KURÇATOVYUM Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
KURÇATOVYUM harflerini içeren 6 harfli 22 kelime bulunuyor. 6 harfli KURÇATOVYUM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
VURMAK14,
OTURAK
- Oturulacak yer veya şey
-
Alçak iskemle
Üstüne konulan tandır oturağı çok kalın ve çok sağlam tahtadan fırınlanarak yapılmıştı. - Ayla Kutlu
- Bir şeyin yere gelen tarafı, taban
- Ördek
- İçkili, çalgılı ve kadınlı eğlenti
- Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı bölüm
- Bacaklarında veya başka bir yerinde, gezmesine engel olacak bir özrü olduğundan hep evde oturan (kimse), kötürüm
- Kürekli teknelerde kürekçilerin oturduğu enli tahta
Birleşik Kelimeler: oturak âlemi, oturak kündesi
OKTRUA (Kelime Kökeni: Fransızca octroi)
- Şehre giren şeylerden alınan vergi
AKYURT
- Ankara iline bağlı ilçelerden biri
KOMUTA
- Askerî birliği ve onunla ilgili işleri yönetme görevi, kumanda
Ata Sözleri ve Deyimler
- komuta etmek
Birleşik Kelimeler: emir komuta zinciri
KORUMA
-
Korumak işi
Bütün oba sevdalıları korumanın sevinci, övüncü içindeydi. - Yaşar Kemal
- Can güvenliğinin tehlikede olduğu düşünülen bir kimseyi saldırılardan korumak üzere görevlendirilmiş kişi, koruma görevlisi
- Bankacılık alanında, bir malda veya bir menkulde gelecekte ortaya çıkacak fiyat değişikliklerine karşı korunmak amacıyla vadeli bir sözleşme yapılması
Ata Sözleri ve Deyimler
- korumaya almak
Birleşik Kelimeler: koruma aracı, koruma görevlisi, koruma polisi, koruma ünsüzü, orman koruma memuru, sahil koruma, yakın koruma, alan koruması
KURUMA
-
Kurumak işi
O zaman güneşe bakan bu güzelim çayırlara oturup kurumayı bekliyorduk. - Ayla Kutlu
- Boyanın çözücüsünün buharlaşması veya bağlayıcısının kimyasal tepkime gibi çeşitli yollarla sert bir film oluşması
OTURMA
-
Oturmak işi
Bu saat, kendimi bildim bileli sofraya oturma saatimizdir. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Kısa süre için konukluğa gitme
Yemeğini yedikten sonra gece Vehbi dedeye oturmaya gitti. - Halide Edip Adıvar
Birleşik Kelimeler: oturma belgesi, oturma duvarı, oturma grevi, oturma grubu, oturma izni, oturma mobilyası, oturma odası
OKUTMA
-
Okutmak işi
Ertesi gün onu okutmaya başlayacağını, adam edeceğini müjdeledi. - Halide Edip Adıvar
TROYKA (Kelime Kökeni: Rusça)
- Rusya'da, üç atla çekilen kızak veya araba
- Üçlü
TOMRUK
- Ağacın kesilerek silindir biçimine getirilmiş gövdesi
-
İşlenmek veya biçilmek için hazırlanmış taş kütlesi
Mermer tomruğu.
- Ayak ve ellere geçirilip bağlanan iki parça kütükten meydana gelen işkence aleti
- Tutukevi
Ata Sözleri ve Deyimler
- tomruğa atmak
- tomruğa vermek
Birleşik Kelimeler: salma tomruk, baca tomruğu
KURMAY
- Harp akademilerine girerek eğitimlerini başarıyla bitirmiş subay, erkânıharp
-
Kurmaylık yetkisi ve niteliği olan (subay)
Bir de erkek kardeşleri varmış, bir kurmay binbaşı. - Memduh Şevket Esendal
Birleşik Kelimeler: kurmay başkanı, genelkurmay
OTURUM
-
Bir meclis veya kurulun çözümlenmesi gereken sorunları görüşüp tartışmak için yaptığı birleşimlerden her biri, celse
Onun adaylığı konuşulurken kıdemli doçent olarak ben de oturuma katılmıştım. - Haldun Taner
- Bilimsel toplantıların aynı anda veya art arda gerçekleştirilen bölümlerinden her biri, seksiyon
- Seans
Birleşik Kelimeler: açık oturum, birleşik oturum, gizli oturum, kapalı oturum
YUTMAK
- Ağızda bulunan bir şeyi yutağa geçirmek
-
Tam ve doğru söylememek
Bazı heceleri yutuyor.
-
İnanmak, aldanmak, kanmak
Bize numara yapma, yutacak enayi değiliz. - Sermet Muhtar Alus
- Söylemek istediği bir sözü kendini tutarak söylememek
-
İyice, eksiksiz olarak öğrenmek
Bazen üçer yüz sayfalık iki kitabı birden, yirmi dört saat zarfında hatmedip yuttuğu olurdu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Işık, ses gücünü, parlaklığını azaltmak
Duvarlar bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor. - Memduh Şevket Esendal
-
Dayanıp sesini çıkarmamak, katlanmak
Ben bu ağır sözleri yutmam.
Birleşik Kelimeler: yutar hücre, sinekyutan, yelyutan, külyutmaz
-
Haksız olarak kendine mal etmek, zorbalıkla elinden almak
Sakarya'nın doğusunda Türk Ordusu da kıvrılarak bu canavarın Ankara'yı yutmasına mâni olmaya çalışıyordu. - Halide Edip Adıvar
- Oyunda bir şey kazanmak
YORMAK
-
Yorgun duruma getirmek
Teknik teferruatla okurlarımı yormak istemiyorum. - Falih Rıfkı Atay
-
Sıkıntıya sokmak, üzmek
Ömer, kalbimi en çok yoran bir sima gibi hatırımda kaldı. - Halide Edip Adıvar
-
Bir anlam vermek, yorumlamak
Hayvanlara insanca duygu ve düşünceler yormak ne derece doğrudur bunu da kestiremiyorum. - Haldun Taner
- Bir sebebe bağlamak, bir duruma işaret saymak
YORTMA
- Yortmak işi