KÖPRÜBAŞI Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
KÖPRÜBAŞI harflerini içeren 4 harfli 22 kelime bulunuyor. 4 harfli KÖPRÜBAŞI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ÖPÜŞ19,
ARIK
-
Ark
Arıkta çimdim de geldim diye fısıldadı. - Cahit Uçuk
- Fide veya fidan dikilen yer
Ata Sözleri ve Deyimler
- arık çekmek
-
Zayıf, cılız, kuru, sıska
Arık, zayıf bir buzağı kuyruğunu sallayarak gidiyordu. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- arık ata kuyruğu da yüktür
- arık etten yağlı tirit olmaz
- arık öküze bıçak çalınmaz
IRAK
-
Uzak
Sesin ıraktan gelir, yürek deler. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- ırak yerin haberini kervan getirir
Birleşik Kelimeler: ırakgörür
- Klasik Türk müziğinde, aynı adla anılan ve kalın fa diyez notasını andıran perdedeki makamlardan biri
KARI
-
Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın, eş, refika, zevce
Eve varınca karım Fadime kapıyı açar. - Sait Faik Abasıyanık
-
Kadın
Analar ağlıyor, nişanlılar ağlıyor, karılar ağlıyordu fakat Saliha kadın buna alışmıştı. - Halide Edip Adıvar
- Yaşlı, ihtiyar
Ata Sözleri ve Deyimler
- karı gibi
- karının saçlısı, tarlanın taşlısı
- karısının üstüne evlenmek
Birleşik Kelimeler: karı ağızlı, karı kız milleti, karı koca, karım köylü, karısı ağızlı, karısı köylü, katır karı, kocakarı, alkarısı, çarşamba karısı, mahalle karısı
RAKI (Kelime Kökeni: Arapça ʿaraḳī)
-
Üzüm, incir, erik vb. meyvelerin alkolle mayalanarak damıtılmasıyla elde edilen içki, aslansütü, imamsuyu
Mollanın ağzından sert bir rakı kokusu çıkıyordu. - Ömer Seyfettin
Birleşik Kelimeler: rakı âlemi, rakı bardağı, rakı meclisi, ayazlandırılmış rakı, boğma rakı, düz rakı, ardıç rakısı, erik rakısı, sakız rakısı
BARI
- Çit
BAKI
-
Özellikle dağlık yörelerde bir yamacın güneş ışınlarına, güneye veya kuzeye karşı konumunu belirleyen, bunun sonucu olarak da doğal şartlarını tespit eden durumu
Bu dağın bakısı güneye doğrudur.
- Denetleme
- Fal
ŞARK (Kelime Kökeni: Arapça şarḳ)
- Doğu
- Doğu
Birleşik Kelimeler: Şark çıbanı, Şark kurnazlığı, Orta Şark, Yakın Şark
ARIŞ (Kelime Kökeni: Farsça erş, ereş)
- Kolun dirsekten parmaklara kadar olan bölümü
- Çözgü
ÂŞIK (Kelime Kökeni: Arapça ʿāşiḳ)
-
Bir kimseye veya bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun kimse
Güzeller deniz kenarına geldikleri zaman âşıklar da kale burçlarına ve bedenlerine dolarlar. - Asaf Halet Çelebi
- Birbirini seven bir çiftten kadına oranla genellikle erkeğe verilen ad
-
Halk ozanı
Dinleyin âşıklar benim sözümü / Felek yaktı kül eyledi özümü - Halk türküsü
-
Dalgın, kalender kimse
Âşık yine geç kaldın.
-
`Ahbap, arkadaş` anlamında kullanılan bir seslenme sözü
Âşık! Anlat bakalım, neler yaptın?
Ata Sözleri ve Deyimler
- âşığa Bağdat sorulmaz
- âşığa Bağdat uzak değil
- âşığı kesilmek
- âşığın gözü kördür
- âşık, âlemi kör, dört yanını duvar sanır
- âşık etmek
- âşık olmak
Birleşik Kelimeler: badeli âşık, sırsıklam âşık
- Aşık kemiği
- Aşırma
Ata Sözleri ve Deyimler
- aşığı cuk oturmak
- aşık atmak
- aşık atmak (veya oynamak)
- aşık daima bey oturmaz
Birleşik Kelimeler: aşık kemiği
AKIŞ
- Akma işi
-
Geçip gitme, sürüp gitme
Günlerin akışı. Olayların akışı.
