KURUNTUCU ile Oluşan Kelimeler (KURUNTUCU Kelime Türetme)
KURUNTUCU harflerinden oluşan 30 kelime bulunuyor. KURUNTUCU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Kuruntucu kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
9 Harfli Kelimeler
KURUNTUCU16
8 Harfli Kelimeler
KURUTUCU15
7 Harfli Kelimeler
TURUNCU13, KURUNTU10
6 Harfli Kelimeler
KUTUCU12, KURUCU12
5 Harfli Kelimeler
KUTNU7, KUTUR7, KURUT7, NUTUK7, NUKUT7
4 Harfli Kelimeler
UNCU9, KURU6, KUTU6, KUUT6, URUK6, UTKU6, KURT5, KUNT5
3 Harfli Kelimeler
CUK7, KUR4, KUT4, NUR4, RUN4, TUN4, TUR4
2 Harfli Kelimeler
TU3, UN3, UR3, UT3
TU
-
Tuh
Tu, böyle mi olacaktı!
Birleşik Kelimeler: tu kaka
UN
- Öğütülerek toz durumuna getirilmiş tahıl ve başka besin maddeleri
Ata Sözleri ve Deyimler
- un ufak etmek
- un ufak olmak
- ununu elemek, eleğini asmak
Birleşik Kelimeler: un çorbası, un helvası, esmer un, has un, özlü un, balık unu, buğday unu, et unu, galeta unu, kan unu, mısır unu, pirinç unu, soya unu, yulaf unu
UR
-
Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla insan, hayvan veya bitki dokularında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren yumru, bağa, tümör, neoplazma, Çingene ahtapotu, vejetasyon
Yalnız yağ birikintisinden ibaret bir bez, bir nevi ur, hayatı tehdit edecek bir şey değil! - Abdülhak Şinasi Hisar
Birleşik Kelimeler: ur kaplama, yağ uru
UT
- Utanma duygusu
Birleşik Kelimeler: ut açıcı, ut yeri
-
Klasik Türk müziği araçlarından, iri karınlı, kirişli, mızrapla çalınan bir çalgı
Ferhunde, burada sevdiği bir ut muallimiyle evlenip bahtiyar olmuştu. - Reşat Nuri Güntekin
KUR (Kelime Kökeni: Fransızca cours)
-
Yabancı paraların ulusal para cinsinden değeri
Resmî kura göre doların değeri yeniden ayarlandı.
- Düzey
Birleşik Kelimeler: cari kur, çapraz kur, dalgalı kur, efektif kur, katlı kur, sabit kur, döviz kuru
- Karşı cinse ilgi göstererek onun hoşuna gitme, gönlünü kazanmaya çalışma
- Birinin duygularını okşayacak biçimde davranarak onu elde etmeye çalışma
Ata Sözleri ve Deyimler
- kur yapmak
KUT
- Devlet idaresinde güç, yaratıcılık ve yetki bakımından sahip olunan üstün güç
- Mutluluk
- İlahi bir kaynaktan gelen rahmet, bereket
NUR (Kelime Kökeni: Arapça nūr)
- Aydınlık, ışık, parıltı, ziya
-
İlahi bir güç tarafından gönderildiğine inanılan parlaklık
Kuru Kadı okurken önündeki mezarın bir yeşil nurla tutuştuğunu gördü. - Ömer Seyfettin
Ata Sözleri ve Deyimler
- nur gibi
- nur içinde yatsın
- nur inmek
- nur ol!
- nur topu gibi
- nuruaynım
- nuruçeşmim
- nurudidem
Birleşik Kelimeler: nur yüzlü, gemici nuru, göz nuru
RUN (Kelime Kökeni: Fransızca run)
- III-XIII. yüzyıllarda İngiliz İskandinav dillerinde kullanılan alfabenin harflerinin her biri
- Göktürk yazıtlarında kullanılan yazı türünün harflerinden her biri
TUN (Kelime Kökeni: Farsça tūn)
- Gizli yer, köşe bucak
Ata Sözleri ve Deyimler
- tundan tuna atmak
Birleşik Kelimeler: tun tun
TUR (Kelime Kökeni: Fransızca tour)
-
Dolaşma
Yemekten sonra araba ile tura çıktık. - Yahya Kemal Beyatlı
- Bir sonuca ulaşıncaya kadar yapılan iş
- Başladığı noktada biten, bir veya daha fazla yere önceden belirlenmiş bir programa göre yapılan seyahat
Ata Sözleri ve Deyimler
- tura çıkmak
- tur atlamak
- tur atmak
- tur bindirmek
- turu geçmek
Birleşik Kelimeler: tur operatörü, götürü tur, paket tur, şehir turu
KURT
- Köpekgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'da yaşayan, postu gri sarı renkli, yırtıcı, etçil memeli hayvan (Canis lupus)
- Bir yeri, bir şeyi iyi bilen
-
İşini iyi bilen, aldanmaz, kurnaz
Deminden beri sus pus olmuş, fırsat bekleyen kurt müşterilerin ilk defa sesi duyuluyor. - Haldun Taner
Ata Sözleri ve Deyimler
- kurdun adı yaman çıkmış, tilki vardır baş keser
- kurdun oğlu akıbet kurt olur
- kurt ağzı bağlamak
- kurt dumanlı havayı sever
- kurt gibi
- kurt kocayınca köpeğin maskarası olur
- kurt komşusunu yemez
- kurt köyünü değiştirir, huyunu değiştirmez
- kurtla görüşürsen köpeği yanından ayırma
