KUŞKUSUZLUK ile Oluşan Kelimeler (KUŞKUSUZLUK Kelime Türetme)
KUŞKUSUZLUK harflerinden oluşan 23 kelime bulunuyor. KUŞKUSUZLUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Kuşkusuzluk kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
11 Harfli Kelimeler
KUŞKUSUZLUK22
8 Harfli Kelimeler
KUŞKUSUZ18
7 Harfli Kelimeler
KUŞKULU13, KUZULUK13
6 Harfli Kelimeler
KUZULU12, KUŞLUK11
5 Harfli Kelimeler
KUŞKU10, UZLUK10, SULUK8
4 Harfli Kelimeler
KUZU9, SULU7, USLU7, USUL7, ULUS7, KULU6
3 Harfli Kelimeler
KUŞ7, KUZ7, ULU5, KUL4
2 Harfli Kelimeler
ŞU6, UZ6, SU4, US4
KUL
-
Tanrı'ya göre insan
Kul ile Tanrı'nın arasına girilmez.
-
Köle
Kendisi kabilenin beyinin kullarından birinin kızıydı. - Halide Edip Adıvar
- Karavaş
Ata Sözleri ve Deyimler
- kula kul olmak
- kul etmek
- kul köle olmak
- kul kusursuz olmaz
- kul olmak
- kul sıkışmayınca (veya daralmayınca veya bunalmayınca) Hızır yetişmez
- kulunuz
Birleşik Kelimeler: kul cinsi, kul hakkı, kul kâhyası, kul kethüdası, kul oğlanı, kuloğlu, kul taksimi, kul yapısı, buyruk kulu, emir kulu, kapı kulu
SU
- Hidrojenle oksijenden oluşan, sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde, ab
-
Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu
Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı. - Falih Rıfkı Atay
-
Meyve, sebze vb.nin sıkılmasıyla elde edilen sıvı
Portakal suyu. Domates suyu.
-
Bazı kokulu yaprak veya çiçeklerin imbikten çekilmesiyle elde edilen kokulu sıvı
Çiçek suyu. Gül suyu.
-
Yemeğin sıvı bölümü
Belki de iki bardak turşu suyu içecek. - Sait Faik Abasıyanık
-
Kez
Meyveleri iki su yıka.
-
Demir araçları ateşte kızdırdıktan sonra, suya daldırılarak sağlanılan sertlik
Bu bıçağın suyunu iyi vermemişler.
Ata Sözleri ve Deyimler
- su almak
- su basmak
- su çekmek
- sudan çıkmış balığa dönmek
- sudan geçirmek
- suda pişmiş
- su dökmek
- su dökünmek
- su etmek
- su gelmek
- su gibi
- su gibi akmak
- su gibi aziz ol!
- su gibi bilmek (veya okumak)
- su gibi ezberlemek
- su gibi gitmek
- su gibi olmak
- su gibi terlemek
- su görmemiş
- su götürür yeri olmamak
- su içinde
- su içinde kalmak
- su iktiza etmek
- su kaçırmak
- su kapmak
- su katılmamış
- su kesmek
- su koyuvermek
- su küçüğün, söz (veya sofra veya yemek) büyüğün
- sular kararmak
- sular seller gibi
- su sabun görmemek
- su uyur, düşman uyumaz
- su vermek
- suya düşmek
- suya göstermek
- suya götürüp susuz getirmek
- su yapmak
- suya sabuna dokunmamak
- suya salmak
- suyu baştan (veya başından) kesmek
- suyu çıkmak
- suyu getiren de bir, testiyi kıran da
- suyu görünce teyemmüm bozulur
- suyu ısınmak (veya kaynamak)
- suyu kesilmiş değirmene dönmek
- suyu mu çıktı?
- suyuna gitmek
- suyun akıntısına gitmek
- suyuna tirit
- suyun başı
- suyunca gitmek
- suyu nereden geliyor?
