[isim]

[hayvan bilimi]

• Sölenterlerin, saydam ve jelatinli deniz hayvanlarını içine alan sınıfı

[-i]

• Arık (II) duruma getirmek

[nesnesiz]

[halk ağzında]

• Yemekte artık bırakmak

[nesnesiz]

• Aktarma işine konu olmak

  Pek çok roman ve hikâye de sinemaya aktarılmıştır. - Adalet Ağaoğlu

[isim]

• Karartılmak işi

[isim]

• Kurtarılmak işi

[nesnesiz]

• Kart duruma gelmek

[nesnesiz]

• Arık (II) olmak

[-i]

• Birini veya bir şeyi bulmak için bir yeri gözden geçirmek

  Odayı iyice araştırdım ama aradığımı bulamadım.

• Bir gerçeği ortaya çıkarmak için aramalarda bulunmak, sormak, soruşturmak

  Birkaç adam gönder ve durumu araştırsınlar. - İhsan Oktay Anar

• Bilimde ve sanatta yöntemli çalışmalar yapmak

  Türkiye'de henüz memleket meselelerini ilmî bir şekilde araştıran müesseseler kurulmamıştır. - Mehmet Kaplan

[isim]

• Aklaştırmak işi

[isim]

• Alkışlatmak işi

[-i]

• Bir şeyin beğenildiğini, onaylandığını anlatmak için el çırpmak

  O zaman biz hayranları onu şiddetle alkışlardık. - Attila İlhan

[mecaz]

• Beğenmek, takdir etmek

[nesnesiz]

• Alık duruma gelmek, bir şey karşısında aptallaşıp şaşırmak, şaşkınlaşmak, aptallaşmak

  Birdenbire alıklaşan yüzünü bir zafer gururuyla seyrediyordu. - Halide Edip Adıvar

[-den]

• Uzaklaşmak

[nesnesiz]

• Kurt durumuna gelmek, kurt gibi olmak

  Birkaç vurgun yaptın mı alışır, kurtlaşırsın. - Hüseyin Rahmi Gürpınar