KURUTMALI Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
KURUTMALI harflerini içeren 4 harfli 56 kelime bulunuyor. 4 harfli KURUTMALI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Kurutmalı ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Kurutmalı olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
UMUT7,
KRAL (Kelime Kökeni: Sırpça)
-
En yüksek devlet otoritesini, bütün devlet başkanlığı yetkilerini kalıtım veya soylularca seçilme yoluyla elinde bulunduran kimse
Norveç kralı.
-
Herhangi bir alanda başkalarından üstün, başarılı olan kimse
Satranç kralı.
-
Çok başarılı ve zengin iş adamı
Şimdiki adı konserve kralı olan birisi ile tanıştım. - Aka Gündüz
-
Üstün, çok iyi
Firuzağa'da şirin, kutu gibi, manzarası çok kral bir çatı katına taşındı. - Attila İlhan
Ata Sözleri ve Deyimler
- kraldan çok kralcı olmak
- krallara layık
Birleşik Kelimeler: taçsız kral
KART
-
Gençliği ve körpeliği kalmamış, körpe karşıtı
Bu kart hatunun, bu içi dışı pörsük kadının hâlâ piyasa yeri araması beni çıldırtıyor. - Halide Edip Adıvar
- Düzgün kesilmiş ince karton parçası
- Bir kimsenin kimliğini gösteren, kutlamalarda veya kendini tanıtmada kullanılan, çoğunlukla beyaz, küçük, ince karton parçası, kartvizit
- Kartpostal
-
Bazı yerlere girmek veya bazı şeylerden yararlanmak için verilen, kimliği belirten belge
Basın kartı.
- Oyun kâğıdı
- Fotoğrafçılıkta 9x12 santimetre boyutlarındaki resim
- Telefonlara takılan, iletişimi sağlamak için gerekli bilgilerin yüklendiği parçacık
- Genellikle parasal işlemlerde çok amaçlı olarak kullanılan manyetik özelliği olan plastik nesne
Ata Sözleri ve Deyimler
- kart basmak
- kart çıkarmak
Birleşik Kelimeler: açık kart, ek kart, hamilikart, kırmızı kart, manyetik kart, sanal kart, sarı kart, serbest kart, yeşil kart, adres kartı, banka kartı, basın kartı, duhuliye kartı, giriş kartı, kimlik kartı, kredi kartı, nakit kartı, ödeme kartı, posta kartı, tanıtma kartı, tebrik kartı, telefon kartı, uçuş kartı, varlık kartı, yaka kartı
TALK (Kelime Kökeni: Arapça ṭalḳ)
- Genellikle açık yeşil, toz durumundayken yağlı bir görünümde, özgül ağırlığı 2,7, sertliği 1 olan, hidratlı doğal magnezyum
Birleşik Kelimeler: talk pudrası, talk şist
ARLI
-
Namuslu, utangaç, sıkılgan
Ağaların yiğittir, arlıdır, oğul! - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- arlı arından, huylu huyundan vazgeçmez
ARTI
- Toplama işleminde + işaretinin adı, zait
- Sıfırdan büyük, önünde artı işareti bulunan (sayı), eksi karşıtı, pozitif
-
Fazlalık
Alışkanlıklarımız artılarıyla eksileriyle nelerdir, aktarılmıyor çocuklarımıza. - Nezihe Meriç
Birleşik Kelimeler: artı güç, artı para, artı sayı, artı uç
ARIK
-
Ark
Arıkta çimdim de geldim diye fısıldadı. - Cahit Uçuk
- Fide veya fidan dikilen yer
Ata Sözleri ve Deyimler
- arık çekmek
-
Zayıf, cılız, kuru, sıska
Arık, zayıf bir buzağı kuyruğunu sallayarak gidiyordu. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- arık ata kuyruğu da yüktür
- arık etten yağlı tirit olmaz
- arık öküze bıçak çalınmaz
ATIK
- Hastane, ev, fabrika vb. yerlerde kullanılmış, artık işlenemez veya çevre için zarar oluşturan her türlü madde
- Üretimden tüketime kadar olan tüm aşamalarda ortaya çıkan ve kullanıcının artık işine yaramayan maddelerin tamamı
- Atılmış, atılan
Birleşik Kelimeler: atık kâğıt, atık su, endüstriyel atık, evsel atık, katı atık, nükleer atık, tıbbi atık, inşaat atığı
ATIL (Kelime Kökeni: Arapça ʿāṭil)
- Tembel
- İşsiz, aylak
- Etkisiz, işe yaramaz
- Süreduran
ATLI
-
Atı olan
Atlı araba ormanın içinden geçen ince bir yolda çıngırak sesleriyle uzaklaşıyor. - Adalet Ağaoğlu
-
Ata binmiş kimse, süvari
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik / Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik - Yahya Kemal Beyatlı
-
Binek atı kullanan (asker veya asker sınıfı)
Biraz sonra da atlı jandarma yetişti. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- atlıya saat olmaz
Birleşik Kelimeler: atlıkarınca, atlı karınca, atlı spor
ATKI
-
Soğuğa karşı omuzlara, başa, sırta veya boyna alınan örtü, bürgü
Belinde ince bir ceylan postu, sırtında ağaç liflerinden örülmüş kaba bir atkı vardı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
- Bazı kadın ayakkabılarında ve çocuk patiklerinde ayağın üstünden geçen, yandan iliklenen ince uzun parça
- Kapı ve pencerelerin yapımında üst tarafa konan ağaç, taş veya beton destek, üst eşik
- Dokuma tezgâhlarında mekikle enine atılan iplik, argaç
- Büyük yaba
Birleşik Kelimeler: atkı iplik
ALIK
-
Sersem olan, budala, ebleh
Sen ne alık herifsin be? Beni duyuyor musun? - Nazım Hikmet
Birleşik Kelimeler: alık salık
ALTI
- Beşten sonra gelen sayının adı
- Bu sayıyı gösteren 6 ve VI rakamlarının adı
- Beşten bir artık
Ata Sözleri ve Deyimler
- altıdan yemek
- altı karış beberuhi
- altı okka etmek
- altı olur, yedi olur, hep Allah'ın dediği olur
Birleşik Kelimeler: altıgen, Altıkardeş, altıparmak, altıpatlar, altı yol
AKUT (Kelime Kökeni: Almanca akut)
- İveğen
AKIL (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳl)
- Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us
-
Öğüt, salık verilen yol
Bu aklı size kim verdi.