- suyunu almak
- suyunu çekmek
- suyunun suyu
- suyu seli kalmamak
- su yürümek
- su yüzü görmemiş
- su yüzüne (veya üstüne) çıkmak
- su yüzüne çıkmak
Birleşik Kelimeler: su akrebi, su altı, su askıları, su aygırı, su baldıranı, su bardağı, subasar, su basıncı, su baskını, su bidonu, su bilgisi, su bilimi, su biti, su bitkileri, su bombası, su borusu, su boyası, su böceği, su bölümü çizgisi, su böreği, su cenderesi, su çıkrığı, suçiçeği, su çulluğu, su damarı, su değirmeni, su deposu, su dolabı, su düzeyi, sugötürmez, su hattı, su ısıtıcısı, suibriği, su kabağı, su kabı, su kamışı, su karanfili, su kayağı, su kaybı, su kaydırağı, su keleri, su kemeri, su kesesi, su kesimi, su keteni, su kızağı, su kireci, su korkusu, su küre, su mantarları, su mercimeği, su mermeri, su muhallebisi, su nanesi, suoku, suölçer, su örümceği, su parkı, superisi, su piresi, su rezenesi, su saati, su samuru, susarımsağı, su sarnıcı, su sayacı, su seviyesi, su sığırı, su sineği, suşeridi, su tabakası, su tankeri, su tası, su taşkını, su tavuğu, su tedavisi, su terazisi, su teresi, su testisi, su topu, su tulumbası, su türbini, su ürünleri, su yatağı, su yelvesi, su yılanı, suyolu, su yolu, su yoncası, su yosunu, su yuvarı, sudan ucuz, acı su, ağır su, akarsu, aksu, atık su, bağlı su, basınçlı su, bengi su, iç su, kaba su, karasu, kara su, küllü su, oksijenli su, öz su, pis su, serbest su, sert su, tatlı su, tazyikli su, yumuşak su, havadan sudan, altın suyu, arpa suyu, bel suyu, besi suyu, bulaşık suyu, cam suyu, can suyu, çamaşır suyu, çiçek suyu, çilek suyu, deniz suyu, dirim suyu, domates suyu, dümen suyu, elma suyu, er suyu, et suyu, gül suyu, ham besi suyu, havuç suyu, ıslatma suyu, içme suyu, imamsuyu, katran suyu, kaya suyu, kaynak suyu, kenar suyu, kibrit suyu, kireç suyu, koruk suyu, kuyu suyu, limon suyu, maden suyu, memba suyu, meyve suyu, nane suyu, portakal suyu, saf su, safra suyu, şalgam suyu, tavuk suyu, turşu suyu, üzüm suyu, vişne suyu, yüzsuyu, zemzem suyu, kara suları, yer altı suları
- Sutaş
US
-
Akıl
Usa ve gerçeğe uygun anlatışlara kulak verenin olmadığı görüldü. - Halikarnas Balıkçısı
Ata Sözleri ve Deyimler
- usuna getirmek
Birleşik Kelimeler: us dışı, us pahası, usa vurma
ULU
-
Erdemleri bakımından çok büyük, yüce
Aile uluları arasında buna bir çare bulmak için dertleşmeler olur. - Reşat Nuri Güntekin
-
Çok yüksek, çok büyük olan (şey)
Dökülen meyvelerinden fazla, açılmış çiçekleri bulunan bir ulu ağaç. - İbrahim Alâeddin Gövsa
KULU
- Konya iline bağlı ilçelerden biri
ŞU
-
Bu kelimesine göre yerde, zamanda veya söz zincirinde biraz uzak olanı niteleyen söz
Bu parayı da şu adrese gönderiver. - Ayla Kutlu
-
Biraz uzakta olan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan söz, şurası
Bunu istemem, şunu isterim.
Ata Sözleri ve Deyimler
- şu denli
- şu günlerde (veya sırada)
- şu kadar
- şu kadar ki
- şuna bak!
