KUVARSİT Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
KUVARSİT harflerini içeren 5 harfli 22 kelime bulunuyor. 5 harfli KUVARSİT kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
SUVAT13,
RAKİT (Kelime Kökeni: Arapça rākid)
- Durgun (su)
TARİK (Kelime Kökeni: Arapça ṭarīḳ)
- Yol
ASTİK (Kelime Kökeni: Ermenice)
- Pezevenk
KASTİ (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣdī)
- Bilerek, isteyerek yapılan
- Kasıtlı olarak, bilerek, isteyerek
KARST (Kelime Kökeni: Almanca Karst)
- Kayaçların erimesiyle yer altı akıntıları olan, kireç taşı ve dolomit bölgesi
SAKİT (Kelime Kökeni: Arapça sākit)
-
Susmuş, sessiz
Nazmiye Hanım hülyaları içinde sakit, uysal ve gevşek adımlarla yürüyordu. - Peyami Safa
Ata Sözleri ve Deyimler
- sakit kalmak
SATİR (Kelime Kökeni: Fransızca satire)
- Yergi
TAKSİ (Kelime Kökeni: Fransızca taxi)
-
Belirli bir ücret karşılığı yolcu taşıyan, taksimetresi olan otomobil
Taksi bir karışıklığın çıktığını görünce hemen gazlayıp uzaklaştı. - Çetin Altan
Ata Sözleri ve Deyimler
- taksi çevirmek
Birleşik Kelimeler: taksi dolmuş, taksimetre, radyo taksi
- Göçüm
KUTSİ (Kelime Kökeni: Arapça ḳudsī)
-
Kutsal
Falih Rıfkı, Türk gazeteciliğini bir vatan hizmeti telakki etmiş ve kutsi bir vazife gibi ifa ediyor. - Yahya Kemal Beyatlı
SURAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣūret)
-
Yüz (II)
Neredense suratına bir de sinek musallat olmuştu. - Attila İlhan
- Somurtkanlık, asık yüzlülük
-
Soğuk davranma
Ne vurdumduymaz misafirdi bunlar, ne surattan anlıyorlardı ne rumuzdan ne kinayeden. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
Ata Sözleri ve Deyimler
- surat (veya suratı) bir karış
- surata bak süngüye davran
- surat asmak
- surat etmek
- suratı bir karış asılmak
- suratı değişmek
- suratı kasap süngeriyle silinmiş
- suratına indirmek
- suratından düşen bin parça olmak
- suratını dağıtmak
- suratını ekşitmek (veya buruşturmak)
- suratı sirke satmak
- surat kalmamak
- surat mahkeme duvarı
Birleşik Kelimeler: surat düşkünü, asık surat, çatık surat, ekşi surat, kepçe surat
TAVİK (Kelime Kökeni: Arapça taʿvīḳ)
- Geciktirme, tehir
- Alıkoyma
VAKİT (Kelime Kökeni: Arapça vaḳt)
-
Zaman
Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek'te. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler
Yemek vakti. Şimdi bunun vakti değil.
-
Çağ
Vaktin bilginleri.
-
Belirlenmiş olan zaman
Kâhya, vakit gayri Süleyman, haber saldık gelecekler, pamuklar da kıvamına geldi, demişti. - Samim Kocagöz
- Zaman anlatan kelimelere belirtilen durumunda geldiğinde `iken` anlamı veren bir söz
-
Geçim, para bakımından elverişli durum
Onun bu kadar para vermeye vakti yok.
Ata Sözleri ve Deyimler
- vakit geçirmek
- vakit kazanmak
- vakitler hayrolsun
- vakit nakittir
- vakit öldürmek
- vakit saat aramamak
- vakti gelmek
- vaktini almak (veya yemek)
- vaktini şaşmamak
- vakti olmak
- vakti olmamak
- vakti saati gelince
Birleşik Kelimeler: vakit kaybetmeden, vakit vakit, vaktikerahet, vaktizamanında, ahir vakit, beş vakit, dar vakit, kimi vakit, tez vakit, akşam vakti, ezan vakti, horoz vakti, iftar vakti, ikindi vakti, imsak vakti, kerahet vakti, kuşluk vakti, namaz vakti, okuma vakti, öğle vakti, paydos vakti, sabah vakti, seher vakti, yatsı vakti, zeval vakti, bir vakitler
VARİT (Kelime Kökeni: Arapça vārid)
-
Olabileceği akla gelen
Bu, kitap satılmıyor iddiası varit değil. - Nazım Hikmet
Ata Sözleri ve Deyimler
- varit olmak
AVURT
- Yanağın ağız boşluğu hizasına gelen bölümü
Ata Sözleri ve Deyimler
- avurdu avurduna geçmek
- avurt (veya avurtlarını) şişirmek
- avurtları çökmek (veya birbirine geçmek)
- avurt satmak (veya avurt zavurt etmek)
Birleşik Kelimeler: avurt ünsüzü, art avurt, ön avurt
KAVİS (Kelime Kökeni: Arapça ḳavs)
-
Bir eğrinin sınırlı bir kısmı, eğmeç
Sabah güneşi, duvara bir altın kavis çekti. - Yusuf Ziya Ortaç
Ata Sözleri ve Deyimler
- kavis çizmek