalkanan, kaynatılan, mayalanan, yukarıdan dökülen sıvıların üzerinde oluşan hava kabarcıkları yığını

    Kahve köpüğü.

  • Yapay olarak elde edilen, yumuşak ve esnek dolgu gereci

[kimya]

  • Gaz ve buharların sıvı katmanları ile kuşatılmasından oluşan yığın

[mecaz]

  • Hayvanların, bazı kez de insanların ağzında görülen salyamsı kabarcıklar

    Hayvanın ağzından taşan beyaz köpüklere biraz da kan karıştı. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • köpük gibi

Birleşik Kelimeler: balköpüğü, denizköpüğü, katranköpüğü, pekmezköpüğü, pekmez köpüğü, sabunköpüğü, tıraş köpüğü

KÖPÜKLÜ

[sıfat]

  • Köpüğü olan, köpüklenen

    Yağsız köpüklü ayranlar içmiş, bulgur pilavı yemişler. - Sait Faik Abasıyanık