KUTSALLAŞTIRMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

KUTSALLAŞTIRMAK harflerini içeren 6 harfli 185 kelime bulunuyor. 6 harfli KUTSALLAŞTIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SUTAŞI12, ŞURASI12, ULAŞIM12, AŞIRMA11, AŞILMA11, ATIŞMA11, ALTMIŞ11, ALIŞMA11, AKIŞMA11, ALAŞIM11, KUŞMAR11, KAŞIMA11, MAAŞLI11, MAŞUKA11, MAŞRIK11, MAŞALI11, MATRUŞ11, SARKIŞ11, ŞURALI11, ŞAMALI11, ŞAKIMA11, TAŞIMA11, UŞAKLI11, ULAŞMA11, ARATIŞ10, IRKTAŞ10, KIŞLAK10, KUŞLAK10, KUŞLAR10, KARŞIT10, KARTUŞ10, KALKIŞ10, MUASIR10, MAŞALA10, ŞAMATA10, ŞARTLI10, ŞARKLI10, TAŞMAK10, TAŞLIK10, TARTIŞ10, ASMALI9, ASILMA9, ISLAMA9, KISMAK9, KUSMAK9, KUMALI9, KUMSAL9, MISKAL9, MAKSUT9, MARSIK9, MASURA9, MASTUR9, MUSKAT9, SULAMA9, SIKMAK9, SALKIM9, ŞALLAK9, ŞAKRAK9, TIRSMA9, ARITMA8, ARMALI8, ATILMA8, ASMARA8, AKASMA8, AKARSU8, AMALIK8, AMASRA8, AKSAMA8, AKITMA8, IKLAMA8, IRAMAK8, IRKSAL8, KIRMAK8, KIRSAL8, KISRAK8, KISTAK8, KUTSAL8, KURALI8, KURAMA8, KURMAK8, KURSAK8, KUMRAL8, KIRKMA8, KARMIK8, KARSLI8, KARASU8, KARIMA8, KAKIMA8, KAMALI8, KASALI8, KILMAK8, KASMAK8, LUSAKA8, MUALLA8, MUTLAK8, MUKAAR8, MAKTUL8, MAKSAT8, MATLIK8, MASTAR8, MASLAK8, MASARA8, MATRUT8, RASTIK8, SARKIL8, SARKIK8, SARALI8, SARKIT8, SARKMA8, SATMAK8, SARMAL8, SARMAK8, SALTIK8, SALMAK8, SAKLIK8, SAKALI8, TIKMAK8, TIKAMA8, TUTSAK8, TUTMAK8, TASARI8, TASALI8, TARTIM8, TAMLIK8, TALKIM8, ULAMAK8, ARATMA7, ARASTA7, ARASAT7, ARKALI7, ASALAK7, ARTMAK7, ARAMAK7, ARALIK7, ARAKLI7, ATLAMA7, ATAMAK7, ATALIK7, ALTLIK7, ALLAMA7, AKSATA7, AKLAMA7, ALARMA7, KITAAT7, KARMAK7, KARSAK7, KARLUK7, KARTLI7, KARTUK7, KARLIK7, KARALI7, KARAMA7, KARKAS7, KAMARA7, KALKMA7, KALMAK7, KIRAAT7, KATMAK7, KASARA7, KASTAR7, LATALI7, MALKAR7, MARKKA7, MAKARA7, MATRAK7, MATARA7, RAKKAS7, SARAKA7, SALATA7, TUTKAL7, TARAMA7, TARALI7, TATARI7, TASLAK7, TARTMA7, TARTIL7, TAKMAK7, TATMAK7, TATSAL7, TATULA7, KARTAL6, KALTAK6, KATRAK6, LAAKAL6, LAKLAK6

KARTAL

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kartalgillerden, genellikle kızıl siyah tüylü, çok güçlü, yuvasını yüksek kayalıklar üzerinde kuran, iri, yırtıcı bir tür kuş (Aquila)

    Kartal yükseldi yükseldi, kıyıdaki dağların üstünde küçüle küçüle göze görünmez oldu. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: kartal ağacı, kartalgözü, sakallı kartal, balık kartalı

[isim]

  • İstanbul iline bağlı ilçelerden biri

KALTAK

[isim]

  • Üzeri meşin, halı vb. şeylerle kaplanmamış olan eyerin tahta bölümü
  • Kuskunsuz eyer

[kaba konuşmada]

  • İffetsiz, namussuz kadın

Birleşik Kelimeler: eyer kaltağı

KATRAK

[isim]

  • Marangozlukta tomrukları biçmeye yarayan ve birden çok testeresi olan biçme makinesi

