KUTSALLAŞMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

KUTSALLAŞMAK harflerini içeren 8 harfli 24 kelime bulunuyor. 8 harfli KUTSALLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KUŞATMAK13, KULLAŞMA13, KASLAŞMA13, SATAŞMAK13, ŞUTLAMAK13, TUŞLAMAK13, ALLAŞMAK12, AKLAŞMAK12, KAŞLAMAK12, ŞAKLATMA12, ŞAKLAMAK12, TAŞLAMAK12, KUTSAMAK11, MUSALLAT11, SULATMAK11, AKSATMAK10, KUTLAMAK10, SALLAMAK10, SAKLATMA10, SAKLAMAK10, TASLAMAK10, ALTLAMAK9, KATLAMAK9, LAKLAMAK9

ALTLAMAK

[-i]

[mantık]

  • Özel diye alınan bir şeye, genel bir kavramın altında yer vermek

KATLAMAK

[-i]

  • Kâğıt, kumaş vb. nesneleri üst üste kat oluşturacak biçimde bükmek

    Gazeteleri itina ile katlayıp cebine koydu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Arttırarak çoğaltmak

    Parasını ikiye katladı.

LAKLAMAK

[-i]

  • Laka veya vernik sürmek

AKSATMAK

[-i]

  • Bir işi gereği gibi yürütmemek

    Çalışmasını da aksatmamıştı üstelik. - Ayşe Kulin

KUTLAMAK

[-i]

  • Mutlu bir olaya sevinildiğini söz, yazı veya armağanla anlatmak, kutlulamak, tebrik etmek
  • Önemli bir olayın gerçekleşmesinin yıl dönümü dolayısıyla tören yapmak, tesit etmek

    Ben her sene 11 Mayıs'ta doğum günümü kutlarım. - Burhan Felek

SALLAMAK

[-i]

  • Düzenli bir biçimde ve hep aynı doğrultuda hareket ettirmek

    Sen yine anahtarını çıkar, salla, eğlendir. - Halide Edip Adıvar

  • Uydurmak, kafadan atmak
  • Sarsmak

[mecaz]

  • Beklenmedik bir başarı kazanmak

    Seçimlerde Ankara'yı salladı.

[mecaz]

  • Zor durumda bırakmak

[argo]

  • Bir işi sürekli olarak başka bir zamana ertelemek, savsaklamak

    Ev sahibinin gözünü boyarım, kalan borcu bir müddet daha sallarım diyordu. - Sermet Muhtar Alus

[nesnesiz]

[argo]

  • Vurmak, atmak

    Sokaktan geçen bir adam, bunları ayırdı, ikisine birer tokat salladı... - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sallamamak

Birleşik Kelimeler: kuyruksallayan

SAKLATMA

[isim]

  • Saklatmak işi

SAKLAMAK

[-i]

  • Elinde bulundurmak, tutmak

    Sarayın sükûnu bir kederli muammayı saklar gibi ağırdı. - İbrahim Alâeddin Gövsa

[-i]

[-de]

  • Kaybolmaması, görünmemesi için gizli bir yere koymak

    Paralarını kasada saklıyor.

  • Görünmesine engel olmak, ortalıkta bulundurmamak

[-i]

[-de]

  • Bozulmadan doğal durumları ile durmasını sağlamak, korumak, muhafaza etmek

    Eti buzdolabında saklamak. Peyniri tuzlu suda saklamak.

[-i]

[-den]

  • Gizli tutmak, duyurmamak

    Batı, o büyük kaynaktan sık sık faydalanır ama iktibaslarını titizce saklar. - Cemil Meriç

[-e]

[-i]

  • Birine vermek için ayırmak

    Bu kitabı size sakladım.

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Korumak, esirgemek

    Allah saklasın.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sakla samanı, gelir zamanı

TASLAMAK

[-i]

  • Taşçılıkta bir taşın kaba bölümlerini, çıkıntılarını almak

[mecaz]

  • Kendinde olmayan bir özelliği varmış gibi göstermek

[halk ağzında]

  • Gözetlemek, gizlice izlemek

KUTSAMAK

[-i]

  • Kutsallaştırmak

    Tesadüfen başlayan ömürleri tesadüfen sonlandırmamanın yegâne yolu olduğu için sizi değil intiharı kutsuyorum. - Elif Şafak

  • Kutluluk dilemek, takdis etmek
  • Kutlu ve aziz kılmak

    Ben bu evi 19. yüzyılda başlayan yaşamını 21. yüzyıla kadar sürdürebildiği için kutsamış oluyorum. - Selçuk Erez

MUSALLAT (Kelime Kökeni: Arapça musallaṭ)

[sıfat]

  • Bir kimse veya şeyin üzerine bıktıracak kadar düşen (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • musallat etmek
  • musallat olmak

SULATMAK

[-e]

[-i]

  • Sulama işini yaptırmak

    Belediye bahçeleri sulatıyor, yangın söndürmenin yedek sularını da kullanıyormuş. - Memduh Şevket Esendal

ALLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Al duruma gelmek

    Yanakları allaşmış, yusyuvarlak, tostoparlak bir adam olmuş. - Ercüment Ekrem Talu

AKLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Ak duruma gelmek, ağarmak, beyazlaşmak

KAŞLAMAK

[-i]

  • Yüzüğün taşını kaşa oturtmak