- kurtla koyun, kılıçla oyun olmaz
Birleşik Kelimeler: kurtağzı, kurtboğan, kurt kapanı, kurtkıyan, kurt köpeği, kurt kuş, kurt kuyusu, kurt mantarı, kurt masalı, kurtpençesi, kurt sineği, kurttırnağı, Başkurt, bozkurt, eski kurt, yavrukurt, yeleli kurt, deniz kurdu
- Yumuşak vücutlu, uzun gövdeli, omurgasız, bacaksız, ayaksız veya çok ilkel ayaklı küçük hayvan
- Bazı böceklere veya bazı böcek kurtçuklarına verilen ad
Ata Sözleri ve Deyimler
- kurdunu (veya kurtlarını) dökmek (veya kırmak)
Birleşik Kelimeler: kurtayağı, kurtbağrı, kurt baklası, kurt bilimi, kurtyeniği, kurt yeniği, kancalı kurt, keseli kurt, kıl kurt, kızılkurt, pembekurt, kırbaç kurtları, ağaç kurdu, ağ kurdu, bağırsak kurdu, fındık kurdu, ibrişim kurdu, iplik kurdu, kırbaç kurdu, kitap kurdu, kök kurdu, Medine kurdu, tahta kurdu, tel kurdu, yaprak kurdu, yıldız kurdu, zeytin kurdu
- Güney gök küresinde, Akrep ile Boğa arasında bulunan takımyıldız
KUNT (Kelime Kökeni: Farsça kund)
-
Ağır, kalın, dayanıklı ve sağlam
Yüksek, sur gibi kalın duvarın ardındaki küçük avluya kunt demir kapıdan girilirdi. - Ayla Kutlu
KURU
-
Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı
Yanakları kuruydu fakat gözleri tamamıyla siyah yaştı. - Halide Edip Adıvar
-
Yağış almayan veya üzerinde bitki olmayan
Kuru çöl. Kuru tepeler.
-
Daha sonra kullanılmak için kurutulmuş, taze ve yeşil karşıtı
Evlerin önlerine kuru meşe dallarıyla örtülü çardaklar yapmışlar. - Refik Halit Karay
-
Canlılığını yitirmiş (bitki)
Çiçek açmaz kuru bir ağaç, ötmeyi unutmuş bir kuş mu oldum? - Halide Edip Adıvar
-
Salgısı olmayan
Kuru öksürük. Kuru egzama.
-
Döşenmemiş, çıplak
Salih Reis, dört kuru duvardan ibaret fukara kapısından gördüğü mavi denize baka baka ölmek istiyordu. - Halikarnas Balıkçısı
-
Katıksız, yanında başka şey olmayan (yiyecek)
Kuru çayla karın doyar mı?
-
Etkisi ve sonucu olmayan
Şahsına topluluğun isteğini emanet edenler boş bir riya, kuru bir şeref olsun diye laf etmediler. - Ruşen Eşref Ünaydın
- Zayıf, çelimsiz, arık, sıska, kaknem
-
Heyecanı, tadı olmayan, tekdüze
Kuru, zevksiz bir hayat.
-
Akıcı olmayan, duygudan yoksun
Kuru bir anlatım.
- Kuru fasulye
Ata Sözleri ve Deyimler
- kuru başına kalmak
- kuruda kalmak
- kuru gayret çarık eskitir
- kuru hasır (veya kilim) üstünde kalmak
- kuru laf karın doyurmaz
- kurunun yanında yaş da yanar
- kuru tahtada kalmak
Birleşik Kelimeler: kuru boya, kuru çay, kuru çayır, kuru çeşme, kuru dere, kuru duvar, kuru ekmek, kuru erik, kuru fasulye, kuru filtre, kuru gürültü, kuru hava, kuru iftira, kuru incir, kurukafa, kuru kafa, kuru kahve, kuru kalabalık, kuru kayısı, kuru kemik, kuru köfte, kuru kuruya, kuru kuyu, kuru laf, kuru meyve, kuru öksürük, kuru pasta, kuru pil, kuru sebze, kurusıkı, kuru soğan, kuru soğuk, kuru söz, kuru tarım, kuru temizleme, kuru üzüm, kuru yemiş, kuru yemişçi, kuru yük, kuru ziraat, kara kuru, tuzu kuru, karaca kuruca, tahtakuruları, armut kurusu, Beypazarı kurusu, dut kurusu, gülkurusu, gül kurusu, insan kurusu, kayısı kurusu, kız kurusu, piç kurusu, tahtakurusu, üzüm kurusu, yaprakkurusu
KUTU (Kelime Kökeni: Rumca)
-
İnce tahta, mukavva, teneke, plastik vb.nden yapılmış, genellikle kapaklı kap
Enfiyesini, üstü mineli bir kutudan çekerdi. - Abdülhak Şinasi Hisar
-
Bu kabın alabildiği miktarda olan
Tam bir kutu çorabı tıkıştırdılar koltuğumun altına. - Nazım Hikmet
- Elektrik veya telefon tellerinin toplanıp bağlandığı kap
-
Bir kimsede, bir yerde, bir şeyde iyi veya kötü bir özelliğin fazlalığını belirten bir söz
Akıl kutusu. Fesat kutusu.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kutu gibi
Birleşik Kelimeler: kutu kutu, camekânlı kutu, kapalı kutu, karakutu, kara kutu, akıl kutusu, batarya kutusu, boya kutusu, ecza kutusu, kalem kutusu, mücevher kutusu, posta kutusu, sorgu kutusu, şikâyet kutusu, vites kutusu, yağ kutusu, yakınma kutusu, zemberek kutusu
KUUT (Kelime Kökeni: Arapça ḳuʿūd)
- Namazın oturularak kılınan kısmı
- Oturma