- şundan
- şunun şurası
- şusu busu
Birleşik Kelimeler: şu açıdan, şu bakımdan, şu bu, şu hâlde, şu takdirde, şu yönden, şu yüzden
UZ
- İyi, güzel
- İşe yatkın, becerikli, mahir
Birleşik Kelimeler: eli uz
- Masallarda az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik tekerlemesinde `uzak` anlamında kullanılan bir söz
Birleşik Kelimeler: uzgören, uzgörür, uz iletişim
SULU
-
Suyu olan, içinde su bulunan, koyu karşıtı
Eczanede acaba nane suyu yahut zararsız bir sulu ilaç var mıdır? - Reşat Nuri Güntekin
-
Suyu çok olan
Onun getirdiği kızarmış eti, şarabı, iri ve sulu elmaları acele yuttu. - Ömer Seyfettin
-
İçine su katılmış, sulandırılmış olan
Sulu süt.
-
Yersiz şakalar yapan, söz ve davranışları ile çevresini tedirgin eden veya gereksiz iltifatlarda bulunan (kimse)
Ben diyor, akşamdan beri onu kolluyorum. Bilirim sarhoşluğu suludur. - Memduh Şevket Esendal
Birleşik Kelimeler: sulu boya, sulu göz, sulu kar, sulu sepken, sulu tarım, sulu yemek, sulu zırtlak, sulu ziraat, ala sulu, gözü sulu
USLU
-
Toplumu, çevresini rahatsız etmeyen, edepli, müeddep, yaramaz karşıtı
Uslu ve çekingen huyum ne kendimi ne de nafakamı herhangi bir sert hareketle savunmaya asla müsait değildi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Uysal bir biçimde
-
Akıllı, zeki
Gören bizi sanır deli / Usludan yeğdir delimiz - Anonim şiir
Ata Sözleri ve Deyimler
- uslu durmak (veya oturmak)
Birleşik Kelimeler: uslu akıllı, akıllı uslu
USUL (Kelime Kökeni: Arapça uṣūl)
- Kökler, asıllar
- Bir kimsenin ana, baba, dede ve nineleri
Ata Sözleri ve Deyimler
- usulüne uydurmak
Birleşik Kelimeler: usul hukuku
-
Bir amaca erişmek için izlenen düzenli yol, tutulan yol, yöntem, tarz
Kendine baktırmak için güzel usul doğrusu. - Haldun Taner
- Bilimde belli bir sonuca erişmek için, belli ilke ve kurallara göre izlenen yol, metot
- Bir yasama veya idare işleminin hazırlanması, yapılması veya yürürlüğe konması sırasında uyulması gereken hükümler ve izlenecek yollar
-
Klasik Türk müziğinde tempo
Kendilerine nota, usul filan öğretilecek olursa bunlardan çok şey beklenebilir. - Osman Cemal Kaygılı
Ata Sözleri ve Deyimler
- usul tutmak
Birleşik Kelimeler: Alman usulü, muhakeme usulü, yargılama usulü, yargı usulü
-
Alçak sesle
Ala gözlü benli dilber / Usul söyle söz ederler - Karacaoğlan
- Yavaş bir biçimde
ULUS
-
Millet
Doğrulup gürlüyorsun yeryüzünde yeniden / Her silkinen, kalkınan, kurtulan ulusla sen - Behçet Kemal Çağlar
Birleşik Kelimeler: uluslararası, ulusötesi, ulussever
- Bartın iline bağlı ilçelerden biri
KUŞ
-
Yumurtlayan omurgalılardan, akciğerli, sıcakkanlı, vücudu tüylerle örtülü, gagalı, iki ayaklı, iki kanatlı uçucu hayvanların ortak adı
Çalıların üstünde kuşlar cıvıldayarak uçuşuyordu. - Ömer Seyfettin
- Acemi er
Ata Sözleri ve Deyimler
- kuşa benzemek (veya dönmek)
- kuşa kafes lazım, boruya nefes
- kuş gibi
- kuş gibi (veya kadar) yemek
- kuş gibi çırpınmak
- kuş gibi uçup gitmek (veya uçmak)
- kuş kadar canı olmak
- kuş kanadına kira istemez
- kuş kanadıyla gitmek
- kuş mu konduracak?
