KURULAYIŞ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

KURULAYIŞ harflerini içeren 5 harfli 29 kelime bulunuyor. 5 harfli KURULAYIŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KAYIŞ11, YAKIŞ11, YARIŞ11, YAŞLI11, KURUŞ10, AŞLIK9, ALKIŞ9, KIŞLA9, KARIŞ9, KAŞLI9, KARŞI9, KALIŞ9, ŞIRAK9, ŞAKUL9, ŞARKI9, UYARI9, UYLUK9, UYRUK9, AYRIK8, AYLIK8, KURYA8, KIRAY8, KAYIR8, LAYIK8, YULAR8, YARIK8, KURUL7, KURAL6, KARLI6

KURAL

[isim]

  • Bir sanata, bir bilime, bir düşünce ve davranış sistemine temel olan, yön veren ilke, nizam

    Dil bilgisi kuralları.

  • Davranışlarımıza yön veren, uyulması gereken ilke

    O, yirmi beş yaşına kadar umumi kurallara, yargılara sığmayan bir hayat yaşamıştır. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: kural dışı, kurala aykırı, üç birlik kuralı, görgü kuralları, yazım kuralları

KARLI

[sıfat]

  • Üstünde kar bulunan

    Baş pınarın karlı suyun içelim / Gurbet kalesini tezce geçelim - Halk türküsü

  • Kar yağan

    Kışın çok karlı, tipili günlerinden başka günlerini günahı kadar sevmezdi. - Osman Cemal Kaygılı

[sıfat]

  • Kârı olan, kazançlı

    Şimdi ayrıntılara girmeyelim. Kitapta yazılanlara inanmak, inanmamaktan çok daha kârlıdır. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: kârlı iş

KURUL

[isim]

  • Bir işi yapmak, yönetmek veya bir kurum ve kuruluşu temsil etmek için görevlendirilmiş kişilerden oluşmuş topluluk, heyet, konsey, asamble

Birleşik Kelimeler: alt kurul, genel kurul, seçici kurul, üst kurul, yarkurul, Bakanlar Kurulu, balotaj kurulu, denetim kurulu, denetleme kurulu, disiplin kurulu, onur kurulu, sağlık kurulu, sandık kurulu, seçiciler kurulu, soruşturma kurulu, tahkim kurulu, teftiş kurulu, uzlaştırma kurulu, yargıcılar kurulu, yasama kurulu, yazı kurulu, yönetim kurulu, yürütme kurulu

AYRIK

[sıfat]

  • Ayrılmış

    Yandan ayrık, tek tük gümüş pırıltılı saçları. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Ayrı tutulan, başkalarına benzemeyen, ayrıcalı, müstesna
  • Kural dışı
  • Düzgün ve uygun olmayan, çarpık

    Apış arasına fazla tülbent ve mermerşahi tıkarak bebeği çarpık ve ayrık bacaklı, tenasüpsüz olmaktan korur. - Refik Halit Karay

[isim]

  • Ayrık otu

Birleşik Kelimeler: ayrık kümeler, ayrık otu

AYLIK

[isim]

  • Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş

    Ordu ve hükûmet aylıklarımızın bir kısmıyla altın alırdık. - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]

  • Bir ay içinde olan

    Aylık ücretin ödenmesi de garip bir biçim almıştı. - Adalet Ağaoğlu

[sıfat]

  • Bir ay süren, mahiye

    Aylık iş.

[sıfat]

  • Ayda bir kez yapılan veya çıkan

    Aylık toplantı. Aylık rapor. Aylık dergi.

[sıfat]

  • Belirli aydan beri var olan

    Üç aylık çocuk.

[zarf]

  • Bir ay için

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aylığa geçmek
  • aylık almak
  • aylık bağlamak
  • aylık vermek

Birleşik Kelimeler: onbiraylık, üç aylık, emekli aylığı

KURYA (Kelime Kökeni: İngilizce curia)

[isim]

  • Vatikan'ı yöneten yürütme ve yargılama organlarının bütünü

KIRAY

[sıfat]

  • Yol kesen, asi
  • Genç, delikanlı

KAYIR

[isim]

[halk ağzında]

  • Kalın kum
  • İnce kum

LAYIK (Kelime Kökeni: Arapça lāyiḳ)

[sıfat]

  • Nitelikleri, özü, hareketleri, davranışlarıyla bir şeyi elde etmeye hak kazanmış olan

    Sevilmeye o herkesten fazla layıktır. - Peyami Safa

  • Bir kimseye uygun olan, yaraşan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • layığını bulmak
  • layık görmek
  • layık olmak

YULAR

[isim]

  • Bir yere bağlamak veya çekerek götürmek için hayvanın başlığına veya tasmasına bağlanan ip

    Papaz beygirin yularını çekti. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yuları birinin elinde olmak
  • yuları ele vermek (veya kaptırmak)
  • yuları takmak
  • yuları teslim etmek

Birleşik Kelimeler: yuları eksik

YARIK

[isim]

  • Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak

    Tam öğle vakitleri yüksek kaya yarığının dibinde toplanıyor, bir saat kadar güneşleniyorduk. - Aka Gündüz

  • İnce bir çizgi durumunda açılmış yara

[mecaz]

  • Anlaşmazlık

    Şimdiden birtakım yarıklar açan siyasi rekabetten başka ne mana verilebilirdi? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[fizik]

  • Küçük bir ışık demeti elde etmek için ışık kaynağının önüne konulan, saydam olmayan bir düzlem üzerine açılmış, dikdörtgen biçiminde küçük delik

[tıp]

  • Çatlak

[argo]

  • Dişinin cinsel organı

[sıfat]

  • Yarılarak açılmış veya yarılarak oluşmuş

Birleşik Kelimeler: yarık dudak, karnıyarık, tabanı yarık, dudak yarığı

AŞLIK

[isim]

  • Aş yapmak için hazırlanan ve saklanan şeyler
  • Dövüldükten sonra savrularak temizlenen ve kurutulan buğday
  • Zahire

ALKIŞ

[isim]

  • Bir şeyin beğenildiğini, onaylandığını anlatmak için el çırpma, alkışlama, kargış karşıtı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alkış almak
  • alkış kopmak
  • alkış toplamak
  • alkış tufanı kopmak
  • alkış tutmak

Birleşik Kelimeler: alkış ağası

KIŞLA

[isim]

[askerlik]

  • Askerlerin toplu olarak barındıkları yapılar bütünü

    Gece gündüz kışlada kaldığımızdan sivil hayat ile temasımız pek azdı. - Falih Rıfkı Atay

[halk ağzında]

  • Koyun ve keçi sürülerinin gecelediği veya kışın barındığı kapalı ağıl

KARIŞ

[isim]

  • Parmaklar birbirinden uzak duracak biçimde gergin duran elde, başparmak ile serçe parmağın uçları arasındaki açıklık

    Yürüyüp geçeceğim, basacağım yerlerin her bir karış mübarek toprağı benim için mukaddesti. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Birleşik Kelimeler: karış karış, bir karış