-
Belirlenen biçimde, kurallarına ve doğasına uygun olarak gerçekleşme
Metin aynı zamanda müziksel bir akış da içermektedir. - Adalet Ağaoğlu
-
Akın
Meğer o akış da Rumeli topraklarında son istila hareketimizmiş. - Yahya Kemal Beyatlı
Birleşik Kelimeler: bilinç akışı, elektron akışı, trafik akışı
PARK (Kelime Kökeni: Fransızca parc)
-
Bir yerleşme merkezinde halkın gezip hava alması için düzenlenmiş ağaçlı ve çiçekli bahçe
Park ismi de güzel ya, millet bahçesi uzunca ama daha güzel. - Sait Faik Abasıyanık
- Otopark
- Trafik zorunlulukları dışında durma biçimi
- Cephane, makine veya otomobillerin bulunduğu yer
Ata Sözleri ve Deyimler
- park etmek
Birleşik Kelimeler: park saati, park sayacı, park yeri, lunapark, millî park, otopark, ağaç parkı, botanik parkı, makine parkı, su parkı
ŞIRA (Kelime Kökeni: Farsça şīre)
- Henüz mayalanmamış üzüm suyu
-
Bazı meyve ve sebzelerin özü
Elma şırası.
- Süzülmüş afyon
Birleşik Kelimeler: şıraölçer, üzüm şırası
KAPI
-
Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı
Çıtalarla yapılma telli bir kapı koymuşlardı ortasına. - Cahit Uçuk
-
Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat
Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı. - Sait Faik Abasıyanık
- Tavla oyununda iki pul üst üste getirilerek karşı oyuncunun o haneyi kullanmasına engel olunan yer
-
Devlet dairesi
Hükûmet kapısı.
- Osmanlı Devleti'nde resmî görev yeri
- Sadece bir konuda yoğunlaşmış bilgilerin yer aldığı genel ağ sayfası, portal
-
Gelir, geçim, kısmet sağlayan yer, kaynak veya imkân
Onların başvuracağı her kapıya gitmiş. - Sait Faik Abasıyanık
-
Gidere yol açan gereksinim
Bayram geldi, yine masraf kapıları açıldı.
-
Ev gezmesi için gidilen yer
Bugün yine kaç kapı dolaştın?
Ata Sözleri ve Deyimler
- kapı açmak
- kapı almak (veya yapmak)
- kapı aralamak
- kapı aramak
- kapı baca açık (olmak)
- kapıda kalmak
- kapıdan çevirmek
- kapıdan kovsan bacadan düşer (veya girer)
- kapı dışarı etmek (veya atmak)
- kapı gibi
- kapı kadar
- kapı kapı aramak
- kapı kapı dolaşmak (veya gezmek)
- kapıları açık tutmak
- kapıları kapamak
- kapılar yüzüne (veya üzerine veya üstüne) kapanmak
- kapısına kilit vurmak
- kapısını aşındırmak
- kapısını çalmak
- kapıya dayanmak
- kapı yapmak
- kapıyı açmak
- kapıyı büyük açmak
- kapıyı göstermek
Birleşik Kelimeler: kapı ağası, kapı ağzı, kapıaltı, kapı bir komşu, kapı çuhadarı, kapı duvar, kapı halkı, kapı kâhyası, kapı kapamaca, kapı karşı komşu, kapı kethüdası, kapı kolu, kapı komşu, kapıkule, kapı kulu, kapı mandalı, kapı oğlanı, kapı perdesi, kapı tokmağı, kapı yoldaşı, kapısı açık, açık kapı, ana kapı, ara kapı, çakma kapı, çarpma kapı, çat kapı, çekme kapı, çelik kapı, çift kapı, demir kapı, dış kapı, döner kapı, sağır kapı, taç kapı, topal kapı, yağlı kapı, yavru kapı, adalet kapısı, ağa kapısı, cümle kapısı, çıkış kapısı, devlet kapısı, ekmek kapısı, el kapısı, geçim kapısı, giriş kapısı, gümrük kapısı, hacet kapısı, hükûmet kapısı, kısmet kapısı, koltuk kapısı, komşu kapısı, kuzu kapısı, kuzuluk kapısı, mahkeme kapısı, masraf kapısı, mide kapısı, nizamiye kapısı, paşa kapısı, serasker kapısı, servis kapısı, sınır kapısı, sokak kapısı, şeyhülislam kapısı, umut kapısı, ümit kapısı
APIŞ
- Butların iç tarafı
Birleşik Kelimeler: apış arası
BÖRK
-
Genellikle hayvan postundan yapılan başlık
Alnına bir şaplak atıp börkünü geri itmişti. - Mustafa Necati Sepetçioğlu