Kud ile Başlayan Kelimeler

KUD ile başlayan 20 kelime bulunuyor. Başında KUD olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İçinde kud olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

KUDRETSİZLİK19

11 Harfli Kelimeler

KUDURGANLIK20

9 Harfli Kelimeler

KUDURTUCU18, KUDRETSİZ16, KUDURTMAK14, KUDRETTEN12

8 Harfli Kelimeler

KUDÜMZEN17, KUDURGAN16, KUDUZLUK16, KUDURMAK13, KUDURTMA13, KUDRETLİ11

7 Harfli Kelimeler

KUDURUŞ15, KUDURMA12, KUDURUK12

6 Harfli Kelimeler

KUDEMA10, KUDRET9

5 Harfli Kelimeler

KUDUZ12, KUDÜM11, KUDAS9

KUDRET (Kelime Kökeni: Arapça ḳudret)

[isim]

  • Güç(I), erk, erke, iktidar

    Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur. - Atatürk

  • Yetenek

    Din adamları halk üzerinde büyük bir telkin kudretine sahiptirler. - Mehmet Kaplan

  • Maddi güç, zenginlik

[din bilgisi]

  • Tanrı yapısı

[din bilgisi]

  • Tanrı'nın ezelî gücü

    Balınan yoğrulmuş o sırma saçlar / Kudretten çekilmiş karadır kaşlar - Halk türküsü

Birleşik Kelimeler: kudret hamamı, kudret helvası, kudret narı

KUDAS (Kelime Kökeni: Arapça ḳudās)

[isim]

[din bilgisi]

  • Hz. İsa'nın havarileriyle birlikte yediği son yemeği anmak için, Hristiyanların kilisede bir kap içinde ekmek ve şarabı kutsayarak yaptıkları tören, liturya

KUDEMA (Kelime Kökeni: Arapça ḳudemā)

[isim]

[eskimiş]

  • Eskiler, eski insanlar
  • Eskiliği bakımından ileri gelenler, öne çıkanlar

    Kudemanın şiirde iddiaları ancak kendi şiirlerinin bambaşka bir cevher olduğu sadedine kadar giderdi. - Yahya Kemal Beyatlı

KUDRETLİ

[sıfat]

  • Gücü olan, güçlü
  • Başarılı, üstün olan

KUDÜM (Kelime Kökeni: Arapça ḳudūm)

[isim]

[eskimiş]

[müzik]

  • Mehter takımlarında ve tekkelerde kullanılmış olan, metal kâseli, küçük iki davuldan oluşmuş usul vurma aracı

KUDRETTEN

[zarf]

  • Yaradılıştan

    Kirpikleri kudretten sürmelidir. - Sait Faik Abasıyanık

KUDURMA

[isim]

  • Kudurmak işi

KUDURUK

[sıfat]

  • Kudurmuş (insan veya hayvan), akur

[mecaz]

  • Azgın, saldırgan

[mecaz]

  • Çok yaramaz

KUDUZ

[isim]

[tıp]

  • Köpek, kedi, tilki vb. memeli hayvanlardan ısırma, tırmalama veya salya yolu ile insana geçen, genellikle çırpınma, sudan korkma şeklinde beliren, zamanında aşı yapılmazsa ölümle sonuçlanan hastalık

[sıfat]

  • Bu hastalığa yakalanmış

    Ama dokunsalar ağlayacağı veya kuduz köpek gibi sağa sola saldıracağı belliydi. - Tarık Buğra

[sıfat]

[mecaz]

  • Azmış

Birleşik Kelimeler: kuduz böceği, kuduz otu

KUDURMAK

[nesnesiz]

  • Kuduz hastalığına yakalanmak, kuduz olmak

[mecaz]

  • Aşırı davranışlarda bulunmak, taşkınlık göstermek

    Kudurmuş bir heyecanla döndü. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Çok yaramazlaşmak, ele avuca sığmamak

    Dört tarafı haraca kesen bu kudurmuş oğlanı kodese attırana kadar el birliğiyle çalışacağımıza söz veriyor muyuz? - Haldun Taner

[mecaz]

  • Gücünü artırmak, tehlikeli bir durum almak, tehlikeli bir duruma gelmek

    Oraya üşüşen Avrupalılar, doymak bilmez kudurmuş bir açlıkla din kardeşlerimizin kanlarını emip dururlar. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Çok kızmak, öfkelenmek

    Kırlarda saatlerce böyle dolaştı, durdu / Söylendi, homurdandı. Düşündükçe kudurdu! - Enis Behiç Koryürek

KUDURTMA

[isim]

  • Kudurtmak işi

KUDURTMAK

[-i]

  • Kudurmasına sebep olmak

[mecaz]

  • Öfkelenmesine yol açmak

KUDURUŞ

[isim]

  • Kudurma işi

    Bu sebepsiz kuduruşu beni şaşalattı. - Ömer Seyfettin

KUDRETSİZ

[sıfat]

  • Gücü olmayan, takatsiz

KUDURGAN

[sıfat]

  • Azgın