KUŞANE ile Oluşan Kelimeler (KUŞANE Kelime Türetme)
KUŞANE harflerinden oluşan 27 kelime bulunuyor. KUŞANE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Kuşane kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
6 Harfli Kelimeler
KUŞANE10
5 Harfli Kelimeler
KEŞAN8
4 Harfli Kelimeler
KUŞE8, UŞAK8, KAŞE7, AKNE4
3 Harfli Kelimeler
KUŞ7, ŞUA7, AŞK6, KAŞ6, KEŞ6, ŞEN6, ŞEK6, ŞAN6, ŞAK6, KAN3
2 Harfli Kelimeler
ŞU6, AŞ5, EŞ5, ŞE5, UN3, AN2, AK2, EK2, EN2, KE2, NE2
AN (Kelime Kökeni: Arapça ān)
-
Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası, lahza, dakika
Zira göçebelerin hayatı her an yardımlaşmalarını gerektirir. - Cemil Meriç
Ata Sözleri ve Deyimler
- anı anına uymamak
- an meselesi
Birleşik Kelimeler: anbean, bir an, eş anlı
- İki tarla arasındaki sınır
-
Zihin
An bulanıklığı. An yorgunluğu.
AK
- Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı
- Bu renkte olan
-
Beyaz leke
Bir gözünde akı var.
- Temiz
- Dürüst
-
Sıkıntısız, rahat
Ak günler göresin.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ak akçe kara gün içindir
- ak dediğine kara demek
- ak don kara don geçitte belli olur
- ak gün ağartır, kara gün karartır
- akı ak karası kara
- akı karası geçitte belli olur
- akım derken bokum demek
- ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
- ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
- ak koyunun kara kuzusu da olur
- ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
- akla karayı seçmek
- ak sakaldan yok sakala gelmek
Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı
EK
-
Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça
Yazının ekleri.
-
Bir gazete veya derginin günlük yayımından ayrı ve ücretsiz olarak verdiği parça, ilave
Gazetenin haftalık sanat ve edebiyat eki.
- Sonradan katılan, yapılan, dikilen, yapıştırılan parçanın belli olan yeri
- İki borunun birbirine birleştirildiği yer
-
Eklenmiş, katılmış
Okul müdürüyken okulun ek inşaatında hamallarla birlikte çalışmış. - Haldun Taner
- Kelime türetmek veya kelimenin görevini belirtmek için kullanılan, başa, sona veya kelimenin içine eklenebilen, bağımlı dil bilgisi ögeleri, lahika
Ata Sözleri ve Deyimler
- ek bent olmak
- ekini belli etmemek
Birleşik Kelimeler: ek bileziği, ek bütçe, ek ders, ek eylem, ek fiil, ek görev, ek gün, ek kart, ek kök, ek oylum, ek ödenek, ek poliçe, ek süre, ek tahsisat, iç ek, işlek ek, ön ek, son ek, aidiyet eki, bildirme eki, çekim eki, çoğul eki, çokluk eki, durum eki, edilgenlik eki, eşitlik eki, hâl eki, ilgi eki, iyelik eki, kişi eki, küçültme eki, nispet eki, olumsuzluk eki, soru eki, şahıs eki, topluluk eki, türetme eki, yapım eki, yokluk eki, yön eki, yön gösterme eki, zaman eki, çatı ekleri
EN
-
Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik, boy, uzunluk karşıtı
Kumaşın eni. Yolun eni. Kâğıdın eni.
- Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret
-
Başına geldiği sıfatların üstün derecede olduğunu gösteren kelime
En iyi adamını yollamış buraya. - Ahmet Ümit
Ata Sözleri ve Deyimler
- en kötü günümüz böyle olsun
Birleşik Kelimeler: en aşağı, en azından, enberi, enöte
KE
- Türk alfabesinin on dördüncü harfinin adı, okunuşu
NE
- Türk alfabesinin on yedinci harfinin adı, okunuşu
- Neon elementinin simgesi
- Hangi şey
-
Her şey
Ne görse ister. Kimin nesi varsa. Ne isterse yapar.
-
Birçok şey
Neler söylüyor? İnsan aklı neler keşfediyor?
-
Hangi
Güzel heykel, ne yandan bakarsan, ne yana çevirirsen gene güzeldir. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
-
Nasıl
Bu ne kıyafet?