LAAKAL (Kelime Kökeni: Arapça lāaḳall)

[zarf]

[eskimiş]

  • En azından, hiç olmazsa

    Büyük hanın altında sıra kahveler vardır ya; her birinde laakal iki, üç dava vekiline tesadüf edilir. - Reşat Nuri Güntekin

LAKLAK (Kelime Kökeni: Arapça laḳlāḳ)

[isim]

  • Leyleğin gagasıyla çıkardığı ses

[mecaz]

  • Ara vermeden söylenilen saçma sapan söz dizisi, gevezelik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • laklak etmek

ARATMA

[isim]

  • Aratmak işi

ARASTA (Kelime Kökeni: Farsça ārāste)

[isim]

[eskimiş]

  • Çarşılarda veya alışveriş bölgelerinde aynı işi yapan esnafın bir arada bulunduğu bölüm

    Belediye çavuşu yanında jandarma onbaşısı, çarşıyı ve arastaları dolaşmış, esnafa kepenk kapattırmıştır. - Tarık Buğra

ARASAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaraṣāt)

[isim]

  • Müslüman inanışına göre, kıyamet günü bütün ölülerin dirilip toplanacakları yer

ARKALI

[sıfat]

  • Arkası olan

[mecaz]

  • Koruyanı, dayanağı olan, pistonlu, iltimaslı

    Kadronun dört yüzden yukarısı masabaşında bile oturmayan arkalıların. - Rıfat Ilgaz

ASALAK

[isim]

[biyoloji]

  • Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit

[sıfat]

[mecaz]

  • Başkalarının sırtından geçinen (kimse), abacı, ekti, otlakçı, parazit, tufeyli

Birleşik Kelimeler: asalak bilimci, asalak bilimi, asalak bilimsel, asalaksavar, dış asalak, iç asalak, tam asalak, yarı asalak, yarım asalak, ağrıma asalakları

ARTMAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük heybe

[nesnesiz]

  • Çoğalmak

    O zaman bedava binme olasılığı artardı. - Ayla Kutlu

  • Harcandıktan sonra bir miktar geri kalmak

    Kumaş arttı. Yemek arttı.

  • Değeri yükselmek, fazlalaşmak

ARAMAK

[-i]

  • Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak

    Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Araştırmak, yoklamak

    Ceplerini aramak.

  • Ziyarete, hatır sormaya gitmek

    Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran! - Burhan Felek

  • Bir şeyin yokluğunu duyarak geri gelmesini istemek, özlemek

    Seni çok arıyorum, Ziyacığım. - Cahit Sıtkı Tarancı

  • Önem verip istemek

    Ben böyle şeyleri aramam.

  • Bir kişiyle görüşmek üzere telefon etmek

    Bir adam, mütemadiyen telefonu açıp kapayarak ısrarla bir yeri arıyor. - Esat Mahmut Karakurt

[mecaz]

  • Şart koşmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aramakla bulunmaz
  • arayan Mevla'sını da bulur, belasını da
  • arayıp (veya aramak) taramak
  • arayıp da bulamamak
  • arayıp sormak

ARALIK

[isim]

  • Ara

    İki masa arasında bir metre aralık var.

  • Uygun, elverişli durum, fırsat
  • Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor
  • Yılın on ikinci ayı, ilk kânun, kânunuevvel
  • Tuvalet
  • Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas

[sıfat]

  • Yarı açık, tam kapanmamış

    İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu. - Çetin Altan

[ekonomi]

  • Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre

[fizik]

  • Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık

[müzik]

  • İki nota arasındaki perde uzaklığı

[müzik]

  • Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk

    Portenin beş çizgisi arasında dört aralık vardır.

[spor]

  • Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aralık vermek

Birleşik Kelimeler: aralık korozyonu, aralık oyunu, bir aralık, dar aralık, o aralık, hava aralığı, tavan aralığı

[isim]

  • Iğdır iline bağlı ilçelerden biri

ARAKLI

[isim]

  • Trabzon iline bağlı ilçelerden biri

ATLAMA

[isim]

  • Atlamak işi

    Acemiliğimi görünce beni atlamaya, oynatmaya kalktılar. - Reşat Nuri Güntekin

  • Belirli bir yerden gerilip hız alarak yapılan sıçrama ile vücudu yerden kesip daha uzak bir yere kondurma veya belli bir yükseklikten aşırma

[spor]

  • Bu biçimde en uzağa atlamak veya en yükseği aşmak amacıyla yarışılan atletizm dalı

Birleşik Kelimeler: atlama beygiri, atlama çizgisi, atlama tahtası, atlama taşı, sırıkla atlama, uzun atlama, üç adım atlama, yüksek atlama, kaplan atlaması