KUŞÇULUK ile Oluşan Kelimeler (KUŞÇULUK Kelime Türetme)
KUŞÇULUK harflerinden oluşan 16 kelime bulunuyor. KUŞÇULUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Kuşçuluk kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
8 Harfli Kelimeler
KUŞÇULUK17
7 Harfli Kelimeler
KUŞKULU13, UÇUKLUK13
6 Harfli Kelimeler
KUŞLUK11
5 Harfli Kelimeler
KUŞÇU13, KUŞKU10
4 Harfli Kelimeler
UÇUŞ12, UÇLU9, UÇUK9, KULU6
3 Harfli Kelimeler
ÇUL7, KUŞ7, ULU5, KUL4
2 Harfli Kelimeler
ŞU6, UÇ6
KUL
-
Tanrı'ya göre insan
Kul ile Tanrı'nın arasına girilmez.
-
Köle
Kendisi kabilenin beyinin kullarından birinin kızıydı. - Halide Edip Adıvar
- Karavaş
Ata Sözleri ve Deyimler
- kula kul olmak
- kul etmek
- kul köle olmak
- kul kusursuz olmaz
- kul olmak
- kul sıkışmayınca (veya daralmayınca veya bunalmayınca) Hızır yetişmez
- kulunuz
Birleşik Kelimeler: kul cinsi, kul hakkı, kul kâhyası, kul kethüdası, kul oğlanı, kuloğlu, kul taksimi, kul yapısı, buyruk kulu, emir kulu, kapı kulu
ULU
-
Erdemleri bakımından çok büyük, yüce
Aile uluları arasında buna bir çare bulmak için dertleşmeler olur. - Reşat Nuri Güntekin
-
Çok yüksek, çok büyük olan (şey)
Dökülen meyvelerinden fazla, açılmış çiçekleri bulunan bir ulu ağaç. - İbrahim Alâeddin Gövsa
KULU
- Konya iline bağlı ilçelerden biri
ŞU
-
Bu kelimesine göre yerde, zamanda veya söz zincirinde biraz uzak olanı niteleyen söz
Bu parayı da şu adrese gönderiver. - Ayla Kutlu
-
Biraz uzakta olan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan söz, şurası
Bunu istemem, şunu isterim.
Ata Sözleri ve Deyimler
- şu denli
- şu günlerde (veya sırada)
- şu kadar
- şu kadar ki
- şuna bak!
- şundan
- şunun şurası
- şusu busu
Birleşik Kelimeler: şu açıdan, şu bakımdan, şu bu, şu hâlde, şu takdirde, şu yönden, şu yüzden
UÇ
-
Genellikle uzun bir nesnenin incelerek biten son ve sivri noktası
Bu resmin iki gözü bir makasın ucu ile oyulmuştu. - Aka Gündüz
- Bir şeyin baş veya son noktası
-
Bir şeyin kenarı
Kırk kişilik bir masanın bir ucunda, üç kişiyiz. - Refik Halit Karay
- Dış kenar, periferi
-
Bir uzaklığın son noktası
İstikbal, bu yolun ucundan bir güneş gibi doğuyor. - Falih Rıfkı Atay
- Bir şeyin başı, tepesi
- Kurşun kalemlerde yazmayı sağlayan kömürden yapılan madde
- Bir şeye gereğinden çok fazla bağlanan, önem veren, ekstrem
- Türk devletlerinde genellikle sınır boylarındaki eyalet ve sancak
Ata Sözleri ve Deyimler
- ucu (herhangi birine) dokunmak
- ucu bucağı olmamak (veya görünmemek)
- ucu bucağı yok (veya kayıp)
- ucunda (bir şey) bulunmak
- ucundan tutmak
- ucunu bulmak
- ucunu kaçırmak
- ucu ortası belli olmamak
- uç vermek
Birleşik Kelimeler: uç beyi, uçkurutan, uç uca, uçtan uca, ucu açık, ucu kapalı, ucu ucuna, artı uç, aşırı uç, eksi uç, ileri uç, orta uç, ayakucu, ayak ucu, baş ucu, cirit ucu, göz ucu, ipucu
ÇUL (Kelime Kökeni: Arapça cūl)
-
Genellikle kıldan yapılmış kaba dokuma
Geceleri Ali, bir çula bürünerek yatıyordu. - Ömer Seyfettin
-
Kıldan veya yünden yapılmış hayvan örtüsü
Ata çul örtmek.
- Tekke mensuplarının büründüğü örtü
- Giyim, giysi
Ata Sözleri ve Deyimler
- çul içinde arslan yatar
- çulu düzmek (veya düzeltmek)
Birleşik Kelimeler: çul çaput, çultutmaz
KUŞ
-
Yumurtlayan omurgalılardan, akciğerli, sıcakkanlı, vücudu tüylerle örtülü, gagalı, iki ayaklı, iki kanatlı uçucu hayvanların ortak adı
Çalıların üstünde kuşlar cıvıldayarak uçuşuyordu. - Ömer Seyfettin
- Acemi er
Ata Sözleri ve Deyimler
- kuşa benzemek (veya dönmek)
- kuşa kafes lazım, boruya nefes
- kuş gibi
- kuş gibi (veya kadar) yemek
- kuş gibi çırpınmak
- kuş gibi uçup gitmek (veya uçmak)
- kuş kadar canı olmak
- kuş kanadına kira istemez
- kuş kanadıyla gitmek
- kuş mu konduracak?