-
Neden
Efendi, sen de ne üstüme abanıyorsun? - Burhan Felek
-
Şaşma veya abartı bildiren bir söz
Ne sıcak, ne sıcak! Ne güzel çiçekler! Ne kaba adam!
-
`Sana ne, bana ne` gibi sorularda `ne ilgisi var` anlamına gelen bir söz
Zahmeti ben çekeceğim, sana ne?
-
Soru biçiminde şaşma bildiren ünlem
Ne, yıkıldı ha!
Ata Sözleri ve Deyimler
- ne âlem
- ne âlemde?
- ne alıp veremiyor?
- ne arar (veya onda ... ne gezer)
- ne arıyor
- ne biçim?
- ne buyrulur?
- ne çare
- ne çıkar
- ne çiçektir, biliriz
- ne dedim de
- ne demek?
- ne demek olsun
- ne demeye
- ne denir (veya dersin)
- ne denli
- ne de olsa
- ne dese beğenirsin?
- nedir ki
- ne diye?
- ne ekersen onu biçersin
- ne fayda
- ne gam
- ne gezer
- ne gibi?
- ne gözle bakmak
- ne güne duruyor?
- ne günlere kaldık!
- ne haber?
- ne hacet
- ne haddine!
- ne hâlde?
- ne hâli varsa görsün
- ne hikmetse (veya hikmettir)
- ne idiği belirsiz
- ne imiş?
- ne ise
- ne istediğini bilmek
- ne iyi!
- ne kadar
- ne kadar olsa
- ne kadar varsa
- ne lazım
- neler
- neler de neler, maydanozlu köfteler
- neler neler
- ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
- ne mene
- ne menem
- ne mümkün
- ne münasebet!
- ne o?
- ne olacak!
- ne olduğunu bilememek
- ne oldum delisi olmak
- ne olur (veya olursun veya olursunuz)
- ne olursa olsun
- ne oluyor?
- ne pahasına olursa olsun
- ne söylüyorsun?
- ne var ki
- ne yaparsın (veya yapmalı) ki
- ne yapıp yapıp
- ne yaptığını bilmemek
- ne yazar
- ne yazık ki
- neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
- neyin nesi (kimin fesi)
- neyleyim
- neymiş
- ne yüzle
Birleşik Kelimeler: ne âlâ, neme gerek, neme lazım
KAN
-
Atardamar ve toplardamarların içinde dolaşarak hücrelerde özümleme, yadımlama görevlerini sağlayan plazma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renkli sıvı
Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı. - Ömer Seyfettin
-
Soy
O da benim kanımdan.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kan (veya kanı) başına çıkmak (veya sıçramak veya toplanmak)
- kana boyamak (veya bulamak veya bulatmak)
- kan ağlamak
- kan akıtmak
- kan akmak
- kan alacak damarı bilmek
- kan almak
- kana susamak
- kan beynine sıçramak (veya çıkmak)
- kan boğmak
- kan çanağı gibi
- kan çekmek
- kan çıkmak
- kan dere gibi akmak
- kan dökmek
- kan gelmek
- kan gitmek
- kan gövdeyi götürmek
- kan gütmek
- kanı donmak (veya çekilmek)
- kanı ısınmak
- kanı içine akmak
- kanı kanla yumazlar, kanı suyla yurlar
- kanı kaynamak
- kanı kaynamak
- kanı kurumak
- kanına dokunmak
- kanına ekmek doğramak
- kanına girmek
- kanına işlemek
- kanına susamak
- kanını emmek
- kanını içine akıtmak
- kanını kaynatmak
- kanını kurutmak
- kanını yerde koymak
- kanı sulanmak
- kanı temizlenmek
- kanıyla ödemek
- kan istemek
- kan kaybetmek
- kan kusturmak
- kan kusup kızılcık şerbeti içtim demek
- kan olmak
- kan olmak
- kan oturmak
- kan revan içinde
- kan revan içinde kalmak
- kan tere batmak
- kan ter içinde
- kan ter içinde kalmak
- kan tutmak
- kan vermek
- kan yürümek
