KURAMLAŞTIRMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler
KURAMLAŞTIRMAK harflerini içeren 8 harfli 73 kelime bulunuyor. 8 harfli KURAMLAŞTIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
RUMLAŞMA14,
ARALIKTA
- Öbür şeyler arasında, bu arada
AKTARMAK
- Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek
- Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek
- Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak
- Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek
-
İletmek, bildirmek
Derdini size aktarıp arınmış, sizi zehirleyip bırakmıştır. - Haldun Taner
- Bir kitabı başından sonuna kadar okumak
- Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak
- Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak
-
Alıntılamak
Onun yerine Salâh Birsel'in bir şiirini aktaracağız. - Salâh Birsel
- Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak
-
Tür değişikliği yapmak
Romanı dizi filme aktarmak.
- Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak
- Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek
AKTARLIK
- Aktarın yaptığı iş
ALATURKA (Kelime Kökeni: İtalyanca alla turca)
-
Eski Türk gelenek, görenek, töre ve hayatına uygun, Doğuluca, alafranga karşıtı
Alaturka, eski tahta kapısının dışarıdan da içeriden de çengelleri var. - Ayla Kutlu
- Bu töre ve hayatı benimsemiş (kimse)
-
Alaturka saat
Biz alaturka 10 sularında mektepten çıkardık. - Falih Rıfkı Atay
-
Düzensiz, yöntemsiz
Alaturka çalışma.
Birleşik Kelimeler: alaturka müzik, alaturka saat, alaturka tuvalet
KARARTMA
- Karartmak işi
-
Savaş durumunda düşman uçaklarından korunma amacıyla ışıkları örtme veya söndürme biçiminde alınan önlemlerin bütünü
Karartma saati yaklaşıyordu, bir an önce evlerine varmalıydılar. - Erendiz Atasü
KARARMAK
- Rengi karaya dönmek, siyahlaşmak
-
Işık sönmek, kısılmak veya gücü azalmak
Hava iyice kararmış, caddenin bütün elektrikleri yanmıştı. - Peyami Safa
- Ateş sönmeye yüz tutmak
- Kederlenmek, canı sıkılmak
-
Niteliğini yitirmek
Eşsiz hafızası sönüyor, sağduyusu kararıyordu. - Falih Rıfkı Atay
KARLAMAK
-
Kar yağmak
Grip salgınının, göğse bir taş gibi oturan bronşitin bütün sebebi havanın bir türlü karlayamamasında, karın yağmamasındaymış. - Nazım Hikmet
KARTALMA
- Kartalmak işi
KATLAMAK
-
Kâğıt, kumaş vb. nesneleri üst üste kat oluşturacak biçimde bükmek
Gazeteleri itina ile katlayıp cebine koydu. - Sait Faik Abasıyanık
-
Arttırarak çoğaltmak
Parasını ikiye katladı.
ARILAMAK
- Bir şeyde herhangi bir ayıp veya kusur bulunmadığını bildirmek, tenzih etmek
ARIKLAMA
- Arıklamak işi
ARATILMA
- Aratılmak işi
ARTIRMAK
-
Artmasını sağlamak, çoğaltmak
Bu sıcak ve içten ses Fikret'i hayata bağlıyor, yaşama sevincini artırıyordu. - Reşat Enis
- Bir malı başka alıcıların verdiği fiyattan daha yüksek bir fiyatla almak istemek
- Tutumlu davranıp biriktirmek, tasarruf etmek
-
Herhangi bir davranışta ileri gitmek
Sen edepsizliği adamakıllı artırdın.
ATKILAMA
- Atkılamak işi, argaçlama
IRALAMAK
-
Belirli bir ıra ile belirtmek, karakterize etmek
Düşkünlere yardım Türk'ü ıralayan bir erdemdir.