Kur ile Başlayan 8 Harfli Kelimeler

KUR harfleri ile başlayan 8 harfli 38 kelime bulunuyor. Başında KUR olan 8 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "kur ile biten 8 harfli kelimeler. İçinde Kur olan 8 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

KURTAĞZI20, KURGUSUZ19, KURŞUNCU17, KURUKAFA16, KURUMSUZ16, KURLAĞAN16, KURUTUCU15, KURŞUNSU15, KURGUSAL15, KURNAZCA15, KURTULUŞ14, KURUŞLUK14, KURUTMAÇ14, KURŞUNLU14, KURALSIZ14, KURDEŞEN14, KURNASIZ14, KURTARIŞ13, KURTLUCA13, KURUSIKI13, KURABİYE13, KURAKÇIL13, KURDURMA13, KURULTAY12, KURUMSAL12, KURSİYER12, KURTARIM11, KURTULMA11, KURULAMA11, KURULMAK11, KURUTMAK11, KURYELİK11, KURAMSAL11, KURANDER11, KURSAKLI11, KURTARMA10, KURAKLIK10, KURTALAN9

KURTALAN

[isim]

  • Siirt iline bağlı ilçelerden biri

KURTARMA

[isim]

  • Kurtarmak işi

Birleşik Kelimeler: kurtarma aracı, kurtarma gemisi, kurtarma kazısı

KURAKLIK

[isim]

  • Kurak olma durumu, kurak hava, yağışsızlık

    Kuraklık her yanı kasıp kavuruyor ve berbat ediyor bostanları. - Halikarnas Balıkçısı

KURTARIM

[isim]

  • Kurtarma işi

KURTULMA

[isim]

  • Kurtulmak işi

    Öyle ya, hasta olduklarını bilseler bu hastalıktan kurtulmaya çalışmazlar mı? - Orhan Veli Kanık

KURULAMA

[isim]

  • Kurulamak işi

    Kocaman bir tas içinde su geliyor, sabun, havlu, kurulama deyinceye kadar hiddeti geçiyor sultanın. - Necip Fazıl Kısakürek

KURULMAK

[nesnesiz]

  • Kurma işine konu olmak veya kurma işi yapılmak

    Kurulmuştu benim adıma bir saray / Çevresini dolanmış gümüşten bir çay - Ahmet Muhip Dranas

[-e]

  • Rahatça oturmak, yerleşmek

    Bayramlarda bir payton tutar, tek başına arkaya kurulur, saatlerce dolaşırdı. - Cahit Külebi

[mecaz]

  • Övünür biçimde davranışlarda bulunmak, kasılmak

    Adam amma da kuruluyor.

KURUTMAK

[-i]

  • Suyunu ve ıslaklığını giderip kuru duruma getirmek

    Gözyaşlarını kurut, dedi, bilirsin ki kader değişmez. - Cemil Meriç

  • Bitki canlılığını yitirmek

    Tek başına dolaştığın derin, yeşil ormanlarda / Yaprakları kurutacak sonbaharı düşündün mü? - Enis Behiç Koryürek

  • Bazı sebze ve meyvelerin buharlaştırılmasıyla kuru bir durum almasını sağlamak

[mecaz]

  • Cılız duruma getirmek, zayıflatmak

    Bu hastalık onu kurutmuş.

[mecaz]

  • Yiyecek ve içecekleri yiyip bitirmek

[mecaz]

  • Uğursuzluk getirmek, yok etmek

    Dâhilde bütün millî kuvvetlerimizi dağıttılar, bütün kabiliyetlerimizi kuruttular. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: dalkurutan, kankurutan, uçkurutan

KURYELİK

[isim]

  • Kuryenin görevi

KURAMSAL

[sıfat]

  • Kuramla ilgili, kuram durumunda bulunan, kuram niteliğinde olan, nazari, teorik, uygulamalı karşıtı

KURANDER (Kelime Kökeni: Fransızca courant d'air)

[isim]

  • Hava akımı, cereyan

    İçtiğim Fernet'nin serinliği birdenbire kesildi, kuranderini duymaktan başka az evvel poyraz rüzgârı alan kalbim şimdi bir lav akıntısının altında! - Refik Halit Karay

KURSAKLI

[sıfat]

  • Kursağı olan

    Kursaklı düdük.

[halk ağzında]

  • Guatr hastalığı olan (kimse)

KURULTAY (Kelime Kökeni: Moğolca)

[isim]

  • Ulusal veya uluslararası bilimsel toplantı
  • Bir kuruluşun, gündemindeki sorunları, temel konuları konuşmak ve yeni kurullar seçmek üzere belli sürelerle veya gerektikçe yaptığı genel toplantı, kongre

    Dil Kurultayı.

[tarih]

  • Eski Türklerde devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı meclis

KURUMSAL

[sıfat]

  • Kurumla ilgili
  • Değişik birim ve fonksiyonlarıyla bir kurumun niteliklerine tam anlamıyla sahip olan

KURSİYER (Kelime Kökeni: Fransızca coursier)

[isim]

  • Kurs öğrencisi