Kurum ile Başlayan Kelimeler

KURUM ile başlayan 16 kelime bulunuyor. Başında KURUM olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kurum kelimesinin anlamı nedir? İçinde kurum olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

KURUMSALLAŞMAK22, KURUMLAŞTIRMAK22

13 Harfli Kelimeler

KURUMLAŞTIRMA21, KURUMSALLAŞMA21

11 Harfli Kelimeler

KURUMSUZLUK20, KURUMLAŞMAK18, KURUMLANMAK15

10 Harfli Kelimeler

KURUMLANIŞ17, KURUMLAŞMA17, KURUMLANMA14

8 Harfli Kelimeler

KURUMSUZ16, KURUMSAL12

7 Harfli Kelimeler

KURUMLU11, KURUMAK10

6 Harfli Kelimeler

KURUMA9

5 Harfli Kelimeler

KURUM8

KURUM

[isim]

  • Bacalarda biriken kalın is

    Vapur dumanı ve baca kurumuyla kapkara olan saçlarımla yastığı kirletmek istemiyordum. - Halikarnas Balıkçısı

[isim]

[hukuk]

  • Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı veya birlik, müessese

    Türk Dil Kurumu.

Birleşik Kelimeler: eğitim kurumu, kamu kurumu

[isim]

  • Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş, azamet, tekebbür

    Hikmet Bey'in kurum ve edası, her zamankinden belki yüz kat üstündü. - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kurum (veya kurumunu) satmak
  • kurum kurum kurumlanmak (veya kurulmak)

KURUMA

[isim]

  • Kurumak işi

    O zaman güneşe bakan bu güzelim çayırlara oturup kurumayı bekliyorduk. - Ayla Kutlu

[kimya]

  • Boyanın çözücüsünün buharlaşması veya bağlayıcısının kimyasal tepkime gibi çeşitli yollarla sert bir film oluşması

KURUMAK

[nesnesiz]

  • Islaklığını, nemini yitirerek kuru duruma gelmek

    Çıplak dallarda henüz kuruyamayan su damlaları parlak, mavi birer boncuk gibi parlıyordu. - Halide Edip Adıvar

  • Bitki, suyu çekilip cansız duruma gelmek

    Bu ulu ağaç yerlerde sürüne sürüne kurudu ve etrafını dikenler, ısırganlar bürüdü. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

  • Akarsu, göl vb.nin suyu kalmamak

    Kurumuş dere gibi taşlık bir yerden geçtik. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Bazı nesneler yumuşaklığını yitirmek, sertleşmek

    Darı ve mısır yemekten bağırsakları kurumuştu. - Refik Halit Karay

[mecaz]

  • Cılızlaşmak, sıskalaşmak, zayıflamak

    Karısı hırçınlıktan kurumuş bir kadın. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Çok susamak

KURUMLU

[sıfat]

  • Kurum(I) tutmuş olan

[sıfat]

  • Gururlanarak kasılan, mağrur, dikbaşlı

KURUMSAL

[sıfat]

  • Kurumla ilgili
  • Değişik birim ve fonksiyonlarıyla bir kurumun niteliklerine tam anlamıyla sahip olan

KURUMLANMA

[isim]

  • Kurumlanmak işi

KURUMLANMAK

[nesnesiz]

  • Kurum (I) tutmak

[nesnesiz]

  • Gururlanarak kasılmak

KURUMSUZ

[sıfat]

  • Kurumu olmayan

KURUMLANIŞ

[isim]

  • Kurumlanma işi

KURUMLAŞMA

[isim]

  • Kurum niteliği kazandırma, kurum niteliği verme
  • Özellikle politik ve ekonomik alanlarda denetim örgütlerinin, kurumların çoğaltılması eğilimi

[toplum bilimi]

  • Herhangi bir davranış, düşünüş, inanış biçiminin tarih olarak durağan ve toplumca değer verilen kalıplara dönüşmesi süreci, müesseseleşme

KURUMLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Kurum durumuna gelmek, müesseseleşmek

KURUMSUZLUK

[isim]

  • Kurumsuz olma durumu

KURUMLAŞTIRMA

[isim]

  • Kurumlaştırmak işi

KURUMSALLAŞMA

[isim]

  • Kurumsallaşmak durumu

KURUMSALLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Kurumsal duruma gelmek
  • Örgütlü duruma gelmek
  • Süreklilik kazanmak