- kuş uçmaz, kervan geçmez
- kuş uçurmamak (veya uçurtmamak)
- kuşu kuşla avlarlar
- kuşun kanadıyla haber salmak
- kuş vardır eti yenir, kuş vardır et yedirilir
Birleşik Kelimeler: kuş bakışı, kuşbaşı, kuş beyinli, kuş bilimi, kuşburnu, kuşdili, kuş dili, kuşekmeği, kuş evi, kuşgömü, kuşgözü, kuş gribi, kuşhane, kuş iğdesi, kuş kafesi, kuşkanadı, kuş kirazı, kuşkonmaz, kuş lastiği, kuşlokumu, kuş otu, kuşpalazı, kuş sütü, kuş tüyü, kuş uçumu, kuş uçuşu, kuş uykusu, kuş üzümü, kuşyemi, kuş yemi, kuş yuvası, akkuş, alıcı kuş, avcı kuş, baykuş, boğmaklı kuş, karakuş, kurt kuş, makaralı kuş, yırtıcı kuş, ardıç kuşu, arı kuşu, balaban kuşu, bayır kuşu, borazan kuşu, can kuşu, cennet kuşu, çakıl kuşu, çalı kuşu, çavuş kuşu, çayır kuşu, çekirge kuşu, çulha kuşu, dalgıç kuşu, deve kuşu, devlet kuşu, fırtına kuşu, Flaman kuşu, gece kuşu, gelin kuşu, guguk kuşu, hak kuşu, hamsikuşu, incir kuşu, İshak kuşu, iskele kuşu, kardinal kuşu, karıncakuşu, kar kuşu, kaşıkçı kuşu, keten kuşu, kız kuşu, kukumav kuşu, muhabbet kuşu, murabut kuşu, ökse kuşu, örümcek kuşu, saka kuşu, sıvacı kuşu, sinek kuşu, şakrak kuşu, şeytan kuşu, talih kuşu, tarla kuşu, tavus kuşu, tropik kuşu, yağmur kuşu, yont kuşu, ötücü kuşlar, bataklık kuşları, dalgıç kuşları
UÇLU
-
Ucu olan, ucu çıkan
Bu iki uçlu davanın ise bence bir tek hedefi vardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Filtreli (sigara)
UÇUK
-
Uçmuş, soluk
Musikimiz, bizim durgun ruhumuzun, sakin düşüncelerimizin, uçuk benzimizin tercümanıdır. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
-
Açık (renk)
Uçuk siyah renkli çarşaf pelerinin önü açık. - Peyami Safa
-
Hafif, belirsiz
Ruhsar Hanım uçuk bir gülümsemeyle kapıya süzüldü gitti, birkaç saat içinde birkaç yıl daha yaşlanıvermiş kadıncağız. - Attila İlhan
- Abartılı, çok yüksek, çok fazla
- Deli dolu
Birleşik Kelimeler: uçuk kaçık
- Ateşli hastalıklar, ruhsal bunalımlar veya korku sonucu genellikle dudakta beliren kabarcık
KUŞKU
-
Bir olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık, kuruntu, işkil, şüphe, acaba, şek
Bütün bunlar hatırlanınca onun zaten bilinen ve kabul edilen samimiyeti kuşku konusu yapılmazdı. - Tarık Buğra
- Başkalarının iyi niyet ve amaçlarını kötüye yorarak işkillenme duygusu
Ata Sözleri ve Deyimler
- kuşku beslemek (veya duymak)
- kuşkusu kalmamak
- kuşku uyanmak
- kuşkuya düşmek
- kuşku yok
KUŞLUK
-
Günün sabahla öğle arasındaki bölümü, kuşluk vakti
Tarhana çorbasıyla birer baş soğan, birer çeyrek ekmekti kuşlukta yedikleri. - Necati Cumalı
- Kuşlara yem verilen zaman
- Büyük kuş kafesi
Birleşik Kelimeler: kuşluk namazı, kuşluk vakti, kuşluk yemeği, kaba kuşluk, koca kuşluk
UÇUŞ
-
Uçma işi
Koca mermi bölüğün siperine doğru istikamet aldı, havadan onun uçuşunu takip eden gözler iri dairelerle açılmıştı. - Falih Rıfkı Atay
Birleşik Kelimeler: uçuş kartı, kör uçuş, yalama uçuş, gece uçuşu, kuş uçuşu, uzay uçuşu
KUŞKULU
-
Kuşku belirten, kuşku anlatan, şüpheli
Demir parmaklıklı penceresinden içeriye kuşkulu bir göz atıyordum. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Kuşku içinde olan, şüpheli
Beynimizde biriken bayağı ve kuşkulu fikirleri çam kokularına sürünmüş nazlı hava alıp götürdü. - Refik Halit Karay
- Kuşkucu
UÇUKLUK
-
Uçuk olma durumu
Gözlerinin rengi fark edilemeyen uçukluğu beni titretti. - Hüseyin Cahit Yalçın
KUŞÇU
-
Süs kuşları yetiştirip satan kimse
Kendimi tanımaya ve etrafımdakileri seçmeye başladığım zaman bir kuşçu dükkânında bulunuyordum. - Refik Halit Karay
- Saraylarda şahin, doğan vb. avcı kuşların bakımıyla görevli kimse
- Suç işleyen saray hasekilerini cezalandırmak ve yola getirmekle görevli haseki subayı
Birleşik Kelimeler: kuşçubaşı