KÖPEKGİLLER Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
KÖPEKGİLLER harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli KÖPEKGİLLER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GÖLEK15,
ERKEK
-
Yetişkin adam, bay, er kişi
Erkekler tekaüt olunca çocuğa dönüyorlar. - Reşat Nuri Güntekin
-
İnsan, hayvan ve bitkilerin dişiyi dölleyecek cinsten olanı
Erkek arıların takatleri kesilmeye başlar, bir bir dökülür, ölür giderler. - Tarık Buğra
-
Koca
Kadın erkeğini uğurladı.
- Sperma oluşturan organizma
- Sözüne güvenilir, mert
- Girintili ve çıkıntılı olarak bir çift oluşturan nesnelerden çıkıntılı olanı
-
Sert, kolay bükülmez
Erkek demir, erkek bakır.
Ata Sözleri ve Deyimler
- erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer
- erkek arslan arslan da dişi arslan arslan değil mi?
- erkek gibi
- erkek koyun kasap dükkânına yaraşır
- erkek olmak
- erkek sel, kadın göl
Birleşik Kelimeler: erkek anahtar, erkek bakır, erkek berberi, erkek demir, erkek erkeğe, erkekevi, erkek Fatma, erkek fiş, erkek işi, erkek milleti, erkek organ, erkek terzisi, erkekler hamamı
ERKLİ
- Bir şeyi yapmaya, başarmaya gücü yeten, nüfuzlu, muktedir, kadir
ERLİK
- Erkeklik, yiğitlik
- Er olma durumu
EKLER (Kelime Kökeni: Fransızca éclair)
- İçi krema ile doldurulmuş bir pasta türü
ELLİK
- Eldiven
- Ekin biçerken sol elin parmaklarına geçirilen, eldiven biçiminde, tahtadan yapılan bir araç
- Yelken dikenlerin kullandığı, madenî yüksüğü olan meşin eldiven
İLKEL
-
İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif
Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And
- Sanatta yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan, primitif
-
Basit, karmaşık olmayan
Gayet ilkel bir dokuma tezgâhında harıl harıl çalışan iki işçi gördüm. - Fikret Otyam
- Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad
- Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz
- Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif
Ata Sözleri ve Deyimler
- ilkel kalmak
Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum
KİLER (Kelime Kökeni: Farsça kilār)
-
Evlerde yiyecek, içecek ve erzakın saklandığı oda, ambar veya dolap
Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu. - Ömer Seyfettin
KERKİ
- Keser
KELİK
- Eski ayakkabı
KELLE (Kelime Kökeni: Farsça kelle)
- Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı
- Ekinlerde başak
-
Külçe biçimindeki şeker
Şekerin kellesi yetmiş üç kuruştan satılıyor. - Attila İlhan
- Baş, kafa
Ata Sözleri ve Deyimler
- kelle götürmek
- kelle koltukta gezmek
- kelle koparmak
- kelle koşturmak
- kelle kulak yerinde
- kelle sağ olsun da külah bulunur
- kellesinden olmak
- kellesini koltuğuna almak
- kellesini uçurmak
- kellesini vurdurmak
- kelleyi koltuğun altına almak
- kelleyi vermek
KELLİ
-
`Sonra` edatı gibi, çıkma durumundaki sözlerin ardı sıra geldiğinde birbirine bağladığı iki yargıdan birincisini zorlayıcı bir sebep olarak gösteren bir söz
Sen meram ettikten kelli, tekeden süt çıkarırım, ağam! diyordu. - Halikarnas Balıkçısı
KELER
- Köpek balıkları takımının kelergiller familyasından, ılık ve tropik denizlerde yaşayan, uzunluğu 1,5 metre kadar olan, bir defada 20 yavru doğuran bir tür balık, keler balığı (Rhina squatina)
Birleşik Kelimeler: keler balığı, kaya keleri, su keleri
KEKRE
- Tadı acımtırak, ekşimsi ve buruk olan
KELEK
- Olgunlaşmamış, ham kavun
- Irmaklarda işleyen ve şişirilmiş tulumlar üzerine kurulan bir tür sal
-
Yer yer çıplaklığı veya boşluğu olan
Kelek mısır.
-
Kılsız
Kelek tulum.
- Aptal
Ata Sözleri ve Deyimler
- kelek atmak
- kelek yapmak
GELİR
-
Bir kimseye veya topluluğa belli zamanlarda, belli yerlerden gelen para, varidat
Saklanan bir gelir vardı ki aç, çıplak kalmıyorlardı. - Mahmut Yesari
- Bir ekonomik birimin belli bir süre içinde kazandırdığı aylık, kira vb. getiri, varidat, irat
Birleşik Kelimeler: gelir dağılımı, gelir düzeyi, gelir kaynağı, gelir ortaklığı, gelir vergisi, millî gelir, ulusal gelir, dar gelirli