KUYUMCU ile Oluşan Kelimeler (KUYUMCU Kelime Türetme)

KUYUMCU harflerinden oluşan 13 kelime bulunuyor. KUYUMCU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kuyumcu kelimesinin anlamı nedir? Kuyumcu ile başlayan kelimeler. İçinde kuyumcu olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

KUYUMCU16

6 Harfli Kelimeler

KUYUCU14, UYKUCU14

5 Harfli Kelimeler

KUMCU11, MUCUK11, KUYUM10, YUMUK10

4 Harfli Kelimeler

UYUM9, KUYU8, UYKU8

3 Harfli Kelimeler

CUK7, UMU6, KUM5

KUM

[isim]

[madencilik]

  • Silisli kütlelerin, kayaların, doğal etkenlerle parçalanarak ufalanmasından oluşan, deniz kıyısı, dere yatağı vb. yerlerde çok bulunan, ufak, sert tanecikler

    İki kamyon kum getirmemi istedi. - Yusuf Atılgan

  • Armut, ayva vb. meyvelerin etli bölümlerindeki sert tanecikler
  • Vücuttaki bezlerin, özellikle böbreğin ürettiği ince ve katı tanecikler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kumda oynamak
  • kum dökmek
  • kum gibi

Birleşik Kelimeler: kum balığı, kumbaşı, kum çölü, kum engereği, kum fırtınası, kum grisi, kum havucu, kum havuzu, kum kamyonu, kumkayası, kumkazan, kum ocağı, kum otu, kum saati, kum taşı, kum torbası, gök kumu

UMU

[isim]

  • Umut, istek, arzu

CUK

[zarf]

  • "Tam yerine denk gelmek, uygun gelmek, yakışmak" anlamlarındaki cuk oturmak deyiminde geçen bir söz

KUYU

[isim]

  • Su katmanına varıncaya kadar derinliğine kazılan, genellikle silindir biçiminde, çevresine duvar örülen, suyundan yararlanılan çukur

    Kahveci Salih eğilmiş, az evvel sarkıttığı gazozları kuyudan çıkarıyordu. - Haldun Taner

  • Toprağa kazılan derince çukur

    Kireç kuyusu.

[mecaz]

  • İçinden çıkılamayan durum veya yer

[madencilik]

  • Yer altındaki iş yerlerine ulaşmak için açılmış ve kesit boyutları derinliğine oranla sınırlı, düşey veya düşeye yakın bağlantı yolu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kuyu açmak
  • kuyudan adam çıkarmak
  • kuyu gibi
  • kuyusunu kazmak

Birleşik Kelimeler: kuyu anası, kuyu bileziği, kuyu fındığı, kuyu kebabı, kuyu suyu, kuyu topuğu, ana kuyu, dipsiz kuyu, iç kuyu, kör kuyu, kuru kuyu, artezyen kuyusu, gayya kuyusu, kar kuyusu, kireç kuyusu, kurt kuyusu, maden kuyusu, sondaj kuyusu

UYKU

[isim]

  • Dış uyaranlara karşı bilincin, bütünüyle veya bir bölümünün yittiği, tepki gücünün zayıfladığı ve her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı dinlenme durumu

    Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz. - İsmet Özel

[mecaz]

  • Çevrede olup bitenin farkında olmama, gaflet, aymazlık

[mecaz]

  • Doğada görülen sükûnet durumu

    Kış süresince uykuda olan ağaçlar, baharla birlikte uyandı.

[mecaz]

  • Gerçeği görememe, aymazlık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • uyku (veya uykusunu) çekmek
  • uyku basmak (veya bastırmak)
  • uyku dağıtmak
  • uykuda olmak
  • uyku durak yok
  • uyku gözünden akmak
  • uyku kestirmek
  • uyku nedir bilmeden
  • uykusu açılmak (veya dağılmak)
  • uykusu başına sıçramak
  • uykusu bölünmek
  • uykusu gelmek
  • uykusu kaçmak
  • uykusunu almak
  • uyku tutmamak
  • uyku vermek (veya getirmek)
  • uykuya dalmak
  • uykuya varmak
  • uykuya yatmak

Birleşik Kelimeler: uyku apnesi, uyku hastalığı, uyku ilacı, uyku saati, uyku semesi, uyku sersemi, uyku seti, uyku takımı, uyku tulumu, uykusu ağır, uykusu derin, uykusu hafif, ağır uyku, daluyku, deliksiz uyku, derin uyku, ebedî uyku, hafif uyku, gaflet uykusu, kış uykusu, kuş uykusu, öğle uykusu, taş uykusu, tavşan uykusu, tilki uykusu, yaz uykusu

UYUM

[isim]

  • Bir bütünün parçaları arasında bulunan uygunluk, ahenk

    Gerçekten de sonsuz bir sessizlik, bir uyum, bir şiir sarmıştı ortalığı. - Nezihe Araz

  • Toplumsal çevreye veya bir duruma uyma, uyum sağlama, intibak, entegrasyon

[biyoloji]

  • Bir cismin görüntüsünü tam ağ tabaka üzerine düşürebilmek için göz merceğinin dışbükeylik derecesini çoğaltıp azaltması olayı, mutabakat

[dil bilimi]

  • Ortak özellikleri açısından sesler arasındaki uygunluk, harmoni

Birleşik Kelimeler: ön uyum, sesli uyumu, ses uyumu, sessiz uyumu, ünlü uyumu, ünsüz uyumu, vokal uyumu

KUYUM

[isim]

  • Değerli metal ve taşlardan yapılan süs eşyası

    Altın yüzük yaptırdım, kuyum ustalarına - Halk türküsü

YUMUK

[sıfat]

  • Yumulmuş olan, yumulmuş gibi duran, yumulu

    Uyandı, silkindi, yumuk gözlerini açarak yere sıçradı. - Peyami Safa

  • Tombul

    Şen, kara gözlü, yumuk, renkli bir çehre! - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: yumuk gözlü, yamuk yumuk

KUMCU

[isim]

  • Kum getirip satan kimse

MUCUK

[isim]

[halk ağzında]

  • Bir tür küçük sinek

KUYUCU

[isim]

  • Kuyu kazmayı iş edinmiş kimse
  • Özel olarak açılan kuyulara inerek lüle taşını çıkaran kimse

UYKUCU

[isim]

  • Uykuyu seven, çok uyuyan kimse

Birleşik Kelimeler: uykucu Mahmut

KUYUMCU

[isim]

  • Değerli metal ve taşlardan bilezik, küpe vb. süs eşyası yapan veya satan kimse, sarraf, mücevherci, cevahirci

    Kuyumcu vitrini önünde nadir bir zümrüdü seyrettiğim sırada yanıma sokulmuş... - Hüseyin Cahit Yalçın

Birleşik Kelimeler: kuyumcu terazisi