-
Düşünce, kanı
Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve! - Ahmet Kutsi Tecer
-
Bellek
Hâlâ aklımda o tufan yağmuru. - Cahit Sıtkı Tarancı
Ata Sözleri ve Deyimler
- akıl akıldan üstündür
- akıl akıl, gel çengele takıl
- akıl alır gibi değil
- akıl almak
- akıl almamak
- akıl bırakmamak
- akılda kalmak
- akıldan çıkarmak
- akıldan çıkmak
- akıl danışmak
- akılda tutmak
- akıl durdurmak
- akıl erdirememek (veya ermemek)
- akıl erdirmek
- akıl ermek
- akıl etmek
- akıl havsala almamak
- akıl için yol (veya tarik) birdir
- akıl işi değil
- akıl kişiye sermayedir
- akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi akılını almış (veya akıllar gelin olmuş, herkes kendininkini beğenmiş)
- akıl öğretmek
- akıl para ile satılmaz
- akıl sır ermemek
- akıl terelelli (olmak)
- akıl var, izan (veya mantık veya yakın) var
- akıl vermek
- akıl yaşta değil baştadır
- akıl yürütmek
- akla (veya akıllara) durgunluk (veya şaşkınlık) vermek
- akla fenalık vermek
- akla gelmek
- akla gelmemek
- akla gelmeyen başa gelir
- akla hayale gelmemek
- akla sığar gibi
- akla sığmamak
- aklı almamak
- aklı başa yaş getirir
- aklı başına gelmek
- aklı başından gitmek
- aklı başka yerde olmak
- aklı bir (veya beş) karış yukarıda (veya havada) olmak
- aklı bir yerde olmak
- aklı bokuna karışmak
- aklı çıkmak
- aklı dağılmak
- aklı durmak
- aklı ermek
- aklı fikri bir şeyde olmak
- aklı gitmek
- aklı kalmak
- aklı karışmak
- aklı kesmek
- aklı kesmemek
- aklıma gelen başıma geldi
- aklına bir şey gelmek
- aklına bir şey gelmesin
- aklına düşmek
- aklına esmek
- aklına geleni işleme, her ağacı taşlama
- aklına geleni söylemek
- aklına geleni yapmak
- aklına gelmek
- aklına getirmek
- aklına getirmek
- aklına koymak
- aklına koymak
- aklına mukayyet olmak
- aklına sığdırmak
- aklına sığmamak
- aklına şaşayım (veya şaşarım)
- aklına takmak
- aklına turp sıkayım
- aklına tüküreyim
- aklına uymak
- aklına yatmak
- aklına yelken etmek
- aklında kalmak
- aklından çıkarmamak
- aklından çıkmak
- aklından geçirmek
- aklından geçmek
- aklından zoru olmak
- aklında olsun (veya kalsın!)
- aklında tutmak
- aklını (bir şeyle) bozmak
- aklını başına almak (veya toplamak veya devşirmek)
- aklını başından almak
- aklını başka yere vermek
- aklını çalmak
- aklını çelmek
- aklını devşirmek
- aklını kaçırmak
- aklını karıştırmak
- aklını kullanmak
- aklının ayarını bozmak
- aklının bir köşesine yazmak
- aklının köşesinden geçmemek
- aklının terazisi bozulmak
- aklının ucundan bile geçirmemek
- aklını oynatmak
- aklını peynir ekmekle yemek
- aklını şaşırmak
- aklını takmak
- aklını yormak
- aklınla bin yaşa
- aklın süzgecinden geçirmek
- aklın yolu birdir
- aklı sonradan gelmek
- aklı takılmak
- aklı yatmak
- aklı zıvanadan çıkmak
Birleşik Kelimeler: akılalmaz, akıl defteri, akıl dışı, akıl dişi, akıl doktoru, akıl hastanesi, akıl hastası, akıl hocası, akıl kârı, akıl kethüdası, akıl kumkuması, akıl kutusu, akıl küpü, akıl zayıflığı, akıldan yoksun, akıllara seza, akıllara şifa, akıllara zarar, akıllara ziyan, koyma akıl, oyma akıl, akla yakın, akla yatkın, akla zarar, akla ziyan, aklı başında, aklıevvel, aklı kıt, aklıselim, aklı sıra, aklı tam ayar, aklı yetik
AKLI
-
Beyazı bulunan, beyaz renkli
Arabacı, içkinin söndürdüğü fersiz, kabarık, aklı gözlerini kızın yüzüne yanaştırarak fısıldadı. - Peyami Safa
Birleşik Kelimeler: aklı karalı