- kuş uçmaz, kervan geçmez
- kuş uçurmamak (veya uçurtmamak)
- kuşu kuşla avlarlar
- kuşun kanadıyla haber salmak
- kuş vardır eti yenir, kuş vardır et yedirilir
Birleşik Kelimeler: kuş bakışı, kuşbaşı, kuş beyinli, kuş bilimi, kuşburnu, kuşdili, kuş dili, kuşekmeği, kuş evi, kuşgömü, kuşgözü, kuş gribi, kuşhane, kuş iğdesi, kuş kafesi, kuşkanadı, kuş kirazı, kuşkonmaz, kuş lastiği, kuşlokumu, kuş otu, kuşpalazı, kuş sütü, kuş tüyü, kuş uçumu, kuş uçuşu, kuş uykusu, kuş üzümü, kuşyemi, kuş yemi, kuş yuvası, akkuş, alıcı kuş, avcı kuş, baykuş, boğmaklı kuş, karakuş, kurt kuş, makaralı kuş, yırtıcı kuş, ardıç kuşu, arı kuşu, balaban kuşu, bayır kuşu, borazan kuşu, can kuşu, cennet kuşu, çakıl kuşu, çalı kuşu, çavuş kuşu, çayır kuşu, çekirge kuşu, çulha kuşu, dalgıç kuşu, deve kuşu, devlet kuşu, fırtına kuşu, Flaman kuşu, gece kuşu, gelin kuşu, guguk kuşu, hak kuşu, hamsikuşu, incir kuşu, İshak kuşu, iskele kuşu, kardinal kuşu, karıncakuşu, kar kuşu, kaşıkçı kuşu, keten kuşu, kız kuşu, kukumav kuşu, muhabbet kuşu, murabut kuşu, ökse kuşu, örümcek kuşu, saka kuşu, sıvacı kuşu, sinek kuşu, şakrak kuşu, şeytan kuşu, talih kuşu, tarla kuşu, tavus kuşu, tropik kuşu, yağmur kuşu, yont kuşu, ötücü kuşlar, bataklık kuşları, dalgıç kuşları
KUZ
- Gölgede kalan (yan)
SULUK
- Öğrencilerin okula su götürdükleri kap
- Kuş kafeslerinde su konan kap
- Tavukların su gereksinimlerini karşılamak üzere uzun, yuvarlak, küçük çanak veya damlalıklı biçimlerde değişik malzemeden yapılmış yarı otomatik veya otomatik düzen
-
Büyükbaş hayvanların barındığı yerlerde su içmelerini kolaylaştıran küçük tekne veya havuz
Ahırlarda her iki hayvandan birine suluk yapılması gerektiği de vurgulanmış. - Tarık Dursun K.
- Yarışçıların su, glikozlu su, çay veya meyve suyu koymalarına yarayan kap
- Küçük çocukların başlarında, yer yer saç dökülmesi ve kabartılarla beliren bir deri hastalığı
- Oda içinde yıkanmak için ayrılmış küçük yer, gusülhane
Birleşik Kelimeler: suluk zinciri
KUZU
-
Koyun yavrusu
Belki beş kuzunun derisinden yapılmış, siyah bir kalpak. - Ömer Seyfettin
- Bir meyve ve sebzeye bitişik olan küçük meyve veya sebze
- Deneyimsiz, toy kimse
Ata Sözleri ve Deyimler
- kuzu çevirmek
- kuzu gibi
- kuzu gibi olmak
- kuzu kesilmek
- kuzum!
- kuzu postuna bürünmek
Birleşik Kelimeler: kuzu dişi, kuzu eti, kuzugöbeği, kuzu ıspanak, kuzu kapama, kuzu kapısı, kuzu kestanesi, kuzukulağı, kuzu kuzu, kuzu mantarı, kuzu pıtrağı, kuzu sarmaşığı, kınalı kuzu, ana kuzusu, kaptanpaşakuzusu, süt kuzusu