Birleşik Kelimeler: kan akçesi, kan aktarımı, kan ayaklı, kan bağı, kan bankası, kan basıncı, kan bilimi, kan çıbanı, kandamlası, kan davası, kan doku, kan dolaşımı, kan gazı, kan grubu, kan kanseri, kan kardeşi, kankırmızı, kan kırmızı, kankızıl, kankurutan, kan nakli, kan otu, kan pahası, kan parası, kan plazması, kan portakalı, kan pulcuğu, kan serumu, kan şekeri, kan taşı, kan unu, kan uyuşmazlığı, kan zehirlenmesi, kana kan, kanı ayaklı, kanı bozuk, kanı sıcak, ak kan, kirli kan, safkan, tazekan, temiz kan, kardeşkanı, tavşankanı
UN
- Öğütülerek toz durumuna getirilmiş tahıl ve başka besin maddeleri
Ata Sözleri ve Deyimler
- un ufak etmek
- un ufak olmak
- ununu elemek, eleğini asmak
Birleşik Kelimeler: un çorbası, un helvası, esmer un, has un, özlü un, balık unu, buğday unu, et unu, galeta unu, kan unu, mısır unu, pirinç unu, soya unu, yulaf unu
AKNE (Kelime Kökeni: Fransızca acné)
- Yağ bezlerinin deri üzerinde oluşturduğu iltihaplı sivilce
AŞ
- Yemek
Ata Sözleri ve Deyimler
- aşını, eşini, işini bil
- aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
- aş taşınca kepçeye paha olmaz
- aş tuz ile, tuz oran ile
Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı
EŞ
-
Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri
Çorabın öbür eşini yerden almak için sol ayağını uzatıyordun. - Ömer Seyfettin
-
Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refika
Kadın diye eşini bellemiş, dürüst, aile babası bir adamdır. - Zeyyat Selimoğlu
-
Birlikte yaşayan dişi ve erkek hayvandan her biri
Güvercin eşini arıyor.
-
İkişer kişilik gruplarla oynanan oyunlarda, ortak oynayan iki kişiden her birinin öbürüne göre durumu, partner
Briçte kuvvetli bir eş seçti.
- Kuma, ortak
- Arkadaş
- Döl eşi
Ata Sözleri ve Deyimler
- eşi benzeri (veya manendi veya menendi) olmamak (veya bulunmamak veya yok)
- eş tutmak
Birleşik Kelimeler: eş adlı, eş anlam, eş anlı, eş bacaklılar, eş basınç, eş başkan, eş biçim, eş cinsel, eş değer, eş deprem, eş dost, eş eksenli, eş güdüm, eş kanatlı, eşkenar, eş koşma, eş merkezli, eş ölçüm, eş sesli, eş sıcak, eş yapı, eş yapım, eş yükselti, eş zaman, döl eşi
ŞE
- Türk alfabesinin yirmi üçüncü harfinin adı, okunuşu
AŞK (Kelime Kökeni: Arapça ʿaşḳ)
-
Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevi, sevda, amor (II)
Gönlüm düştü bu sevdaya / Gel gör beni aşk neyledi - Yunus Emre
Ata Sözleri ve Deyimler
- aşka düşmek
- aşka gelmek
- aşk ağlatır, dert söyletir
- aşk olmayınca meşk olmaz
- aşk olsun
- aşk yapmak
Birleşik Kelimeler: aşkmerdiveni, ilanıaşk, karşılıksız aşk, yasak aşk, yıldırım aşkı
KAŞ
-
Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar
Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu. - Mahmut Yesari
- Eyerin ön ve arkasındaki çıkıntılı bölüm
- Sarp kayalık, uçurum
- Bağ ve bahçelerde toprak yığarak yapılan sınır, set
- Ocağın veya şöminenin üst tarafında bulunan, üzerine malzeme konulan çıkıntı
Ata Sözleri ve Deyimler
- kaş (veya kaşını) yıkmak
- kaş göz etmek
- kaş göz işareti yapmak
- kaşı (veya kaşları) çatılmak
- kaşını gözünü eğmek
- kaşının altında gözün var dememek
- kaş ile göz, gerisi söz
- kaşla göz arasında
- kaşlarını çatmak
- kaş yapayım derken (veya yaparken) göz çıkartmak (veya çıkarmak)
Birleşik Kelimeler: kaşbastı, kaş jölesi, çatık kaş, çatma kaş, karakaş, baca kaşı, civankaşı, eyer kaşı, ocak kaşı, yüzük kaşı
- Antalya iline bağlı ilçelerden biri
KEŞ (Kelime Kökeni: Farsça keşk)
- Yağı alınmış sütten veya yoğurttan yapılan peynir
- Kış için kurutulan yağsız, tuzsuz yoğurt
- Ayyaş
- Esrarkeş
- Aptal